9. Bölüm-"İçimizdeki kırılmalar."***
Lara koşmasıyla yüzüne vuran rüzgarı hissedince tebessüm etti. İçinde bir yaşama duygusu oluşmuş, hatta yaşamaktan zevk almıştı. Belki bir saniye, belki bir dakika sürecekti ama bu kimin umrundaydı ki? O mutluydu. Gerçekten mutluydu.
Kulübenin kapısına geldi ve kapıyı tıklattı. Emin olmak içon tekrar arkasına bakmıştı ve Bill gitmişti.
"EVLAT!"
Lara'nın daha kapıya dönmeden kocaman kollar onu sardı ve onu havaya kaldırıp sarıldı. Bu Ford'u. "Seni çok merak ettin ne yaptığını sandın sen?!"
Tabii ya, Lara bunu tamamen unutmuştu...
"B-Ben..." cümlesini devam ettiremedi. O sırada Stan ve ikizler geldi.
"Evlat kaybolduğundan beri emin ol kardeşimi ilk defa bu kadar telaşlı gördüm. Sen iyi misin?" Stan onu inceledi. "Bazı yerlerin kanamış." Dedi yanağına elini getirerek.
Mabel, "Hemen yara bandı getiriyorum!" Diyerek odasına koştu. Ford Lara'yı yere indirdi ve kollarına, ayaklarına daha detaylı baktı. Neden ona karşı bu kadar ilgiliydi? Ford Lara'nın dizine baktığında morluk gördü. "Tanrım...Lara sen nerdeydin?"
Lara yutkundu. Başından bir iki damla ter aktı. Çok stresliydi ona karşı yalan söylerken utanıyordu. Zaten iyide yalan söyleyemiyordu bu yüzden daha da zorlanıyordu.
"Dışarda gezmek isterken günlüğünde ki canlıyla karşılaştım...Grem- Gremgob- öyle birşey..." Ford onu aldı ve odasına çıkmaya başladı diğer herkes ve Mabel yara bandı ile odalarına çıktılar.
***
Olayın üzerinden yaklaşık iki saat geçmişti. Kimse daha fazla Lara'ya soru sormamıştı. Ford onun her tarafını sarmış ve uyuması için yatağını hazırlamıştı. İkizler ise yara bandını yapıştırmış, Stan ona akşam yemeği için çorba koymuştu.
Sahi...neden hava karanlıktı?
Lara, başını tutarak yatağında oturdu ve telefonundan saatte baktı. Saat gece iki olmuştu. Gecenin bir yarısında uyanıp geri uyuyamamazdı genelde ve bundan nefret ederdi. Yanlarına baktığında Dipper ile Mabel'ın uyuduğunu görmüştü. Gülümsedi ve sessizce kendine uyku getirebilecek bir aktivite bulmaya çalıştı.
Aklına ilk kitap okumak geldi. Yavaşça ayak ucunda yürüyerek önündeki kitaplığa gitti. Kitabını alacakken gözüne kendi günlüğü geldi ve ona bugün yaşananları yazmanın daha iyi hissettireceğini düşündü. Günlüğünü aldı ve yer yatağında bağdaş kurarak sırtını Mabel'ın yatağına yasladı.
Merhaba günlük şuan saat gece iki.
Ve maalesef bu saatte uyandım...umarım tekrar uyuyabilirim.
Neden bu saatte uyandım? Çünkü tüm günümü evrenin en güçlü ama şuan insan olup bana "muhtaç" olduğunu söyleyen -demedi hissetiriyor- ama aynı zamanda bana "çırağı" diyen bir yandan da neredeyse ölüm ile burun buruna bir maceradan çıktığım için erken uyudum.
Bill...onu serbest bıraktım. Sadece zihnimin rahatlamasını istedim. Çok çaresizdim ve...Lara ağzını ve gözlerini kapatarak yukarıya baktı ve gözünden bir iki damla günlüğüne düştü. Derin bir nefes alıp kendini sakinleştirince yazmaya devam etti.
Bu kısmı geçmek istiyorum.
Bugün birlikte boyutlar arası bir pazara gittik. Bissürü tuhaf yaratıklar vardı ve hepsi tuhaf eşyalar satıyordu! Çok tuhaftı ama tabii ki bu Bill için normaldi. Yanımdan ayrılıp bir tezgaha gitti ve ben o sırada bir kedi gördüm. Bill'e kendimi kanıtlamam gerekmiş gibi aptal bir düşünceye kapıldım ve o kediyi takip ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Şeytanın Çırağı||Gravity Falls~
Fanfiction~☆°*•°☆°*•°☆°*•°☆°*•°☆~ -Şeytanın Çırağı||Gravity Falls- ~☆°*•°☆°*•°☆°*•°☆°*•°☆~ 'Elini ona uzatan şeytana baktı, daha sonra da o ellere... Siyah ve bir piyaniste aitmiş gibi duran kibar uzun parmaklar. Masmavi bir ateş yandı uçlarında ve ateş hızlı...