Daniel Larusso arabasından inip otoparkın kavurucu kaldırımına adım attığında güneş acımasızca asfalta vuruyordu. Öğle yemeği için arkadaşlarıyla buluşmaya giderken Johnny Lawrence'ın yakınlarda motosikletine yaslandığını fark etti. Daniel'in ilk içgüdüsü herhangi bir yüzleşmeden kaçınmaktı ama onları bir kez daha karşı karşıya getiren Kaderin beklenmedik değişimini görmezden gelemezdi.
Johnny'nin duruşu rahattı; yolları kesiştiğinde genellikle havayı dolduran gergin beklentiyle tam bir tezat oluşturuyordu. Bugün onda farklı bir şey vardı; Daniel'in tam olarak anlayamadığı bir sakinlik hissi. Daniel yaklaşırken Johnny doğruldu, dudaklarının kenarında küçük bir sırıtma belirdi.
Johnny, "Hey, LaRusso," diye selamladı, sesi şaşırtıcı derecede rahattı.
Daniel ne bekleyeceğini bilemeyerek ona ihtiyatla baktı. "Ne istiyorsun Johnny?"
Bir adım yaklaşırken Johnny'nin sırıtışı genişledi. Daniel tepki veremeden Johnny uzanıp yanağına hızlı, temiz bir öpücük kondurdu. Daniel şaşkınlıkla geriye doğru tökezledi, eli içgüdüsel olarak Johnny'nin dudaklarının kısa süreliğine tenine değdiği noktaya dokundu.
"N'oluyo' Johnny?" diye bağırdı Daniel, kalbi şaşkınlık ve inançsızlık karışımı bir hızla çarpıyordu.
Johnny gözlerinde bir eğlence ifadesiyle savunmacı bir tavırla ellerini kaldırdı: "Sakin ol, LaRusso. Bunu sadece saygıdan yaptım."
Daniel durumu anlamaya çalışarak gözlerini kırpıştırdı: "S-Saygı?"
Johnny başını salladı, ifadesi ciddiydi. "Evet, saygı. Bunu hak ettin, Dan. Sen benim tanıdığım aynı serseri çocuk değilsin. İyi bi' adama dönüştün ve bunu kabul etmek istedim."
Daniel'ın şüpheciliği eriyip gitti, yerini temkinli bir merak duygusu aldı. Özellikle aralarında geçen onca yıldan sonra, Johnny'den böyle bir jest beklememişti. Belki Johnny Lawrence'ta daha evvel düşündüğünden fazlası vardı.
"Ah, teşekkürler, Johnny," dedi Daniel, beklenmedik karşılaşmayı halen değerlendirerek.Johnny kayıtsızca omuz silkti, dudaklarında küçük bir sırıtış vardı şimdi. "Sorun değil, LaRusso. Sadece, işleri biraz değiştireyim, diye düşündüm."
Bunun üzerine Johnny motosikletine atladı ve motoru çalıştırdı, Daniel'ı otoparkta ayakta, halen az önce ne olduğunu anlamaya çalışırken bıraktı. Johnny'nin uzaklara doğru gidişini izlerken Daniel, belki, sadece belki, onlar için henüz bir umut olup olmadığını merak etmeden duramadı.