7

199 15 3
                                    

Özür dilerim çok geç attığımın farkındayım. Bekleyenlere büyük haksızlık ettim. Bundan sonra daha sık bölüm atıcam. Bölümü kontrol etmeden atıyorum hatam varsa kusura bakmayın.

iyi okumalar~

_____________________

Yazardan;

Herkes dönme dolaptan indikten sonra Changbin ve Yeonjun gitmek istediklerini söylemiş ve arkadaşlarının yanından ayrılmışlardı. Grubun devamı ise sahile gidip biraz daha takılmaya karar vermiş arabalarına binip sahilin en sakin yerlerine gitmişlerdi. Tabi lunaparka girerken de dedikleri gibi bütün içkileri Chan'a aldırmış öyle geçmişlerdi.

Sonunda sahile gelmiş kumların üstüne oturmuş içerken sohbet ediyorlardı.

Chan'dan;

Yaklaşık bir saattir oturmuş konuşuyorduk ve Hyumjin ve benim dışımda herkes çakır keyifti. Sanırım artık eve gitmemiz gerekiyordu.

"Hadi kalkın eve gidelim hepiniz uçmuşsunuz." Hyunjin dediğime katılarak ayağa kalkmış ve diğerlerini de kaldırmama yardım ediyordu. 

Hyunjin'den;

Chan'ın dediğiyle kalkmış ve diğerlerini kaldırıyordum. Minho çok sarhoş değildi bu yüzden o Jeongin'i kaldırmış ve Chan'ın arabasına gitmeye başlamıştı.Chan da Seungmin'i kaldırmış ve arabaya yönelmişti. Arkasından Chan'a Jisung ve Felix'i benim bırakabileceğimi söylemiş ve onları da göndermiştim. Felix'e döndüğümde hala çok sarhoş olmadığını ve ayaklanıp toplanmaya başladığını gördüm. Onu Savsak savsak toplanmaya çalışırken görünce kısıkça kıkırdadım. Kıkırdamamla bana baktı ve gülümsedi. Bir iki adımda yanıma gelip parmak uzuna yükseldi. Düşmemesi için refleks olarak ellerimle belini tuttum. Yüzüme doğru yaklaşıp dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu. Daha sonra gülümseyip yanaklarımı ve burnumu da öpüp geri ekildi. O bunları yaparken tek odağım alkolün etkisiyle kızarmış ve küçük yıldızlarını barındıran yanaklarıydı. Jisung'un mırıldanmasıyla ellerimi çektim ve ikimiz de ona baktık. Zar zor açabildiği gözleri ve kıpkırmızı olmuş tombul yanaklarını şişirmiş, küçük ellerini bize uzatımış mızmızlanıyordu. Ve bunu yaparken inanın bana çok tatlı gözüküyordu.

Eğildim ve onu kucağıma aldım. Yürüyebilecek durumda değildi. Direkt kollarını boynuma, bacaklarını belime sardı. Gözümün içine bakıyordu. Birden gülümsedi ve dudaklarımı öpmeye başladı. Küçük küçük kelebek öpücükler veriyordu. Birkaç kere daha öpüp yüzünü Felix'e döndö ve ona kollarını uzattı. Felix birkaç adımda yanımıza yaklaşmış ve Jisung'un kollarının arasına girmişti. Jisung'un bacakları bana, kolları Felix'e sarılıyken şimdi de Felix'in dudaklarına kelebek öpücükleri kondurmaya başlamıştı. Ben ise bir elim Jisung'un diğer elim Felix'in belini okşarken gülümseyerek izliyordum onları. 

Kısa bir süre sonra birbirlerinden ayrılmışlar ve arabaya doğru gitmeye başlamıştık. Jisung'u hemen arka koltuğa oturtup kemerini bağladım. Felix'e de arkada Jisungla oturmasını söyleyip onu da oturtup bağladım. Oturdukları anda Jisung kafasını Felix'in omzuna yaslamış, Felix'te başını Jisung'un başının üstüne koymuştu. Gülümseyip ikisinin de alnına bırer kokulu öpücük kondurdum ve Şoför koltuğuna geçtim.

Ne zaman o ikisine bu kadar bağlandığımı bile bilmiyordum. Kendime şaşıyordum. Ben ne zaman bu kadar sevgi dolu olmuştum? Ne zaman sevgim kalbimden taşacak kadar sevmiştim onları? Daha hayatıma birkaç gün önce giren çocuk ve en yakın arkadaşıma nasıl ve ne zaman bu kadar aşık olmuştum? Bu duygu aşk mıydı? Hala anlam veremiyordum bu duygulara ama üstüne bu kadar düşünmek de istemiyordum. Ne olacaksa olsun ama onlarla olsun istiyordum. Onlara karşı aklımla değil kalbimle davranmak istiyordum. 

unexpected *hyunsunglix* [MINI FIC]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin