Elimdesin Adıgüzel - Arcen

Acı.

İyi okumalarr.<33

Bölüm şarkısı: The neighbourhood - W.D.Y.W.F.M?
Dinlemenizi öneririm, isterim.

________________________

Adım seslerinin geldiğini biliyordu ancak devam ediyordu. Açılmayacağını bile bile canla başla deniyordu. Canı pahasına olursa olsun deneyecekti. Çıkacaktı.

Yavaş yavaş yaklaştı o sesler. Daha da yakına, daha da yakına, ve daha da yakına. En sonunda durdu. Gittiğini düşündü. Yanıldı. Arkadan duyduğu sesle irkildi.

"Kaçmaya mı çalışıyorsun sen?"

Bıraktı elindekileri Arif. Yavaşca arkasını döndü ve ona doğru bakan, kollarını birleştiren adama baktı.

"Sadece gideceğim."

"Kaçıyorsun işte."

Cenan yaklaştı yavaş yavaş. Eliyle çenesini tuttu karşısındaki çocuğun.

"Ama sana bir cezam yok mu?"

Arif öfkeli öfkeli baktı. Ondan neredeyse korkmuyordu. Onun her şeyinden nefret ediyordu. Bir eliyle onun elini tutup sertçe çekti ve ittirdi. Cenan bu hareketine sinirlenmişti. Sinirle yaklaşıp sertçe çenesini tuttu. Arif öfkeli bakmaya devam ediyordu. Cenan tuttuğu çeneyi iyice sıktı.

"Aptal Avukat. Kaçmaya çalışıyor bir de. Yakalayamaz mıydım hm?"

Arif aynı şekilde bakmaya devam etti. Cenan ise onu azarlamaya.

"Salak Avukat. Sen nasıl avukatsın?"

"İşini bile düzgün yapamıyorsun, aptal."

"Ben gidince ne yapacaksın? Yine böyle aptal işlere mi bulaşacaksın?"

"Ben yokken bir şey yapamazsın zaten. Her yer kilitli olacak. Şurada kıvrılıp yatarsın iki gün boyunca."

Arif elinden kurtulunca koltuğa oturdu sinirli şekilde. Cenan küçümseyici bakışlar atıp yanından ayrıldı. Arif derin bir iç çekti. Dayanamadı, gözünden yavaş yavaş yaş döküldü. Sinirlenerek göz yaşlarını elinin tersiyle sildi. Koltuğa vurdu elleriyle. Bırakıp ayaklarını kendisine çekti ve kafasını dizlerinin üstüne koydu. Ağlamaya devam etti. Sinirden ağlıyordu aslında, ancak canı gerçekten yanmıştı.

Cenan aşağıya doğru iniyordu. Arif kafasını iyice gömdü. Cenan yanına yaklaştı ve konuştu.

"Şimdi gidiyorum. İki gün boyunca Almanya'da olacağım. Her yer kilitli sakın kaçayım deme. Eğer o hâlini görürsem yaşatmam. Bu da sana ders olsun."

İşaret parmağıyla kafasını bastırdı daha sonra depodan ayrıldı. Arif kafasını hafifçe kaldırdı. Gittiğini fark edince sinirle bağırdı. Sanki kaç dakikadır buna ihtiyacı varmış gibi. Kafası ağrımaya başlayınca etrafa baktı. Ne bir sürahi, ne bir bardak, ne de bir su vardı. Oflayıp ayağa kalktı ve etrafı gezdi. Yine ne sürahi, ne bardak, ne de su vardı. Alnına vurup koltuğa yaklaştı ve uzandı. Siyah, loş ışıkta olan tavana baktı. Bir kaç şey düşündü.

Bir süre sonra telefonunu çıkardı ve Emre'ye yazdı. Beraber sohbet başlatıp devam ettirdiler. Arif telefonu kapatıp masaya koydu. Gözlerinin karardığını hissediyordu. Yavaş yavaş kapanacaktı. Üşüdüğünü hissedince ayak ucundaki battaniyeyi aldı ve üzerine örttü. Beraberinde uykuya daldı.

________

İki gün çabucak geçmişti. Cenan sonunda Almanya'dan dönmüştü. Arabasına binip depoya sürdü. Depoya geldiğinde içeriye doğru girdi. Hâlâ uyumakta olan Arif'i fark etti. Ceketini çıkarırken konuştu.