Merhabaa, nasılsınız?
Minho~
Eve vardığımda oldukça ıslandığımı fark ettim. Kıyafetlerimi değiştirip yatağıma girmem bir oldu. Çok hızla kaderim değişmişti, anlam veremedim. Belki şuan çoktan sonsuzluğa gitmiştim, ama olmadı. Kararımdan emin olmadığımı düşünmeye başladım, tanımadığım birisinin söylediği bir kaç kelime için neden böyke bir şeyden kısa sürede olsa vazgeçerim ki? Her neyse. Düşünmemin bir anlamı yoktu, oldu ve bitti. Kulağıma bir ses ilişmişti, telefonumu elime aldığımda ondan mesaj vardı.
+82****
Bilinmeyen Numara: Selam Minho ile mi görüşüyorum?
Minho
Evet, Han?Bilinmeyen Numara:
Ah evett, nasılsın?*Han Jisung kişilerinize eklendi*
Minho
İyiyim sen?Han
Bende iyiyimm, saçlarını kuruttun değil mi?Minho
Neden ki?Han
Çok ıslandın kurut bi an önceMinho
Sıkıntı değil.Han
Lütfen, hasta olursun sonra.Minho
Sonra denerim.Han
Peki, ama unutma.Minho
Tamam, teşekkür ederim.
Bu arada, bu konu hakkında pek konuşmak istemem ama, neden böyle bir şey yaptın?Han
O sözleri yazan kişinin kötü birisi olamayacağını anlamıştım, iyi birisinin acı çekerek dünyadan ayrılmasını kim ister ki?Minho
/ben.
Teşekkür ederim Han
Her neyse,
Sonra konuşabilir miyiz?Han
Tabi ki nasıl istersen gorusuruuzz~
Mesajı görür görmez telefonu kapatıp fırlattım. Yan yattığım yatakta sırt üstü bir hal alıp avuçlarımla gözlerimi ovuşturdum. Gözlerimden başıma ilerledi ellerim; soğuktu, ve bu ağrıdan sıcaklayan kafama iyi gelmişti. Bedenimi tamamen bıraktım, ellerim düşünce gözlerim yavaş yavaş açıldı.
Uzun zaman sonra birisiyle konuşuyordum, karşımdakinin düşüncelerini beynimin içinde analiz etmek çok yorucuydu. İstemsizce yapıyordum, ve yapmam gerekti.
Han haklıymış, sanırım hasta olacağım. Islandığından ağrısı ikiye katlanıyordu sanırım, evin hiç ısınmayan soğuğuyla beraber. Tek yaşamak zor, evin neresini ısıtacaksın ki?
Ben sessizce uzanırken çabucak gece olmuştu, saate bakmak için yatağımın yanında ki komidine elimi uzattım, bir şey hissedemeyince hatırladım; fırlatmıştım. Kırıldı mı kırılmadı mı hiç bir fikrim yoktu. Ayaklanıp ışığı açtım. Telefonu bulup ekranı açtığımda çatlamaları vardı, ama çalışıyordu. Benim için çalışması önemliydi zaten. Önemsemeyip tekrar yatağa yattım. Gece diyordum ama saat 5.50 olmuştu bile. Tavanı seyrederek yaklaşık yedi veya sekiz saat geçirmiştim. Uykuya yeni dalıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piece Of Paper
Fiksi Penggemar[Devam ediyor] Ağaçlar kesilip kağıtlar, kağıtlardan ise çok şey olabilir. Hayatınızı belirleyeceğiniz bir şey bu kağıt parçalarından geçiyor. Bir düşünün, tüm geleceğinizi belirleyen sınavlar bile bir kağıt ve mürekkepten oluşuyor. Yine bu kağıt pa...