~Direkt başlamak isterdim fakat söylemek istediğim bazı şeyler var. Beni bilen bilir bu hikaye yıllardır bende ama ben hiç yayınlamak istemedim biraz tereddütlerim var . Bunu aşmak için şuan bu cümleleri yazıyorum umarım yanılmam. Sevgicekle kalın .
Çok sevdiğim bir yazardan örnek aldığım ve tabiki hep dilimizde olan şu sözcükle başlamak istiyorum.
"Bismillahirrahmanirrahim "Doğar doğmaz hayatı belliydi aslında onun. Belki coğrafya kader değil ama doğduğun ev kaderindir.
Elzem ailesinin ilk çocuğuydu kendisinden küçük fakat gönlü Elzem'in bütün hayatını değiştirecek kadar büyük bir de kardeşi vardı.
Kız kardeşinin bu zamanın koşullarına kıyasla iyi denilebilecek bir hayatı vardı. Elzem ise annesiyle babasını kaybettikten sonra okulu bırakmış kız kardeşi için o küçücük yaşında çalışmaya başlamıştı.
Şuan yapabildiği yada iş kurabileceği herhangi bir iş alanı yok. Kız kardeşi olmasaydı belki de çoktan pes etmişti fakat kardeşinin varlığı onun yükünü bir nebze de olsa azaltıyordu.
Elzem daha 18 yaşında zor koşullarda çalışmaya başladı. Annesiyle babası tarfik kazasında vefat edince bütün akrabaları sanki onlarda o kazada ölmüş gibi davranıp hiç bir zaman o iki küçük kıza yardım etmediler hatta bazıları miras derdine bile düşmüştü.
Belkide kız kardeşi Nazlı hatırlamıyordur ama Elzem asla unutmaz.
Elzem okuldan gelmişti fakat annesiyle babasının hala gelmediğini fark etti annesiyle babası o zamanlar bir bankada çalışıyordu , biraz vakit geçtikten sonra Elzem telefonla arayıp nerde kaldıklarını soracaktı fakat telefonu alıp cevap veren annesiyle babası değil bir polis memuru olunca Elzem o an anladı aslında hayatla olan savaşı şimdi başlamıştı.
Polis birşeyler anlatıyor fakat Elzem kaza kelimesinden sonrasını algılayamıyordu. Ne yani annesiyle babası artık yok mu ,öldüler mi ?
Küçük dünyası başına yıkıldı Elzem'in. Ailesi dağıldı , annesiyle babasıyla oturup sohbet edemeyecek en küçük bir sıkıntısında onlara sığınamayacaktı.
Zor olsada ana geri döndü şuan bunları düşünmemesi gerekiyordu ,küçük kardeşi için metanetli olması lazımdı.
Polisin adres gibi bir şeyler dediğini duydu hemen yarım yamalak şuan oturdukları evin adresini verdi . Gerisi ise koca bir boşluk cenaze ve gözyaşı bir daha asla yüzünü görmeyeceği yığınla akraba ziyaretleri ve üçüncü günün sonunda ise kız kardeşiyle yapayanlız kalmışlardı.
Doğru düzgün yas bile tutamıyordu Elzem. Çünkü güçlü olması gerekiyor ve kız kardeşi için bir daha ayağa kalkması gerekiyordu.
Hayatın gerçek yüzünü göstermeye başladığı o ilk zamanlarda hayata bir şekilde tutunması gerektiğini anladı . Ve liseyi bırakıp evlerinin altındaki fırında çalışmaya karar verdi.
Fırının sahibi Hasan amcayla beraber her sabah kalkıp çalışıyor akşam da işi bitince eve geçiyor ve evi temizlemeye okuldan gelecek olan kardeşi için yemek yapmaya başlıyordu.
Böyle böyle bir ay geçmişti ki yurt dışında yaşayan amcası bir gün kapıya dayandı ve şuan oturduklari evin onun üstüne yapıldığını söyleyip evden çıkmalarını söyledi. Elzem amcası gidene kadar kapıyı açmadı fakat yarın yine geleceğini bildiği için en kısa zamanda taşınması gerektiğini biliyordu.
Hemen Hasan amcaya durumu bildirmiş ve üst mahalede küçük bir ev bulmuşlardı. Bir hafta boyunca taşınma işleriyle uğraşmış en sonda orda da kendi düzenini kurmuştu ama artık ödemesi gereken bir kira da vardı ve Hasan amcadan aldığı maaş buna yetmiyordu bir tekstil fabrikasında iş bulmuş ve çalışmaya başlamıştı o küçücük yaşında Elzem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kör Bin Sağır
ChickLitDoğar doğmaz hayatı belliydi aslında onun. Belki coğrafya kader değil ama doğduğun ev kaderindir. İşte Elzem'in hayatı da bunun bir örneği. "Artık yaşamak istemiyorum abla ,zaten buna yaşamak denilmez bile." "Bazen en doğrusu herşeye rağmen yaşama...