"Bunu kabul edemem. Ben etsem bile Donghyuck'un nasıl hissedeceğinden haberin var mı Jaemin?!"Mark öfkeyle ayağa kalkmıştı. Jaemin'in önünde dikildi meydan okurcasına. O alfayı Donghyuck'un yanına yaklaştırma düşüncesi bile öfkesini katlamasına yetiyordu. Kendisi böyle hissediyorken Donghyuck'un nasıl hissedeceğini düşünmek bile istemiyordu. Jaemin'in böyle bir fikir sunmasını saçma, bir o kadar da saygısızca bulmuştu.
"Mark. Başka şansımız var mı? O istemese bile içindeki kurt çocuklarına bağlı. En azından sürü hakkında bilgi verebilir bize."
"O adamı evime sokmam."
Jaemin de ayaklandı ve Mark'ı sakinleştirmek için elini omzuna attı. Hafifçe sıktı ve telkin edercesine bir gülücük verdi.
"Pekala. Donghyuck ile karşılaşmayacaklar. Onu çağıracağım ve dışarıda konuşacağız, olur mu?"
Bir süre sakinleşmek için derin nefesler aldı Mark. Bakışları Jaemin'in kucağındaki Minhyung'a kaydı. Göz göze geldiği lacivertliklerle tüm siniri uçup gitti bir anda. Omuzlarını düşürdü, başını salladı yavaşça.
"Ben de orada olacağım."
Kucağına almak için bir kez daha uzansa da Jaemin yine birkaç adım geri çekilmiş, bebeği saklamak istercesine küçük bedenini sarmıştı.
"Bir süre bende kalsa iyi olur. Kokusunu almamaları için."
Olaylar başladığından beri Minhyung'dan ayrılmamasını şimdi analmıştı Mark. Anlamadığı feromonlar ve kurt ilişkileri başını ağrıtmaya başlamıştı çoktan.
"Bu bahsettiğiniz alfayı... Nasıl bulacağız?"
Varlığını bile unuttukları Jeno konuşunca ikili o tarafa dönmüştü aniden.
Jaemin gelen soruyla minik bir sırıtış bıraktı.
"Onu ben halledeceğim."
...
Jaemin'in isteği üzerine Mark be Jeno üzerlerine en kalın montlarını geçirip dışarı çıkmışlardı. Soğuk havada nefesleri ağızlarından bir bulut gibi çıkıyor, bahar aylarına gelmelerine rağmen yerdeki karlar gözlerini kamaştırıyordu. Olayları tam olarak bilmese bile az çok anlayan Jeno normalin aksine sessiz kalmayı seçmiş, bakışlarını ormana çevirip boşluğu izlemeye koyulmuştu. Mark ise birkaç yüz metre ilerideki evine kilitlenmiş bakıyordu.
Kapı, gelen birkaç tıkırtının ardından sertçe açılmıştı. İçeriden çıkan koca kurta şaşkınlıkla bakakaldı Mark. Jeno elbette daha öncr görmüştü sevgilisinin kurtunu ancak Mark için büyük bir şoktu Jaemin.
Donghyuck'un yaklaşık iki katıydı. Kahverengi kürkü ve sarı gözleri ile oldukça korkutucu duruyordu. Sanki avına yaklaşan vahşi bir hayvan gibi adımlarınıı sakince ikiliye doğru yönlendirince Mark geri adım atmadan edememişti. Daha fazla geri gitmesini Jeno engelledi ve gülerek konuştu."Korkma Markie, seni yemez."
Jeno sevgilisine büyülenmiş gibi bakıyordu. bir Mark ona gözlerini devirmeden edemedi.Koca kurt yanlarına gelip Jeno'nun karnına kafasını gömünce tüm bu kargaşanın içinde biraz da olsa Mark'ın rahatlamasını sağlamıştı. Arkadaşının kıkırdayarak koca kurtun tüylerini okşaması ve karşılığında Jaemin'in homurdanmaları doldurmuştu sessizliği. Mark geç de olsa Jaemin'in sırtındaki hareketliliği fark edebilmişti. Uzun kahverengi kürkün arasında neredeyse kaybolan Minhyung'dan yükselen kısık kıkırtılar yüzündeki sırıtışı büyültmüştü. Her ne kadar düşeceğinden korksa da Jaemin'in rahatlığı bunu daha önce yüzlerce kez yaptığını gösteriyordu ve küçük Minhyung'un sıkı sıkıya tutunduğunu görmesi kurtlar arasında yaygın bir şey olduğunu anlamasına yetmişti.
Bir süre kıkırdaşmanın ardından Jaemin son kez Jeno'nun etrafında dönmüş, birkaç metre uzaklaşmıştı. Sanki arkada durmalarını istermiş gibi Mark ve Jeno'ya bir bakış atmış, bakışlarını ardından ormana çevirmişti.
