0.1

331 11 0
                                    


Okumaya başlamadan önce oylamayı unutmayınnn:))

İkinci otobüsü de kaçırmıştım. Dünyanın en şanssız insanı falan olabilirdim! Geç kalkmamın faydalarını görüyordum(!)  Dersimin başlamasına 8 dakika kalmıştı  ve yürüyerek anca yarım saate giderdim. Daha fazla oyalanmadan dershaneye doğru yürümeye başladım.
  Neredeyse dershane başlayalı 15 dakika geçmişti ve az kalmıştı dershaneye varmama. Hızlı hızlı yürümek istesem de taş gibi ağır olan çantam yüzünden yapamıyordum. Sonunda dershaneye geldim ve merdivenleri çıkmaya başladım. Hayır yani 4 katlı bir dershanede neden asansör olmazdı ki! Daha fazla hayata isyan etmeden ve kimseyle karşılaşmadan  sınıfımın önüne geldim, kapıyı tıklattım ve içeri girdim.

Geç kaldığım için özür dileyecektim ki tanımadığım bir adamla göz göze geldim. Sanırım edebiyat öğretmenimiz gelmediği için bu hoca bize göz kulak olmak için gelmişti. Geç kaldığım için özür diledikten sonra yerime geçecekken hoca "Dur, seninle tanışmadık. Adın ne?" diye sordu. Hemen cevap verdim," Adım Yağmur." Kısa bir an duraksadıktan sonra "Tanıştığımıza memnun oldum, ben yeni edebiyat hocanızım. Adım Koray." dedi.  Kafamı sallayarak yerime geçtim.
  Çantamdan kitaplarımı çıkarırken yeni edebiyat hocamızı düşünüyordum. Yaklaşık 1.80 boylarında, yeşile yakın gözleri olan yakışıklı biriydi. Yanılmıyorsam 24-25li yaşlardaydı. Umarım iyi bir öğretmendir diye içimden geçirdim.
   Bu ders bizden test çözmemizi istedi ve biz test çözerken sıraların arasında dolaştı. Bir soruda takıldım ve o soruyla cebelleşmeye başladım. Tam o sırda yanımda birinin olduğunu fark ettim. Kafamı kaldırıp baktığımda Koray Hocanın benim soruyu soruyu çözmemi izlediğini gördüm. Anlık göz göze geldiğimizde utandığım için hemen kafamı soruya çevirdim.
Bir süre sonra o da yanımdan gitmişti. Öğretmen masasına oturarak çözdüğümüz testin cevaplarını söylemeye başladı.
Takıldığım soru dışında tüm soruları doğru yaptığımı görünce içimden sevinç naraları attım. Daha sonra da zil çaldı. Ozanların sınıfına gitmek üzereyken Koray hocanın benim sırama doğru geldiğini gördüm. Yanıma gelerek konuşmaya başladı.
-"Sıraları dolaşırken bir soruda takıldığını gördüm, çözebildin mi?" diye sordu.
-" Hayır hocam çözemedim, daha sonra bakacağım." diyerek gidecektim ki "Anlatmamı ister misin?" diye sordu. "Teşekkür ederim ben arkadaşımdan öğrenirim sorunun çözümünü." dedim ve sınıftan çıktım. Niye bu kadar önemsemişti anlayamadım. Çokta takmayarak Ozanların sınıfına girdim. Sınıfa göz gezdirdiğimde Ozanın en arkada oturduğunu gördüm. Arkadaşlarıyla konuşuyordu. Onların olduğu tarafa giderek yanına oturdum. Ozan gülümseyerek;
-" Aşkım, geldiğimde seni sınıfında göremedim. Geç mi kaldın?" diye sordu.
-"Evet ya, otobüsü kaçırdım hem de iki kez!" dedim.
Bu sırada Utkular da (Ozan'ın arkadaşları) kantine gideceklerini söyleyerek yanımızdan ayrıldılar.
-"İtiraz etmeseydin beraber gelirdik, gelmeden önce kahvaltı da yapardık. Ha bu arada sen kahvaltı yaptın mı?"diye sordu.
-"Hayır, aceleyle çıktığım için kahvaltı yapma fırsatım olmadı." dedim.
-"Gel o zaman kantine gidip bir şeyler atıştıralım. Utkular da oradadır." diyerek ayağa kalktı ve kolunu omzuma atarak yürümeye başladı.
Merdivenden inerken Koray hocayı gördüm. Onu gördüğümü hissetmiş gibi o da bana baktı ve göz göze geldik. Ozanı görünce garip bir ifade oluştu yüzünde. Ozan'ın konuşmasıyla Koray Hoca ile bakışmamızı kestim ve Ozan'ı dinlemeye başladım.
-"Her zamankinden alayım mı?" diye sordu. Kafamı aşağı yukarı sallayarak cevap verdim.
-"O zaman sen boş bir masaya geç, ben alıp geliyorum." diyerek kantinci abiye sipariş vermeye başladı. Boş  bir masaya oturduktan sonra gözüm istemsizce Koray Hocaya kaydı. Tam o sırada masadan kalkarak merdivenlere doğru yöneldi. Merdivenin basamaklarını çıkarken cebinden sigara paketini ve çakmağını çıkardığını gördüm. Sigara mı içiyordu? Beni ilgilendirmeyen düşünceleri kafamdan kovarak telefonumda gezinmeye başladım.
Yaklaşık 5 dakika sonra Ozan geldi ve kahvaltımızı (tost ve çay) yaptıktan sonra zil çaldığı için sınıflara dağıldık.
  Dersimiz tarihti. Gamze Hoca kadar dersi güzel anlatan bir öğretmen yoktu. Yerime geçtim, çantamdan kitaplarımı çıkardım. Daha sonra hoca gelene kadar en yakın arkadaşım olan İpek ile sohbet etmeye başladık.
-"Günaydın çiçeklerimm!"
  Gamze Hoca her zamanki enerjisi ile sınıfa girdi. Konumuz 1. Dünya Savaşıydı. Gamze Hoca konuyu o kadar komik ve heyecanlı anlatıyordu ki tarih sevmeyen biri bile Gamze Hoca'yı dinledikten sonra tarihi sevebilirdi. Bu dersimizi de gülerek, bol kahkahalarla geçirdikten sonra geriye son 4 dersimiz kalmıştı. Son dersimiz de bittikten sonra hazırlanarak sınıftan çıktım. Ozan çıkışta beni bekleyeceğini söylemişti, onu göremeyince mesaj atacaktım ki telefonumun şarjının bitmiş olduğunu gördüm. Acele bir işi vardır diyerek eve gitmek üzere otobüse bindim.
Eve geldikten sonra üstüme rahat bir şeyler geçirdim ve makarna yedim. Biraz dinlendikten sonra okuldan verilen ödevleri yapmaya başladım. Tüm ödevler  bittikten sonra bitik bir haldeydim. Ödevlere daldığımdan  Ozan'a mesaj atmayı unuttuğumu fark ederek onu aradım fakat telefonu meşguldü. Bir daha aradığımda telefonunun kapalı olduğunu anladım.  Endişelensem de şarjı bitmiştir diye düşündüm ve instagramda dolaşmaya başladım. Acaba Koray Hocanın instagram hesabı var mıydı? Bana neydi ki,varsa vardı yoksa yoktu. Yine saçma sapan konuları düşündüğümü fark ederek gözlerimi devirdim. İpek'in mesaj atmasıyla tam 1 saat boyunca okul,dershane ve biraz da dedikodular üzerine konuştuktan sonra uyumak için hazırlanmaya başladım. Dişimi fırçaladım,yüzümü yıkadıktan sonra nemlendiricimi de sürdüm ve yatağıma atladım. Sabah dershanem olduğu için erken uyumalıydım. Bir geç kalma vakası daha kaldıramazdım.
Uykum gelmiyordu. Yatağımda dönüp dururken Koray Hoca'nın yüzü aklıma geldi. Gözleri çok güzeldi. Yeşil miydi ela mıydı tam çözememiştim ama çok güzel gözleri vardı. Ne düşündüğümün farkına vararak hızla gözlerimi açtım. Bana ne oluyordu? Neden Koray Hoca'yı  düşünüp duruyordum? Yakın zamanda olacak şeylerden habersiz bir şekilde bu düşüncelerden uzaklaşmaya çalıştım ve kısık seste bir şarkı açtım. Kısa bir süre sonra uykuya dalmayı başarmıştım.

     Dinlediği şarkı: Seni Kimseye Anlatamazdım

DERSHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin