Sahildeki Kedi

37 1 2
                                    

...

Elindeki silahın soğukluğuna yavaş yavaş alışmaya başlıyordu.
Tenine değip sessizce yoluna devam eden rüzgar... Rüzgarın etkisiyle dans edercesine sallanan ve hoş bir melodiyle hışırdayan ağaçlar... Belki de birazdan olacaklardan habersiz, olduğu yere yalnızca 200 metre uzak olan caddede yürüyen insanlar... Hiçbirinin varlığı onu etkilemiyordu artık. Bütün bunları geride bırakmasına dakikalar, hatta saniyeler kalmıştı. Ya da en azından o öyle olduğunu sanıyordu...

Mevsim henüz sonbahar olmasına rağmen, oldukça soğuk bir pazar akşamıydı. İnsanlar muhtemelen çoktan sıcacık evlerine girmiş, haftanın başı için hazırlıklarını yapmış, dinlenmekteydiler. Ve o  da dinlenmek için vaktinin gelmesini bekliyordu...

Kalın bir ipi sıkıca boynuna sararak, silahı tutan elini olması gerektiği yerde sabit tutabilmek adına güzelce bağlamıştı. Boşta olan eliyle son kez telefonunu çıkarıp "babasından" gelen mesajlara baktı. Ne göreceği pek umurunda olduğundan da değildi tabii, tek istediği yalnız bir kereliğine kendisi için endişelenen bir mesaj almaktı. Ama her zaman olduğu gibi, bugün de hayalleri bir kez daha suya düştü. Aynı birkaç dakika sonra kendisinin de düşeceği gibi...

Suyun huzur veren sesini dinlerken aklındaki bütün düşünceler kaybolmuştu adeta. Planı silahın içindeki tek kurşunu kendi çenesine sıkıp kafasını dağıtmak ve tam arkasında duran denize düşüp kaybolmaktı. Ama neden, şu ana kadar başaramadığı şeyi bu gece başarabileceğini düşünüyordu?

Belki de artık sadece, hiçbir şeyi düşünmeden, bitirmek istediğindendi. Başarılı olup olmayacağını bilmiyordu. Ama yine de başarmak için elinden geleni yapmıştı, diğer konularda da yaptığı gibi... İnsanları bir kez olsun tatmin edememişti ama en azından bir kereliğine bunu başarma şansı vardı. Bu sefer sadece başkalarını değil, kendisini de tatmin edecekti. Öyle olmasını umuyordu.

En sonunda, telefonunu bulunduğu yerin yakınlarında, güvenli bir yere yerleştirdi. Bunun sebebi ailesine daha fazla sorun çıkarmak istememesiydi. Ne de olsa o hep böyleydi... Ve daha fazla beklememek adına, elini bir an önce tetiğe götürdü...

İşte tam o anda, hiç beklemediği bir sesle kulakları çınladı. Bütün algılarını sesin geldiği yöne doğrulttu. Ses, acı içinde inleyen, genç ve muhtemelen yaralı bir kediden geliyordu. Kafasını kedinin olduğu tarafa çevirdi. 

Kedi acısını yeni hissetmeye başlamış gibi, birdenbire inlemeye başlamıştı. Çığlık atarcasına miyavlıyordu... 

Onun  hep yapmak istediği ama bir türlü cesaret edemediği şeyi yapıyor; belki birinden yardım alabilmek adına, belki de acısını bastırabilme umuduyla avazı çıktığınca bağırıyordu. 

Ve aniden, ses kesildi. Kedinin acısı son bulmuştu. Artık onun acısı da son bulacaktı, bulmalıydı.
Bu kez başaracaktı, başka çaresi yoktu ve o da bunu biliyordu. Parmağını tetiğe koydu... Ve başarısızlıklarla dolu, yorucu hayatında, ilk kez bir başarısı oldu.

... 

10.01.2024
edit 13.01.2024

Küçük Ölüm NotlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin