Cafuné (''Lawrusso'' Drabble)

26 2 8
                                    

Bu öyküyü AO3'de yayınlamam gerekirdi:D Ama o kadar SinKaflı cümleden sonra yüzüm kalmadı:DD tuanakonda'ya adanmıştır:DDD

Johnny Lawrence, güneş ışığında parıldayan, darmadağınık, "güneş tarafından öpülmüş" derler ya, öyle saçlarla dikkat çeken sarışın bir lise öğrencisiydi. Saçları konusunda her zaman çekingen davranmıştı - bu onun tek utanç kaynağıydı. Her zaman özendiği karatecilerinki gibi, jilet gibi simsiyah saçlara sahip olmak istemişti ve sarı saçlarının kendisini cılız ve hastalıklı gösterdiğine inanıyordu.


Johnny'nin okulundan evine giden yolda bir park vardı, herkesin takıldığı ve karate pratiklerinin yapıldığı. Johnny bugün sadece karatecileri izledi, sırtını parkın üzerinden geçen köprünün ayağına vererek. Karatecilerin içinde esmer bir çocuk fark etti, çocuk idmanını bitirip Johnny'nin yanından geçerken durdu ve şöyle dedi: "Saç rengin çok tatlı. Gerçekten çok hoş görünüyor."

Johnny bu beklenmedik iltifat karşısında şaşırmıştı. Hızlı bir "teşekkür ederim" mırıldanışıyla esmer çocuğun yoluna devam etmesini izledi, aklı şaşkınlıkla yarışıyordu. Bu, birisinin saçından bahsettiği ilk sefer değildi; ama esmer çocuğun bunu söyleme şekli Johnny'ye bu iltifatın göründüğünden daha fazlası olduğunu hissettirmişti.


Tuhaf bir his.

Ertesi gün Johnny'nin, okula yürürken esmer çocuğu gözleri aradı. Tabii ki birbirlerinin yanından geçerken esmer aynı iltifatı yaptı: "Saç rengin çok tatlı." Johnny çocuğun kendisine asıldığı hissinden kurtulamıyordu, ama bu duruma doğrudan değinmeye de cesaret edemiyordu. Bu durumun, kendi saç renginden daha büyük bir utanç kaynağı olduğunu düşünmeden edemiyordu...


Bu böyle birkaç gün devam etti. Yolları her kesiştiğinde esmer çocuk, Johnny'nin saçı hakkında yorum yapıyordu ve Johnny her seferinde kafa karışıklığı ve şüphe duyguları hissediyordu. Esmer çocuk gerçekten sadece saçına mı hayrandı yoksa iltifatlarının arkasında başka şeyler mi vardı?


Sonunda Johnny, merakına yenik düştü; kendisini iltifatları sabırsızlıkla beklerken buldu, ve hatta esmer çocukla karşılaşma şansını artırmak için rotasını değiştirmeye bile başladı. Oldukça güneşli bir öğleden sonra sokaktan karşılaşırlarken Daniel bir an tereddüt etti, sonra ağzından kaçırdı: "Bana söyleyeceğin bir şey mi var?"


Johnny, "Hayır," dedi, "Tam aksine, ben senin söyleyeceğin şeyi biliyorum. Yine saçımı övme ritüeline başlayacaksın. İşin doğrusu bunu neden yaptığını bilmiyorum, adını bile öğrenmiş değilim."

"Ben Daniel LaRusso. Sen kısaca Dan diyebilirsin, Johnny. Ama Danny deme, gıcığıma gider."

"Bir de bana Johnny diyor! Bana asılıyor falan mısın? Neden saçlarım hakkında konuşup duruyorsun, ha Danny?"

"Danny değil, lütfen," diyen esmer çocuk kıkırdadı ve başını salladı. "Hayır, sana asılmıyorum. Saçın gerçekten çok tatlı, hepsi bu."

Johnny hem rahatlama hem de hayal kırıklığı hissetti. Daha romantik bir açıklama bekliyordu nedense, ama bir yanı da Daniel'ın cevabının basitliğini takdir ediyordu. Birkaç dakika birlikte yürüdüler, sonra Daniel, "Emin misin?" diye sordu acayip bir şekilde.


"Neye emin miyim?"

"Saçlarının boya olmadığına."

"Ne saçmalıyorsun sen!"

Johnny o gün onu terslemişti ama günler geçtikçe, kendini Daniel'ın dostluğunu giderek daha fazla ararken buldu. Konuşmalarından ve paylaştıkları basit şakalaşmalardan keyif alıyordu. Müzik zevklerinden en sevdikleri filmlere kadar pek çok ortak noktalarının olduğunu keşfettiler. Yolda buluşmak ve birlikte okula yürümek artık rutin haline gelmişti.


Bir gün, Johnny'nin saçıyla ilgili başka bir konuşmanın ardından Daniel sonunda dedi ki: "Biliyorsun, başlangıçta saçına hayran kalmış olabilirim ama şimdi sanırım ben sana da hayran olmaya başlıyorum."


Johnny olduğu yerde durdu, bir duygu dalgası hissetti. "Sanırım ben de sana hayran olabilirim," diye itiraf etti bunun neticesinde, yanaklarına bir kızarıklık yayıldı.


Daniel, o manzarayı görene kadar Johnny'nin saçlarının gördüğü en güzel manzara olduğunu düşünmüştü ama şimdi bundan da harikası duruyordu işte karşısında:

Güneş ışığına çalınmış akşam kızıllığı gibi Johnny'nin sarı saçlarının gölgesinde parlayan pembe yanakları.

Saw,Spiral,Top Gun,Karate Kid,Cobra Kai...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin