5

273 21 12
                                    

Jeongin'den;

Felix hyungun dönmesini kutlama amaçlı -neyini kutluyorsak, ilk uzaklaştırması değildi- Chan hyungun evinde buluşmuş ve gece çok içmiştik. Şişe çevirmecede neredeyse hiçbir soruyu cevaplamayıp hepsinde içmiştim ve ilk sarhoş olanlardan biri bendim. Yatmadan yaklaşık bir saat önce oynamayı bırakmış sohbet ediyorduk. Bu sırada Minho hyung -benimle çok ilgileniyor garip bir şekilde- bana acı kahve yapmıştı ve onun sayesinde biraz ayılmıştım. 

Herkes yattıktan sonra (üst katta Chan hyungun odasında yatıyordum) aşağıdan aglama sesleri geldiğini duydum. Yine Felix hyungun krizlerinden birinin tuttuğunu düşünüp endişeyle aşağı inmiştim ki; Hyunjin hyung, jisung hyung ve Felix hyungun ağladığını gördüm. Olayı anlamak için biraz orada durup dinlemeye başladım. Birinin birinden hoşlanmasından bahsettiklerini anlayabilmiştim ancak. Sarhoş oldukları ve ağladıkları için sesleri iyice boğuk ve bozuk geliyordu. Tam yanlarına gidip sorunu soracağım sırada Felix hyungun, Hyunjin hyungun dudağını öptüğünü görmemle gözlerim sonuna kadar açıldı. 

Açıkçası Hyunjin hyungun ondan hoşlandığını anlamıştım çünkü bana sürekli onu soruyor ve arada Jisung hyungla birlikte Felix hyungu çağırıp neşelendirmeye çalışıyor ve yanlız kalmasına izin vermiyorlardı. 

Beni düşündüren kısmı Hyunjin hyungun Jisung hyunga sarılırken öpüşmeleriydi. Jisung hyungun bunu hatırlayamayacak kadar sarhoş olduğunu sanmıyordum çünkü baya ayıktı. Derken ikinci şoku Jisung hyungun kafasını kaldırıp, Felix hyungun Jisung hyungu öpmesiyle yaşadım. NOLUYO LAN! diye düşünmeden edemedim. Veee üçüncü şok! Jisung hyungla Hyunjin hyun öpüşmeye başladı. Grup mu yapıyor lan bunlar. Artık şaşıramıyordum. Bunu hyungumla sabah konuşacaktım ama şimdi başka kimse görmeden diğerlerine bakmalıydım.

_____________

Düşünmekten gece boyu adam gibi uyuyamamıştım. Saate baktığımda sabah sekizdi. Hemen yataktan kalkıp aşağı indim ve  Felix hyungu Jisung hyung ve Hyunjin hyungu izleyip kahve içerken gördüm. Yanına yaklaştım. Beni görmesiyle toparlanıp bana baktı.

"Günaydın Jeong."

"Günaydın hyung. Biraz konuşabilir miyiz?"

"Tabiki."

Önden balkona doğru gitmeye başladım, o da arkamdan geliyordu. Balkondaki koltuğa oturğumuzda bana sorar gözlerle bakmaya başladı.

"Sorun ne Jeong?"

"Hyung, uzatmayacağım..." Derin bir nefen alıp devam ettim. "Dün sizi gördüm... Jisung ve Hyunjin hyungla. Siz... öpüşüyordunuz. Üçünüz."

Şok olmuş gözlerle yüzüme bakıyordu. Ağızı açılmış ne diyeceğini düşünüyor gibiydi.

"B-b-ben..."

"Hyung! Bana dürüst ol. Ne yaptığının farkında olacak yaştasın, ben de ne olduğunu anlayacak yaşta... O yüzden lütfen bana karşı dürüst ol."

Derin bir nefen çekti içine ve bıkkınca verdi nefesini. 

"Jeongin. Haklısın, sana yalan söylemeyeceğim. Senden saklayamam." Derin bir nefes aldı. "Ben... Onlardan hoşlanıyorum. İkisindende. Nasıl ya da ne zaman oldu bilmiyorum ama... Bilmiyorum başta sadece birinden hoşlandığımı sanıyordum çünkü beraberlerken kalbim deli gibi atıyordu fakat fark ettim ki ayrı ayrı görüştüğümüzde de, ikisinde de hızlanıyor kalbim. B-ben böyle bir şeyin mümkün olduğunu bile bilmiyordum."

Sonlara doğru sesi titremeye ve gözleri dolmaya başlamıştı. Ona sarıldım sıkıca. Sarılmamla gözünden bir yaş omzuma düştü. Daha sıkı sarıldım ve onu rahatlatmak için konuştum:

unexpected *hyunsunglix* [MINI FIC]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin