(U2- Ordinary Love)
Oy vermeyenin kütüphanesindeki ficler siliniyormuş 🙀🙀🙀
İyi eğlenceler <3
...
Bir insanı tanımak için onu her gün yaptığı işleri yaparken görmek gerekir. Davranışları doğru yorumlanamaz belki fakat onun alışkanlıkları kimliğine dair fikirler verecektir. Jeon Jungkook da alışkanlık haline getirdiği, üç aydır vaz geçemediği bu davranışı sürdürmeye devam ediyordu.
Şubat ayına bir hafta kalmıştı, bu demek oluyordu ki güz dönemi bitecek ve tatil başlayacaktı. Şüphesiz ki Jungkook için bunun en güzel yanı, sonunda Taehyung'la derin konuşmalar yapmaya başlama fırsatı elde edecek olmasıydı. Soğuk ama güneşli bu kış gününde; Jungkook elindeki kitap ve yanına bıraktığı karton bardaktaki kahve ile bankta oturuyor, Taehyung ise kısmen uzağında bulunan bankta oturarak neredeyse her hafta yaptığı gibi kampüsteki insanları inceliyor ve notlar alıyordu. Yüzünde değişkenlik gösteren her bir ifade dışarıdan bakan kişi için merak uyandırıcıydı.
Farklı gördüğü kişilik tiplerini izler, onların gözlerine bakarak hislerini çözümler, jest ve mimiklerini takip ederek de karakter analizini tamamlardı.
Şu anda da yaklaşık 500 metre ilerisindeki, kampüsün orta yerinde bulunan geniş havuz etrafında toplanan arkadaş grubunu gözüne kestirmişti. Siyah ve küt saçları olan, göründüğü kadarıyla fazlaca dövmeye sahip ve neredeyse kendinden üç beden büyük bir palto giyen kızın hareketlerini anlamlandırmayı deniyor, gözlemlerini genellemelere başvurarak not alıyordu. Onun sıradanı bu hareketken, bir başkasının sıradan, rutin hale getirdiği davranış da Taehyung'u izlemekti.
Önündeki deftere baktı ve gelişigüzel sarf ettiği cümleleri alıcı gözle okudu.
Günlük bir aktivite olan eğlenme eylemini gerçekleştirirken bile durmadan etrafa bakınıyor. Abartılı ve iddialı denebilecek cinsten bir tarza sahip olmasına rağmen bunu üzerindeki bol paltoyla saklamaya çalışıyor. Hem dikkat çekmek hem de ilgi odağı olmaktan kaçınmak istiyor. Sohbete dahil olma gayreti yok, kimseyle göz teması kurmuyor. Muhtemelen yalnızca uyum sahibi, sosyal biri imajı taşımak istiyor. Çevresel kaygı bütünlüğüne bakacak olursam beden algı bozukluğu ve hipervijilans* görülme olasılığı yüksek.
Taehyung için bu gözlemlerin doğruluğu bir önem arz etmiyordu, o psikoterapist değildi ve tedavi amacı da gütmüyordu. Her insan gibi bakardı fakat diğerlerinin aksine o baktığı şeyleri görebiliyordu.
Jungkook saatine baktı; 10.45 yani Taehyung'un yerinden kalkarak kafeteryaya ilerleyeceği, ardından da Jin ve Jimin ile geniş koltuklar üzerinde yayılarak, bir saat 12 dakika boyunca sohbet edeceği zaman dilimi. Bu rutin olaylar gerçekleşirken Jungkook da gökyüzünü en geniş açıyla göz önüne seren cephede, baştan 6. masaya oturacak ve kitabını okuyacaktı.
Bu rutin tekrarlanırken ise aklında belirli düşünceler kol gezecekti. Hayır hayır, bu düşünceler olumsuz veyahut iç karartıcı türden değildi, hele ki Jungkook gibi kendini tüm anlamsızlıklara rağmen kucaklamış biri için suçlama dolu olumsuz düş kırıntıları söz konusu değildi. Onun için hayat dolu bir şahsiyet demek söz konusu olmasa da, memnun olmadığı durumlar için kendini değil aksine bu vaziyete sebebiyet verenleri sorumlu bulacak olgunluğa erişmiş biriydi. Jungkook'un karamsar algıları cehalete ve boş zihinli insanlara karşıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Le Coup De Foudre | Taekook
Fanfiction"Bir meleğin gülümsemesini vaat ettin bana, cehennemin sıcağını her zerrende taşırken. Tutkuna delice bağlanmış bana soracak olursan, özgürlükten daha yakıcıydı bu esaret."