Bölüm şarkısı - Manuş Baba - Bu havada gidilmez
İyi okumalar!
****
Zaman durmuştu Ferit için. Yerde baygınca yatan Seyran mıydı?
Hayır, Seyran olamazdı yanlış görmüştü. Hayır, Seyran olamazdı, olmaması gerekiyordu.Ama yerde baygınca yatan kişi Seyran'dı. O Seyran'dı, yanlış görmemişti. O Seyran'dı, olmaması gerekirken ama olmuştu.
Hızlıca Seyran'ın yanına çöktü, başını kucağına yerleştirdiğinde eline kan bulaştı. Elindeki kana bakakaldı. Bu kan Seyran'ın kanı mıydı? Başını iki yana sallayıp elini Seyran'ın yüzüne yerleştirdi, okşadı. "Seyran, bak ben geldim. Seyran, bak buldum seni." Cevap yoktu. "Seyran n'olur bak, aç gözünü yalvarırım." Cevap yoktu. Hareket yoktu. "Seyran bırakmazsın değil mi beni?" Cevap yoktu.
Yoksa bırakmış mıydı? İlk önce Seyran'ın bağlı olan ellerini çözdü. Eli Seyran'ın kesilmiş bileğine gitti. Nabzı hala vardı. Derin bir nefes aldı. Hala bırakmamıştı onu. "O yeşillerini bir kez göster bana. Ne olur Seyran görmeye çok ihtiyacım var." Cevap yoktu. Hareket yoktu.Seyran'ın bedenine sarıldığında buz gibi olduğunu fark etti. Üstündeki montu çıkarıp hemen Seyran'ın üzerine örttü ama hala soğuktu, buz gibiydi. Sarıldı hemde sımsıkı. Isıtmak istedi Seyran'ı. Dışarıya doğru "Abi!" Diye bağırdığında içeriye Abidin girdi ama gördüğü manzara ile ne yapacağını bilemedi. "Abi, arabayı hazırla! Seyran'ı hemen hastaneye götürmemiz lazım!"
Abidin beklemeden çıktığında Ferit Seyran'ı dikkatlice kucağına aldı. Dışarı çıktığında Abidin arka kapıyı açtı. Ferit hemen kucağındaki Seyran ile arabaya bindiğinde Abidin de sürücü koltuğuna geçti ve arabayı çalıştırdı.
Seyran'ın yanağına birkaç damla yaş düştü. Bunlar Ferit'in gözyaşlarıydı. Ağladığının o bile farkında değildi. Tek umursadığı Seyran'dı ve şu an yaptığı tek şey yalvarmaktı. "Seyran, güzelim ne olur, ne olur bir kere aç gözlerini. O bana yeter, gerçekten yeter. Ben yetinirim onunla." Seyran'ın yanaklarını, dudağını, alnını, saçını öptü. Sanki son kez öpüyormuş gibi. Buna inanmak istemiyordu ama ihtimallerden kaçamıyordu. Kaçmak istesede kaçtıkları gelip yine onu buluyordu.
Ferit yol boyunca ağladı, yalvardı. Ama hiçbiri işe yaramadı çünkü Seyran yanlarında değil gibiydi. Bilinci gitmişti, hissizdi.
Araba bir hastanenin önünde durduğunda Abidin arabadan inip hızlıca sedye istedi. Ferit Seyran ile arabadan indiğinde Seyran'ın eli yana doğru düştü. Sedye geldiğinde Ferit Seyran'ı yavaşça sedyeye bıraktı ve elini tuttu. Öyle bir tuttu ki; asla bırakmayacakmış gibi. Doktorlar sedyeyi hızlıca ameliyathaneye götürürken Seyran'ın durumu hakkında konuşuyorlardı. "Hipotermi geçiriyor hasta. Bilinç kapalı. Nabız düşük, tansiyon yüksek. İç kanama geçiriyor olabilir." Ferit ise tüm bu konuşulanları duymuyor gibiydi. Sadece Seyran'ın elini tutuyor ve ona iyi olacağını söylüyordu.Amleiyathaneye girecekleri sırada Ferit'i engellediler. "Beyefendi ameliyathaneye giremezsiniz." Ferit ise diretiyordu. "Benim Seyran'ın yanında olmam lazım, söz verdim ona. Bırakamam onu." Bu esnada Abidin gelip Ferit çekti ve Seyran'ı tutan eli Seyran'ın elinden uzaklaştı. Doktorlar ameliyathaneye girdiler ve kapı kapandı.
Abidin Ferit kendine çekip sarıldığında Ferit şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı. "Kaybetmek istemiyorum Abi! Seyran'a birşey olursa ben yaşayamam! Ben onsuz ne yaparım?" Abidin Ferit'in sırtını sıvazladı. "Merak etme aslanım. Hiçbir şey olmayacak Seyran'a. Seyran güçlü kız, bırakmaz seni, savaşır." Ferit kendini bir anda yere bıraktı, elindeki Seyran'ın kanına baktı daha çok ağladı. "Kanı elimde, onun kanı benim elimde."
![](https://img.wattpad.com/cover/355972816-288-k678927.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalı Çapkını ▪︎ One Shots
ContoBeğenmediğim, içimde kalan, düzeltilmeye ihtiyacı olan bölümleri yazıyorum.