Ormanda yankılanmıştı uluması.
Bir süre aynı tonda ulumanın ardından kara oturmuş, ormana kitlediği bakışlarıyla beklemeye koyulmuştu. Arkada duran Mark ve Jeno da aynı sessizlikte bekledi. Ormandan gelen kuş cıvıltıları ve rüzgarın etkisiyle sallanan ağaçlar dışında ses yoktu.
Taa ki uzaklardan gelen bi uğultuya kadar.Çok geçmeden ilerideki çalılar sallanmaya, patiler altında ezilen karların sesi duyulmaya başlandı.
Önce iki, hemen ardından da diğer bir ikili göründü ormanın içinden. Koşarak üzerlerine gelen kurtlar ile Jaemin ayaklanmış, ani hareket yüzünden de Mark ve Jeno oldukları yerde dikleşmişlerdi.Dört kurtun üçü Jaemin kadar büyüktü. Diğeri ise biraz daha küçük.
Jaemin'den yükselen hırıltılar dörtlünün yavaşlamasını sağlamış, birkaç metre uzaklarında durmalarını sağlamıştı. Dört kurt daha Mark ve Jeno ne olduğunu fark edemeden insan formuna dönmüşlerdi. Pantolonları dışında üzerlerinde bir şey yoktu. Bu soğukta böyle durabilmeleri şaşırtıcıydı ancak Mark bir şeylere şaşırmayı uzun süre önce bırakmıştı. En azından sert bakışları bunu gösteriyordu.
Jaemin de vakit kaybetmeden insan formuna geçmişti. Sırtındaki Minhyung'u tek eliyle destekleyerek dörtlünün karşısında geniş omuzlarını gere gere durmuştu. Sinirlendiğini gerilen sırt ve kol kaslarından anlayabiliyordu herkes.
"Tüm sürüyü peşine taksaydın. Bu az oldu, Lee."
"Bir kaçakla tek buluşacağımı düşünmen hataydı Na."
Soyadına vurgu yapması Jaemin'in hırlamasına sebep olmuştu ancak kendini tuttu. Karşısındaki alfayı parçalara ayırma isteği inanılmaz boyutlardaydı.
"Eşinle gelmen pek hoş olmadı. Gerçi Ten her şeyi biliyor olmalı. Seni böyle kabul ettiğine göre."
"Özel hayatıma laf etmek için çağırdıysan inan daha önemli işlerim var."
"Anlaşma yapmak için çağırdım seni."
Jaemin'in sözleri dörtlüyü şaşırtmış olmalı ki herkes birbirine bakmaya başlamıştı. Aralarında fısıldaşmaları sonucu alfa başını sallamış, birkaç adım daha yaklaşmıştı Jaemin'e.
"Ne diyeceğini tahmin etmek zor değil. Malum, sürüde her şey çabuk yayılır."
"Liderine bu kadar güvenmen gözlerimi yaşattı ama Taeyong sandığın kadar masum değil."
Karşısındaki uzun boylu alfanın kaşlarını çatması Jaemin'in gülmesine sebep olmuştu. Zaman kaybetmeden arkasında sakladığı Minhyung'u kucağına aldı ve sıkı sıkıya kollarını sardı ona.
"Donghyuck'un bebeğini öldürmek istiyor."
"Sürüden atılan bir omega ile uğraşacağına inanmamı mı istiyorsun?" Laubali gülüşü kulakları tırmalayacak derecedeydi. Sanki sinirlerini saklamaya çalışıyordu ancak pek de becerememişti. Bakışlarından anlaşılıyordu.
"Liderliğinin tehlikede olduğunun farkında."
"Minhyung'un, oğlunun bir lider olduğunu öğrendi."
Alfanın yüzü şaşkınlığa bürünürken yanındaki kurtların da bir farkı yoktu ondan. Herkes beklenmedik bu bilgi karşısında şaşırmıştı. Bir liderin diğer bir lideri öldürmek istemesi... kabul edilemezdi.
"Planın ne Na Jaemin? Benden liderimi öldürmemi mi istiyorsun?"
"Hayır onunla ben ilgileneceğim."
Ve devam etti."Var mısın, yok musun Johnny?"
....
Gecenin ikinci bölümü?!
Kötü karakterlere isim bulmakla uğraşamam valla nctden devam ama johnny'den çok da nefret etmeyin tamam mi....
Umarım beğenmişsinizdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Frost | MarkHyuck
FanfictionGlacier'ın devamıdır. Okumadıysanız profilimde bulabilirsiniz. • Omegaverse [ "Geliyorlar, Mark. Onun için geliyorlar." ] •bxb •mpreg •top!Mark bttm!Hyuck • side ship nomin!!!