13. Bölüm

2K 168 5
                                    

Arkadaşlar bu hikaye benim eski hikayelerimden. Düzenleme fırsatını bulamıyorum maalesef bu yüzden hatalar için üzgünüm. 


*****************

 -Özür dilerim. Benim yüzümden sırıl sıklam oldun... "Songena yerde oturan Seung un yanına çömelerek ıslak elbiseleri ile tam karşısından Seung un gözlerinin içine bakıyordu. Yüzü ıslak saçarının arasından oldukça çekici görünüyordu. Seungtan bir şeyler bekliyormuş gibi bakıyordu... Seung Songena yı elinden tutarak odasına götürmüştü. Songenanın şaşkın bakışları arasında dolabını açarak...


- İçinden istediğini sana uygun bir şeyler bulup giyebilirsin. Ben içeriyi toparlayacağım...

- Tamam... "Seung odadan çıkarak kapıyı kapatmıştı. Kendini zor tutuyordu. Songenanın güzelliği karşısında kalp atışları anlamadığı bir şekilde hızlanmıştı. Odanın kapısının ardına yaslanarak elini kalbine götürmüştü.

Songena ise Seung un kendisi ile ilgilenmediğini düşünerek başını eğmişti. Tekrar baktığında Seung un kıyafetleri tam karşısındaydı. İçinden kendisine uygun bir şeyler bulmak zor olabilirdi. Pantolon giymeyi sevmeyen Songena Seung un tişörtleri arasında uzun bir tane bulmuştu.

Tişört o kadar uzundu ki Songena giydiğinde uzunluğu dizine kadar gelmişti. Birden gülümseyen Songena kime aitti bu tişört diye içinden geçirmeden yapamamıştı. Büyük olmasına rağmen elbise askısı gibi üzerinde kıyafeti oldukça iyi taşıyordu. Seung mutfağa girdiğinde masanın düzenli bir şekilde hazırladığını görünce gülümsemişti. Masaya bakarken...

- Üzgünüm yine evini dağıttım... "Songena arkasından gelerek durmuştu. Seung ona bakmadan cevap veriyordu...

- Önemli değil. Düzenlenir... "Arkasını döndüğünde Songenaya bakan Seung şaşırmıştı. Üzerinde ki kıyafeti baştan aşağıya süzerek bakıyordu... Songenanın üzeride tişört olmasına rağmen sanki elbise giyiyormuş gibi görünüyordu. Songena yanlış bir şey yapmış gibi...

- Üzgünüm ama dolapta sadece bunu uygun olarak buldum. Ama senin için önemli ise çıkarabilirim... "Seung şaşkınlık ile bir tişört bu kadar güzel taşınabilir diye düşünürken Songenanın sözleri ile ...

- Hayır önemli değil. Ben o kıyafeti yanlışlıkla almıştım. Aslında severek aldım ama yanlış bedeni almışım... "Songena gülmeye başlamıştı. Masaya oturarak"

- Hadi kahvaltı yapalım yoksa Geun bizi öldürecek...

- Ne?

- Geun masaya bu notu bırakarak çıkmış. "Elindeki notu Seung a vererek oturmasını istemişti. Seung ise gece konuşmalarını hatırlamıştı. Masaya oturan Seung kahvaltısını yapmaya başlamıştı.

İkisi de sessizdi. Masayı toplayarak evden çıkmaya karar veren ikili Songenanın kıyafetlerinin ıslak olması yüzünden tişörtle çıkması gerekiyordu. Seung içinden kendine küfretmeye başlamıştı. Songenayı bu şekilde dışarıya çıkaramazdı. Songenaya dönerek...

- Sen burada bekle yarım saate gelirim... "Hızla evden çıkarak kapıyı kapatmıştı. Yarım saa sonra elinde bir paket ile gelen Seung elindekini Songenaya uzatarak gitmesini istemişti. Şaşkınlık içinde paketi açarken ...

