Alejandro (+18)

1

Hikayeyi güncelledim, giriş bölümü değişti bu yüzden. Dönüp okumayı unutmayın.🩵

_

Gecenin ilerleyen saatlerinde Delfin haddinden fazla sarhoş olmuştu. O an benim arabamla geldiğimize şükrettim.

Batın ve Delfin dans pistinde salınırlarken yanıma gelen kumrala baktım. Kokteylden bir yudum daha içip bana "Hey, güzellik." diye hitap eden çocuğa döndüm.

"Pardon, tanışıyor muyuz?"

"Tanışalım, bebeğim. Ben Can."

Elini uzatmıştı, eline ters ters bakıp önüme döndüğümde belime yeltendi. Eline vurdum. "Aa, hadi ama! Eğlenmeye geldik."

"Git başka biriyle eğlen."

"Ama ben seni seçtim."

"Gece gece uğraştırma beni." dedim göz devirerek.

"Uğraşsana biraz," dediğinde eli kalçama uzanmıştı bile. Tacizine karşılık yapacağım tek bir şey vardı.

Sol kroşemle gözüne yumruk attım.

"Ah! Gerizekalı mısın kızım sen?"

"Hayır, hayır demektir Can. Canını almadığıma dua et. Siktir git şimdi."

"Sen beni tanımıyorsun anlaşılan," dedi gözünü tutarken.

"Ya defol git!"

"Kızım ya benle gelirsin, ya benle."

"Ben senle gelir miyim bilmem ama az sonra ecelin seninle gelecek, Can!" dedim bacak arasına tekme atarken. Ardından eğilmesini fırsat bilip dizinin arkasına da vurdum ve yere düştü.

"Hassiktir! Can Karatekin'i dövüyorlar! Polis çağırın!" diye bir ses duydum.

"Hay anasını avradını..." dedim başıma masaj yaparken. Delfin yalpalayarak yanıma geldi. "Kanka ne oldu?"

"Taciz etti yavşak, ben de hırpaladım."

"Babamı arayayım, o polisi halleder."

Kolunu tutup okşadım. "Teşekkürler."

İki çalıştan sonra Alejandro telefonu açtı. "Kızım?"

"Baba... Şey biz polislik oluyoruz galiba. Konum atsam gelir misin?"

"Beş dakikaya ordayım."

Gerçekten de beş dakikaya buradaydı, polislerle eş zamanlı gelmişlerdi.

"Delfin?"

"Baba! Yardım et ya şu polisler bizi almaya çalışıyor."

"Sorun nedir?" dedi kızına doğru. Polis memuruna yan bir bakış attı.

"Şu Can denen çocuk Güz'e yavşamış, Güz de dövmüş." Alejandro'nun kaşları havalandı. "Sevgilisi varken niye Güz dövmüş?"

"Güz'ün sevgilisi mi varmış?" dedi Batın arkadan.

Delfin ufak bir küfür etti. Foyamız ortaya çıkmıştı.

"Babaa... Sen şu işi halletsen biz sonra konuşsak?"

Çenesini sıkarak Delfin'e kızgın gözlerle baktı. Ardından polis memurlarına döndü. "Gençler, dağılalım."

"Beyefendi-"

"Beyefendi değil, Arman. Cenk Müdür'e selam söylersiniz. Hadi, bekleme yapmayın."

Polis memurları Arman adını duyunca gerisin geri döndüler. Alejandro da Delfin'in kolunu tutarak onu peşinden sürükledi.

Ben de arkalarından yürüdüm.

Arabaya bindiğimizde Delfin sus pus olmuştu. "Konuş bakalım Delfin Hanım. Güz'ün sevgilisi yoksa bu kimin partisiydi?"

"Şeyin baba... Of."

"Ne Delfin?"

"Benim sevgilimin!"

"Sen ne saçmalıyorsun? Daha 19 yaşında olduğunu farkına var."

"Sen 19 yaşındayken eline kız eli bile değmemişti çünkü değil mi baba?!"

"Bana. Sesini. Yükseltme." Alejandro'nun gözleri alev saçıyordu.

"İyi. Cezalandırırsın beni yine, çıkmam odamdan 1 hafta." Delfin dolu gözlerini cama çevirdi.

Alejandro ise dikiz aynasından suratıma baktı. Birkaç saniye çenesini sıkarak gözlerime baktı. Sıktığı çenesine karşın gözleri yumuşak bakıyordu.

Ardından yola dönüp gaza bastı ve sokakta tiz bir yankı bıraktı.

_

"Delfin, odana."

Delfin sesini çıkarmadan, topuklarını yere vura vura yukarı çıkarken ben de peşinden gidiyordum ki Alejandro'nun sesiyle durdum.

"Güz."

Olduğum yerde, ona dönmeden yutkundum. "Sen kal."

Delfin merdivenlerden çıkmıştı, anca yüzümü ona dönebildim.

"Anlamadım, Arman Amca." dedim sessizce.

"Buraya gel."

Yanına yürürken neredeyse nefesimi tutacaktım.

Yüzüne bakmaya çalıştım ama nedensiz biçimde utanıyordum. Kafamı aşağı eğdim.

"Bugünki tavrımdan ötürü özür dilerim," dedi. Ardından beni kaskatı kesecek bir şey yaptı. Saçımın yüzüme düşen tutamını parmaklarının ucuyla kulağımın arkasına sıkıştırdı. Yutkundum.

"Bir daha düzleştirme saçlarını, yazık ediyorsun buklelerine."

"Ben... peki."

Birkaç saniye suratıma baktı. Ben ise bakışlarımı yerden kaldırmadım. Sonunda kendine gelmiş gibi "Çıkabilirsin," demişti.

Arkamı döndüm. "Delfin'in yanına değil."