"Bu kadar yeterli." dedi ve beraber yatağa girdik. Beni göğsüne yatırdı ve dudaklarıma hafif bir öpücük kondurdu. Ortalık dağınıktı, ikimizde dağılmıştık, sarhoş, tatmin ve sevgi dolu bir şekilde. Ardından uykuya daldık ve gün bitti.
Sabah uyandığımda yanımda Minho yoktu. Nerede olduğunu merak ettiğim için yataktan kalktım ve evde onu aradım. Mutfakta ikimize kahvaltı hazırlıyordu.
"Neden beni uyandırmadın? Beraber yapardık."
"Çok tatlı uyuyordun, uyandırmak istemedim."
Etrafıma baktığımda ortalıkta dün içtiğimiz içki şişeleri görünmüyordu. Ortalığı bile toplamış. Kırk yıl düşünsem Minho'nun bir ev erkeği olacağı aklıma gelmezdi. Nasıl bu kadar mükemmel olmayı başarabiliyordu? Tam bunları düşünürken Minho;
"Bugün çekimler var, unutma."
"Acaba sete beraber mi gitsek?"
"Senin için sorun değilse gidelim."
"Tabi ki sorun değil Minho."
Minho bu dediklerime şaşırdı. Çünkü sete beraber gidersek fotoğrafların gerçek olduğunu doğrulamış olacaktık.
Minho bana baktı ve sırıttı...
"Gün geçtikçe daha çok ilginçleşiyorsun Y/N"
"Bu daha hiçbir şey" dedim ve kıkırdadım.
Toparlandık ve çekimler için yola koyulduk. Arabadan inmeden önce Minho dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. Ardından arabadan inmem için bana kapıyı açtı. Oldukça romantik bir jestti. Seo-joon bana bunları yapar mıydı acaba? Minho elimi tuttu ve beraber sete yürüdük.
Bizi gören insanlar şaşkınlık içinde bizi izliyordu. Hem sevinen hem de kıskançlıktan deliye dönen insanlar vardı. Ve aralarında en çok gözüme çarpan Seo-joon oldu. O öfkeli ve aynı zamanda pişman olmuş gözlerle bize doğru bakıyordu. Ve bugünün normal olmayacağını çoktan anlamıştım.
Çekim için hazırlanmam gerekiyordu, bu yüzden kulise gittim. Hazırlanırken dışarıdan garip sesler duymaya başladım. Sanki birileri kavga ediyor gibiydi. Merak ettim ve dışarı çıktım.
BU DA NE!?
Seo-joon ve Minho kavga ediyordu! Tanrım, gerçekten bunu insan içinde yapmak zorundalar mıydı?
"Kendini çok mu iyi zannediyorsun Minho? Y/N ile berabersin diye kendini bir şey zannetme sakın! Onu hak etmiyorsun bile!"
"Onu asıl hak etmeyen sensin Seo-joon. Eğer şu an benimleyse buna neyin sebep olduğunu iyice düşün."
Aman Tanrım! Bu ikisi neler saçmalıyordu böyle! Daha fazla dikkat çekmemek ve olay çıkarmamak adına hemen onları ayırmaya çalıştım.
"Tanrım, kesin şunu! İkinizde boş yere olay çıkarıyorsunuz. Kavga edecekseniz de bunu herkesin içinde yapmayın!" dedim ve ikisi de durdu. "Benimle gelin." dedim ve onları kimsenin olmadığı özel bir yere çektim.
"Siz çıldırdınız mı. Neden insanların içinde kavga edip skandal çıkartmaya çalışıyorsunuz. Zaten hepimizin itibarı tehlikede."
Minho konuştu;
"Y/N kavgayı başlatan ben değildim, Seo-joon'du. Kulise doğru giderken bir anda olay çıkardı."
"Kimin başlattığının bir önemi var mı sence Minho?" dedim ve Minho sessiz kaldı. Tam o sırada Seo-joon lafa atladı.
"O herifin seninle beraber olmasına sakin mi kalsaydım yani? Y/N, lütfen bana bir şans daha ver. İlişkimiz böyle bitemez. Bitmemeli. Söz veriyorum, her şeyi düzelteceğim. O seni hak etmiyor Y/N."
"Seo-joon, ister inan ister inanma ama ben Minho'yu seviyorum. Lütfen bunu kabullen ve olay çıkartmayı kes."
Seo-joon birkaç saniye sustu ve yüzüme baktı. "Peki Y/N, size mutluluklar." dedi ve gitti.
Minho'ya baktım. "İyi misin Minho, sana bir şey yaptı mı?"
"İyiyim Y/N. Benim için endişelenme."
Minho'ya sarıldım ve ona... "Özür dilerim. Benim yüzümden başına bunlar geldi. Şimdi kavganız medyaya yayılacak ve her şey daha kötü olacak." dedim.
"Hayır, hayırr... sakın böyle düşünme. Her şey yolunda."
Ona uzun uzun sarıldım ve sonra onun yanaklarını tutup kendime doğru çektim ve dudaklarına bir öpücük kondurdum. Tam çekildiğim sırada Minho beni ensemden tuttu ve daha sert bir öpücükle karşılık verdi.
Ardından kollarımı onun boynuna doladım ve öpüşmeye başladık. Minho beni belimden utup kendine daha da yakınlaştırdı. İkimizde burada yapmamamız gerektiğini biliyorduk ama kendimizi tutamadık.
Etrafta kimseler yoktu bu yüzden çok rahattık ve kendimizi kaptırmıştık. Çok tutkulu bir şekilde öpüşmeye devam ediyorduk. Daha sonra ise dilimi onun ağzına soktum ve yiyişmeye başladık. Minho beni duvara bastırdı ve kalçalarımı sıktı.
"Minho..." inlermiş gibi söyledim ve o da bana "Evet bebeğim?" diye cevap verdi. "Durmalıyız..." dedim.
"Biraz daha..." dedi Minho. Bende biraz daha kalmak istiyordum. O an cennette gibiydim. Bir anlığına her şeyi boşverip sadece kendimi öpücüklere bıraktım. Onunla beraberken bütün sorunlarımı unutuyordum.
Minho bana gittikçe baskı uyguluyordu. Bir anda mememi avuçladı ve onu sıktı. Daha sonra bacağımı kaldırıp kalçasına doğru doladı ve boynumu emmeye başladı. O kadar güzel emiyordu ki kendimi inlememek için zor tutuyordum. Minho durdu ve boynuma baktı.
"Ne oldu Minho?"
"Ah, güzel. Morarmadı."
O an Minho'nun dediği şey bana çok komik geldi ve sesli bir şekilde kahkaha attım. Sonra yine Minho'ya yaklaştım ve dudaklarına uzandım. Tam o anda Minho beni durdurdu.
"Bebeğim, artık gitmeliyiz. Çekimler birazdan başlar." dedi Minho.
"Haklısın, sen önden git, Ben arkadan gelirim." dedim ve Minho gitmeden dudaklarıma son kez bir öpücük kondurdu. "Seni seviyorum bebeğim." dedi Minho.
"Bende seni seviyorum."
Vedalaştık ve ayrıldık.
![](https://img.wattpad.com/cover/351800602-288-k103615.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Film Şeridi
ספרות חובביםDünyaca ünlü bir idol ve başarılı bir oyuncuyken yıllarca aynı şirkette olduğun o kişiyle bir dizi setinde yaşanan ilginç olayla birlikte beklenmedik bir yakınlaşma ile karşı karşıyasın.