Pazartesi günü.. Uyandık ikimizde. Hala içimde bir umut. Belki beni vazgeçirmek için ikna eder diye hala bir umutla isteksiz hazırlanıyordum. Belki ağlıyordur belki çok üzülüp gelmez diye içimde her zaman olduğu gibi buruk bi heyecan..
Çıktım dışarı. Merdivenleri temizlemeye gelen hanımefendi ile karşılaştım.. Çok saf bir kadındı. Durumu oldukça kötüydü. Çocuklarına bakmak için çok çabalıyordu. Ne bileyim imreniyordum ona.
Bizim apartmanda da ilk günüydü. Onu yöneticiye götürdüm.
Bana çok teşekkür etti, üzerine de bir çok dua etti.
Sabah sabah aldığım bu dua beni mutlu etmeye yetmişti.
Çıktım dışarı Şeref gelmişti arabaya bindim..
Ne kadar doğru karar verdiğimi anladım bir kez daha.
Şeref'te ne bi üzüntü ne bir kederden işaret vardı.
Müzik açmış şarkı söylüyordu. Pek neşeliydi.
Yol boyunca konuşmak gelmedi içimden.
Yolun sonunda
-korkuyor musun diye sordu
Gözlerine diktim gözümü
-çok korkuyorum diyebildim..Beni rahatlatma konuşmaları yapmaya başlamıştı ve bu beni daha çok üzmekten başka işe yaramıyordu..
Gelmiştik.. İçimdeki acı korku gitmişti artık.
Kimse üzülmesin bir an önce bitsin gitsin artık. Eski hayatıma düzenime döneyim istiyordum.
Sıranın bana gelmesini bekliyordum..
Derken ismim söylendi ..
Şeref'e baktım ultrasonla bebeğime bakıldı. 10 haftalıkmış meğer. Sağlıklı hareketlenmiş bi bebeğim vardı.
Daha küçük sanıyordum. Kağıdı şerefe verdim. Gidelim diye yalvarmaya başladım sessizce. Oradaki hiç bir kadın mutlu değildi. Hepsinim yüzünde bir burukluk.
Hangi anne bebeğini öldürmek için mutlu olabilirdi ki..
Şeref sanki beni duymuyordu.
Bi anlık korkup kaçmak istiyordum sonra yine sakinleşip, kurtulurum artık diye kendi kendimi avutuyordum..
Bebeğim büyüktü ve alınması zordu.
Para değil mi işte yine de aldılar..
Gözyaşlarıma rağmen, beni bayıltmadan önce ayaklarımı bağladıkları yerden çözüp Şeref 'e koştum.
"Ne olur gidelim ne olur"
Yaptığı tek şey beni ikna etmek oldu"Nedenn yanımda olmuyorsun nedennn" diye sarıldığımı hatırlıyorum birde.
Katilimize sarılıyordum hala..
Doktorlar inatla beni ikna etmeye çalışıyor benim gözyaşlarımı görüp merhamet etmiyorlardı bile.Daha bir gün öncesinde Şeref'e
"Bari biriniz kalsaydınız" diye mesaj atmıştım. İğneyi koluma vurduklarında geldi aklıma. İşte ikisini de kaybediyordum. Gözümde yaşlar, başımdaki hemşire sürekli siliyor
"Üzülme senin ahın kimsenin yanına kalmaz"diyerek beni rahatlatmaya çalışıyordu..
İçimde kocaman bi yangınla uyandım..
Gözlerimi açtığımda üzerimi giydirmeye çalışıyorlardı .
Sonra bi odaya girdiğimde Şeref gözündeki yaşlarla beni bekliyordu..
Yatağa uzandım.
Karnım çok fena ağrıyor sancıdan
"Bir iğne daha ne olur "diye inliyordum..Ayaklarımı öpüyordu Şeref. Gözlerim kapalıydı ama yüzüme yaklaşmış beni izliyordu. Yüzüme dökülen saçlarımı kenara çekiyor elimi tutuyordu..
Bebeğim gitmişti artık..
Onu öldürmüştük..
Herkesin gözü aydın olsun...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİLLİBAL
RomansaBu hikayede anlatılanlar yaşanmış olaylara dayanmaktadır... Tamamen gerçektir ve kurgu değildir..