- Eminim yine pantolon... "Sözü yarıda kalmıştı. Çünkü düşündüğü gibi pantolon değl kırmızı bir elbise çıkmıştı içinden. Oldukça zevkli olan elbiseyi giyip odadan çıkan Songenayı gören Seung kısa çaplı bir hayranlıktan sonra ...

- Acaba bunu giymesen mi? Diye söylenmişti...

- Neden ben çok sevdim. Hem yakıştı da...

- Evet yakıştı. Başım belaya girecek diye korkuyorum ben...

- Ne...

- Yok bir şey hadi derse geç kalacaksın... "Songena sn duyduğu söz ile heyecanlansa da yine yarıda kalmıştı. Birlikte okula giderken ikisi de konuşmamıştı. Okulun kapısında bekleyen Kyu yu gören Songena Seungu bırakarak hızla Kyu nun yanına gitmişti. Bir hoşça kal bile demeden giden Songenanın arkasından bakan Seung, Kyu ile yakın bir şekilde konuşmasına sinirlenerek kafeye girmişti.


Hazırlıklarını tamamlarken bir yandan da Kyu ile Songenanın samimi konuşmasını izliyordu. Sinirden ne yaptığını bilmeyen Seung başını çevirerek görmemezliğe gelmek istiyordu. Okul zili çalması ile içeriye giren Songena arkasına baktığında Seung un kendisine bakmadığını görünce hayal kırıklığı yaşamıştı.

Ders boyunca uzun uzun düşünen Songena artık bir karar vermeliydi. O düşünürken Geun sarsılmış bir şekilde kafeye girmişti. Seung u görünce koşarak boynuna sarılmış ve ağlamaya başlamıştı.

Olanları izleyen üçüncü kişi ise elinden bir şey gelmediği için uzaktan izleyerek kıskançlık krizine giriyordu. Seung Geun un halinden hiçbir şey anlayamamıştı ama Geun un sözleri ile aklındaki sorulara cevap buluyordu.

- Ben ne yapacağım Seung. Test sonuçları iyi çıkmadı... Ben şimdi ne yapacağım...

- Ne testi?

- Annem ölüyor ve ben ona böbreğimi veremiyorum. Bu nasıl olur? Ben onun kızıyım ama kanlarımız uyuşmuyor...

- Ne demek bu? Bunu bana saha önce neden söylemedin?

- Bende yeni öğrendim, Söylesene ne yapmalıyım...

- İstersen bende test yaptırayım?

- Bunu yapar mısın?

- Senin için yapamayacağım bir şey yok biliyorsun... "Seung un sözleri ile sinirlenen Kyu hızla kafeye girerek Seung a sarılan Geun u dışarıya çıkarmıştı."

- Bunu bana bilerek mi yapıyorsun yoksa beni kaile almıyor musun?

- Seni kaile almak mı? Bunu neden yapayım? Uttun galiba sen nişanlı birisin...

- O nişanı sen benim tam anlamı ile sevgilim olmaya karar verdiğinde bozacaktım. Ama sen ne yaptın beni dinleme zahmetine bile bulunmadın...

- Peki sen kendini anlatmaya çalıştın mı? Sürekli bir şeyleri saklıyorsun, aşırı tepki ve kıskançlık gösteriyorsun...

- Öyle mi bunu kimin yüzünden yapıyorum acaba?

- Kimin yüzünden yada ne için bilmiyorum ama seninle oyun oynayacak zamanım yok..

- Oyun mu? Sende ben oyun mu oynuyorum?

- Evet küçük bir çocuk gibi oyun oynuyorsun...

- Sevdiği kadını başkalarından kıskanmak oyun mu? Tamam, sana nişanlı olduğumu söylemedim ama bu kadarı da fazla değil mi?

- Fazla mı? Sen neden bahsediyorsun?

- Seungtan tabii ki de...

- Seungla ne alakası var şimdi bu konuşmaların...

Öğretmenim, Serseri Ablamın Peşinde!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin