Ceyda'dan
Mükemmel bir pazar gününü kim mahvedebilir ki? Emir mahvedebilir. Bugün Eda ile bowlinge gidecektik ama evimize gelen bir davetsiz misafir sonucu gidemedik. Defne'yi annemlere bırakmıştık. Salonda Emir,Eda ve ben oturuyorduk.
"Bak Eda şu dava olayını geri al. İki medeni insan gibi boşanabiliriz"
"Tamam geri alacağım fakat sende kaçıp durma"
"Tamam kaçmayacağım. Sadece davanı geri al"
"Sana güvenmiyorum. Yürü kalk şimdi boşanıyoruz"
"Ne?"
"Beni duydun. Sen her boku yapabilirsin. Şimdi gidip boşanıyoruz"
Emir oturduğu koltuktan kalktı ve kapıya doğru yöneldi. Bende ceketimi alıp üstüme geçirdim ardından kapıdan çıkarak arabaya bindim. Bir süre sonra Eda yanıma oturdu ve adliye binasına doğru yol aldık.
...
Emir ve Eda boşanmışlardı. Sevdiğim kadın artık özgürdü. Benim olabilirdi. Birbirimize ait olabilirdik. Eda'nın elini sararak sordum.
"Bugün dizi gecesi yapalım mı?"
"Olur olur. Yapalım"
Kafamla onayladım ve markete doğru yol aldık.
...
Marketten bir kaç abur cubur almıştık. Poşetleri tezgahın üstüne bırakıp salona Eda'nın yanına gittim.
"Defne nerde?"
"Uyudu"
"Bu saatte?"
"Uykunun saati mi var salak. Sen istediğin saatte uyumuyor musun?"
"Uyuyorum da. Garip geldi"
Eda beni kafasıyla onayladı. Oturduğu koltuktan kalkıp yanıma oturdu. Kumandayı eline aldı ve kızılcık şerbeti'ni açtı. Bölümü izleyememişti.
"Aldığımız şeyleri getirsene"
Kafamla onayladım ve mutfak tezgahından cips paketini aldım. Tekrar salona döndüm. Eda'ya paketi uzattım.
"Aa mal mı bu Alev. Rüzgar varken Apo ne ya"
Cipsini yerken bi yandan diziye sövüyordu. Arada ağzıma cips koyuyordu.
...
"Ceyda hadi kalk yerine yat"
"Hmm?"
Kolumdan sarsılmam ile gözlerimi aralamıştım. Eda karşımdaydı.
"Yerine yat diyorum. Salonda uyucak halin yok ya"
Kafamla Eda'yı onayladım ve odama doğru gitmeye başladım.
"Şey Ceyda"
"Hmm?"
"Yüzünü yıkayıp gelsene bi. Önemli bir konu varda"
Kafamla onayladım ve tuvalete gittim. Elimi yüzümü yıkayıp kendime geldim. Tekrar Eda'nin yanına gittim.
"Noldu?"
"Hani sen demiştin ya. Emir'den boşandıktan sonra gideriz diye"
"Evet demiştim"
"Ne zaman gideceğiz?"
"Nereye gitmek istersin?"
"Fas'a"
Kafamla onayladım ve cebimden telefonumu çıkartıp uçak biletlerine baktım. Uçuş bu sabaha karşıydı.
"Sabaha karşı var. Onun dışında haftayı bekleyeceğiz"
"Sabah kaçta?"
"6'da"
"Çok erken değil ya. Haftayı beklemeyelim"
Kafamla onayladım ve sabah için 3 bilet aldım.
"Hadi kalk bakalım. Eşyalarımızı toplayalım"
Eda kanepeden kalktı ve Defne'yle kaldıkları odaya doğru yürüdü. Bende kendi odama yürüdüm ve eşyalarımı toplamaya başladım.
...
Havalimanında uçağımızı bekliyoruz. Kurtuluyoruz buradan. Kendi hayatımızı yaşamaya gidiyoruz.
"Defne kızım uyuma. Uçakta uyursun"
Uçağın kalkmasına yarım saat var. Defne uykudan bayılıyor,Eda'da onu uyanık tutmaya çalışıyor. Uçağımıza yaklaşıyoruz. Arkadan bir bagırış sesi geliyor.
Arkamı dönüyorum bakıyorum. Hiç tanımadığım bir adam elindeki silahıyla bize bakıyor. Bana biraz yaklaşıp silahı doğrultuyor.
"Gelinimi geri ver" diyiyor. Hemen Eda'ya dönüyorum.
"Asla vermem" diyorum. Adam silahı sıkı sıkı tutmaya başlıyor. Kaderime göz yumuyorum. Silah sesi geliyor. Acı hissetmiyorum. Defne'nin 'anne' diye bağırışını duyuyorum. Gözlerimi açıyorum.
Yerde kanlar içinde yatan Eda'yı görüyorum. Yanına eğiliyorum.
Son gördüğüm şeyler bana aşkla bakan ve yakında kapanmak üzere olan gözler.
.
.
.