0.2

236 11 0
                                    


Okumaya başlamadan önce oylamayı unutmayınnnn:)

Çok şükür bugün de geç kalmamıştım dershaneye. Bugün program kontrolü vardı dershanede. Belim kopmak üzereydi (!) Sırt çantam yetmiyormuş gibi bir de poşet vardı elimde. (Kitaplarımın olduğu poşet)
Dershaneye gelip, tam merdivenlerden çıkarken çantamdan yırtılma sesi geldi ve arkama baktığımda çantamdaki bütün kitaplarımın ''Hansel ve Gratel'' gibi kitaplarım yürüdüğüm yolu çizmişti resmen! Aşağı inip kitaplarımı toplamak üzereydim ki Koray hocanın kitaplarımın bazılarını toplamış, buraya doğru geldiğini gördüm. Yukarı bakıp beni görünce gülümseyerek yanıma geldi;
-''Günaydın, sanırım yükün ağır.''dedi. Dediği beni gülümsetirken;
-''Günaydın hocam, maalesef bugün biliyorsunuzdur program kontrolümüz var. Bu yüzden çözdüğüm tüm kitapları getirmek zorunda kaldım.'' Dedim.
-''Anladım, yardım etmemi ister misin peki?'' Diye teklifte bulundu. Tam cevap vereceğim sırada Ozan'ın sinirli bir şekilde merdivenlerden çıkarak yanımıza doğru geldiğini gördüm. Yanımıza geldikten sonra elimdeki poşeti aldı ve Koray hocaya samimiyetsizce günaydın dedi. Koray hocada nazik bir şekilde karşılık verdikten sonra Ozan'a;
-''Bugün mezunların dersi yok diye biliyorum.'' Dedi Koray hoca. Daha sonra Ozan sabırsızca;
-''Bizde biliyoruz heralde. Yağmur'u bekliyeceğim.''
Koray hoca da Ozana yanıt vermedi ve elindeki kitaplarımı Ozan'ın eline tutuşturduktan sonra elini cebindeki sigarasına götürüp merdivenlerden inmeye başladı.
Her şey o kadar hızlı oldu ki hiç bir şey anlayamadım. Ozan kızgın bir şekilde bakarken bende anlamsızca ona bakıyordum. Bir anda elimden tutarak engel olmak istesemde onu durduramadım. Çok sıkı kavramıştı elimi. En üst kata geldiğimizde boş bir sınıfa girdi ve kapıyı kapattı;
-''Ne konuşuyordun onunla?'' Diye sordu.
-''ne oluyor Ozan? Ne bu tavırlar? Kitaplarım düştüğü için yardım etti adam.'' Dedim anlamayarak. Çünkü Ozan hiç böyle hesap sormazdı.
-''Adam içine düşecek gibi bakıyordu sana!'' Dediği an gözlerim kocaman açıldı.
-''Ne saçmalıyorsun sen ya? Adam öğretmen. Benimle ne işi olur?''
-''Biliyorum ama belli ki senden yüz buluyor!?''
Dondum. Kelimenin tam anlamıyla donmuştum. Ne dediğinin farkına varınca pişman oldu ve tam konuşmaya başlayacakken bir tokat attım ve hızla sınıftan çıkarak kendi sınıfıma doğru koşmaya başladım. Gözlerim yanıyor, ağlamamak için direniyordum. Sınıfa girdiğimde hoca telefondan yoklama alıyordu. İzin isteyerek yerime geçtim ve kitaplarımı çıkarmaya başladım. İpek de gelmemişti bugün. Salgından nasibini almıştı o da. Ders boyunca ozanın yaptığı imalar kafam dönüp durdu, bir türlü derse odaklanamadım. Ders sonuna doğru karnım ağrımaya başlamıştı. Umarım regl olmamışımdır diye dua ettim ve hocadan izin isteyerek tuvalete gittim. Maalesef regl olmuştum. Ağrı başıma da vurunca artık dayanamaz hale geldi ve sınıfa gittim. Ben tuvaletteyken zil çalmış olmalıydı. Hızlıca çantamı toparladım ve program kontrolü için getirdiğim kitaplarımı dolabıma yerleştirdim. Rehber hocasından eve gitmek için izin aldıktan sonra yavaşça merdivenlerden inmeye başladım. Öğretmenler zili çaldığı için dershane sessizdi bütün öğrenciler sınıflara dağılmıştı.
Bir elim karnımda yürürken Koray hocayı Soner hoca ile konuşurken gördüm. Koray hoca ile göz göze geldiğimizde hızla gözlerimi kaçırıp hızlı hızlı yürümeye başladım. Ozan yüzünden Koray hocaya çok ayıp olmuştu. Sanırım ozanın Koray hocadan özür dilemesi gerekiyordu.
Durağa gelince otobüsü beklemeye başladım. Otobüs gelince Akbil'imi okuttum ve boş bir yere oturdum. Düğüm olmuş kulaklığımı çözdükten sonra "ilacı olmayan ağrı" şarkısının sözleri kulağıma dolmaya başladı. Karnımdaki ağrı giderek dayanılmaz bir hâl alıyordu. Sıkıcı ve ağrı dolu bir yolculuktan sonra canım tatlı bişeyler çektiği için sitenin içindeki markete uğradım.
Sonunda eve girdim ve poşetleri bir kenara attım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra ağrı kesici içtim ve L koltuğuma yattım. Üşüdüğümü hissedince battaniyeme sarıldım ve televizyondan müzik açarak uyumaya çalıştım.
Kapının çalmasıyla uyandım. Telefona baktığımda saatin 14•08 olduğunu gördüm. Kapının deliğinden baktığımda bir kurye olduğunu gördüm. Ben sipariş vermemiştim ki(?) Kapıyı açtım;
-"İyi günler yemek siparişinizi getirdim."dedi.
-"Merhaba iyi günler, sanırım yanlış getirdiniz. Ben yemek siparişi vermedim." Dedim
-"Burası Koray Karahan değil mi?" Diye sordu.
Koray ismini duyunca aklıma ilk Koray hoca gelmişti. Her Koray, Koray hoca değildi değil mi? Kuryenin benden yanıt beklediğin hatırlayınca düşüncelerimden hızla uzaklaştım.
-"Hayır değil. İsterseniz adresi kontrol edin."
Telefonu çıkardı ve sanırım adrese baktı.
-"Kusura bakmayın Daire. 28'miş ben yanlış bakmışım." Dedi mahcup bir ifadeyle.
-"Sorun değil iyi günler." Diyerek kapıyı kapattım.
Hâlâ uykum vardı ama 6,5 ay sonra YKS'ye gireceğim için ders çalışmam gerekiyordu. Tuvalete gidip işlerimi hallettikten sonra yemek yaptım ve F.r.i.e.n.d.s eşliğinde yemeğimi yedim.
Yemeğimi yedikten sonra biraz evi toparladım. Telefonumu uçak modundan çıkardıktan sonra art arda mesajlar gelmeye başladı. Ozandan bir sürü mesaj ve arama vardı. Hâlâ sinirli olduğum için mesajlarını yanıtsız bıraktım. Ben de ona yanlış şeyler söyleyip kendi modelimin daha da berbat olmasını istemiyordum.
Kafamı dağıtmak için çalışma masama oturdum ve müzik eşliğinde YKS paragraf çözmeye başladım.
Yaklaşık 1;5 saat çalıştıktan sonra masamdan kalktım ve tuvalete girdiğimde pedimin bittiğini fark ettim. İçimden saydırarak ayakkabılarımı giydim ve anahtarımı alarak evden çıktım. Telefonumun şarjı az olduğu için yanıma almamıştım.
Marketten ihtiyaçlarımı aldıktan sonra kafa dinlemek için parka doğru yürümeye başladım. Boş bir banka oturdum ve ay'ı izlemeye başladım. Ay çok güzeldi. Yıldızlar da öyle...
"Keşke telefonumu getirseydim, müzik dinlerdim" diye düşündüm.
Bir süre sonra omzuma birinin dokunduğunu hissettim, arkama döndüğümde dokunanın ozan olduğunu anlamam zor değildi. Hemde leş gibi içki ve sigara kokan ozanı tanımamam mümkün değildi.
-"Yağmur'um özür dilerim. Gerçekten istemeyerek söyledim."
Söyledikleri karşısında tepkisiz kalmıştım. O sözleri söylemeden önce düşünmeliydi.
-"Bunları daha önce düşünmeliydin Ozan. Bu sözlerle bana güvenmediğini gayet açık ve net bir şekilde göstermiş oldun. Zaten son bir kaç gündür garip davranıyors-"
-"Ben mi garip davranıyorum lan? Asıl garip davranan sensin! O Koray denecek şerefsizi ne zaman seninle görsem içine dü-" ikimizde birbirimizin sözünü bölmüştük.
-"Bak yine saçma sapan konuşmaya başladın Ozan. Hem bide sarhoşsun. En iyisi daha sonra sakin kafayla konuşalım lütfen!?" Dedim ve tam gidecekken kolumdan tutup binanın arkasına doğru çekiştirmeye başladı.

DERSHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin