Ayrılık

158 24 39
                                    

Merhaba, iyi okumalarr...

~Jisung

Minho bana bir şarkıyı dinlememi istemişti, şarkıyı oldukça merak ediyordum. Hemen dinlemek istedim.

"Ben kahvaltı hazırlayayım artık." diyerek odadan çıktım. Minho'nun odasından kulaklıklarımı aldım ve mutfağa girdim.

Malzemeleri çıkartıp kulaklığımı taktım, sesi tamamen açtım ve bir yandan kahvaltıyı hazırlarken, diğer yandan da müziği dinlemeye başladım.

Tabii' ellerim istemsiz çalışıyordu resmen. Şarkı daha saniyeler olmadan ruhumu etkisi altına almıştı bile. İlk 1 dakikasında belli olmuyordu belki, ama o andan itibaren melodisi deniz gibiydi, sözleriyse; dalgalar. Eğer kendini kaptırırsan dalgalarla boğuşursun, ve seni denizin karanlığına götürür.

Sözlerine odaklanmıştım, çok anlamlı, çok derindendi.

Daha ilk dinlememde favori şarkılarıma girmişti bile.

Birisinin bana böyle anlamlı bir şarkı hediye etmesi o kadar kıymetliydi ki. Saatlerce düşünerek dinleyebilirdim.

Gitmek istemiyordum, ama gitmek zorundaymış gibi hissediyordum. Onu öylece bırakıp gitmek, çok acımasızdı.

Kısa sürmesini diliyordum, sadece öğrendiğimi söyleyip getirecektim. En fazla ne kadar sürebilirdi ki?

Yemeği hazırlamam sona ermişti, düşüncelerimle birlikte zaman çabuk geçmişti. Masayı da hazırladıktan sonra Minho'yu çağırmak için salona girdim. Genişçe oturmuştu. "Minho yemek hazır." "Yanıma otur biraz dinlen." Dediği gibi yapıp yanına oturmuştum. Ayakta durunca çabukça yorulan bir insandım, bu da vücuduma yansıyordu sanırım.

Minho kolunu omzuma atıp hafifçe kendine çekmişti. İçime garip bir his vermişti bu hareketi. "Sarılabilir miyim acaba?" Dediği şeyle kalbim hızlandı, onunla sarılmayı çok seviyordum "Tabi." Tek kolum serbestti, onu da ileri uzattığımda ayağa kalkmaya çalıştım, ama Minho belimden tutup kendine sertçe çekti. Kucağına oturmamı sağlamıştı.

"Minho?"

Kafasını omzuma gömmüştü ve bedenimi sıkıca sarmıştı. Sadece sarılıyordu. Bende onun boynundan tutup sarıldım. Çok garip bi' andı. Yüzümün kızardığını tüm hücrelerimde hissediyordum, ne yapıyoruz bilmiyorum. Sarılmak bu muydu? Alt bedenlerin birleşimi sarılmaya girer mi?

Ben öyle düşünüyordum en azdından.

"Jisung."

Gözlerimi pörtletmiştim, ve yanında irkildim. Ne yapacağımı anlayamamıştım. "Efendim Minho?" Sesim hafifçe titriyordu. "Çok güzel kokuyorsun."

Her dediği heyecanlandırıyordu. Adımı anması bile güzel hissettirmişti, üzerine bir de iltifat etmesi bi' ayrı güzeldi. "Sende."

Saçlarımı karıştırmıştı, ardından belimdeki ellerini yavaşça serbest bırakmıştı. Kafasını geriye yaslamış, yüzüme bakmaya çalışıyordu.

Heyecandan yüzüm kızardığı için bunu görmesini istememiştim. Bu yüzden ben onu bırakmıyordum. "Jisung ama yüzüne bakmak istiyorum." "Olmaz." Hafif kıkırdamıştı, sonra bu gülünç yanını bozarak kendini ve sesini ciddileştirdip devam etti. "Nedenmiş bakalım?" Hiçte güçlü tutmadığım ellerimi boynundan çekmişti.

Piece Of PaperHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin