Müdürün arabası emniyetin önünde durdu. Göz yaşlarıma zoraki hakim olabilmiş kendimi susturmuştum. Duygu nedir bilmez bir adamın yanında böyle ağlamak kötü hissettirmişti. Tekrar polisliğe geri döndüysem iki yıldır özgürce yaşadığım duyguları içime hapsetmem lazımdı.
Yeni öğrenmiştim oysa ki duygularımı yaşamayı. Ciddiliği bırakıp samimi bir hayat sürmeyi..
Sanırım Akif'e ait olan her şeyi çıkaracaktım hayatımdan.
Ama bu birkaç ay sürecekti. Bu operasyonu bitirir bitirmez dönecektim ona. Kaldığımız yerden devam edecektik. O yüzüğü parmağıma takacaktım.
"Feza arkamdan odama gel" müdürün sesi böldü hayallerimi. Her zaman olduğu gibi. "söz verdiğim gibi kimliğini sana teslim edeceğim. Sonra diğer ayrıntıları halledersin. Evine gidip eşyalarını toplar çıkarsın."
Derin bir nefes alıp verdim. Evim..
"emredersiniz müdürüm." müdürün arabadan inmesiyle hemen ben de inip arkasından emniyete girdim. Arabayı park etmesi için İlkan'a bırakmıştı.
Odasına girdiğimizde sabah ki gibi masanın çekmecesinden bana ait olan şeyleri çıkardı. Ve masanın üzerinden bana doğru itti.
" iki yılın ardından sahiblerine kavuşacaklar" masaya yaklaşıp kimliğimi ve rozetimi alıp çantama koydum. Silaha elimi uzatmıştım ki müdürün sesini duydum.
"silahını operasyon başladığında al."
"bana güvenmiyor musunuz?"
"sana güvenmesem en baştan seni almazdım. Öyle değil mi? İki saat veriyorum git ve eşyalarını topla evinden çık gel."
"emredersiniz"
Odadan çıktım. İki saat bana yetmeyecekti. Adımlarımı hızlandırdım. Koridorda yürürken İlkan önüme çıkıp hızımı kesti.
"Feza. Bak, bana kalsaydı asla böyle bir şeye kalkışmazdım. Arabada müdürüme defalarca itiraz ettim. Ama beni emre itaatsizlik cezası ve operasyondan çıkarmakla tehdit etti."
"tahmin edebiliyorum. Ben sana kızgın değilim. Hatta müdüre de değilim. Ben kendime kızıyorum."
"neden kendine kızıyorsun?"
İlkana bunu söyleyemesem de içimden cevapladım. 'bir adamı bu kadar sevdiğim için.'
"bu şahsıma özel bir konu. Şimdi yetişmem gereken şeyler var. İki saate işlerimi halledip gelmem lazım."
"yardıma ihtiyacın var mı? Gelebilirim."
"ne?" bu ne içindi. Kendini mi affettirmeye çalışıyordu? "kendini mi affettirmeye çalışıyorsun? Eğer öyleyse buna gerek yok. Ben sana kızgın olmadığımı söyledim."
"hayır eğer gerçekten ihtiyacın varsa yardım edeyim."
"buna gerek yok."
"evine gelir mi?"
"kim?"
"ayrıldığın sevgilin."
"sanmıyorum" derken gele de bilirdi. İnandığını sanmıyordum. Aslında her şeyi gözleriyle görmüştü. İlkan'ın yanımda olması iyi olur muydu? Belki işimi hızlandırabilirdi. "tamam peki gel. Ama canımı sıkacak bir şey yaparsan geri dönersin."
"tamam. Ben de araba var. Hızlı gideriz"
Emniyetten hızlıca çıkıp arabaya geçtik. O şoför koltuğuna ben de yan koltuğa oturdum.
"adresin neydi?"
"bundan sonra eski adresim." dedim mırıldanarak.
"efendim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeçtim
Ficção AdolescentePolislik için her şeyden vazgeçebilecek bir kadının hikayesi