Sırt çantama gerekli eşyalarımı yerleştirdikten sonra fermuarını çektim. Aynadan kendime bakıp dudaklarıma çilekli nemlendiricimi de sürdükten sonra gözlerim saate kaydı. 15 dakika sonra okul otobüsü evin önünden geçecekti. Sonbahar olduğundan ağaçlar sarı ve turuncu renklerini üstünde taşıyor, gün geçtikçe yapraklar dökülerek toprağı da renklendiriyordu. Resim çizmeyi severdim ve çizmeyi en sevdiğim şey ise sonbahardı.Yatağımın yanındaki komidini açarak resim defterimi ve birkaç kalemi de çantamın ön gözüne yerleştirdim. Üstüme ceketimi alıp çantamı kollarımdan geçirerek evden çıkmak için merdivenleri inmeye başladım.
Beyaz spor ayakkabılarımı ayağıma geçirip kapıyı arkamdan çekerek kapatıp kilitledim. Otobüs durağına yürürken esen rüzgarla saçlarım bir-birine karıştığında titredim. Ellerimi ceplerime yerleştirip durağa vardığım gibi otobüsü beklemeye başladım. Birkaç dakika sonra görüş açıma giren otobüsle oturduğum yerden kalkıp beklemeye başladım. Açılan kapılarla birlikte otobüse binip gözlerimle Jimin'i aradım.
Otobüste yaklaşık 15-20 kişi vardı ve çok fazla gürültülüydü. Jimin'in bana el sallamasıyla ayakta durmayı kesip ona doğru adımlayıp yanına oturdum.
"Bir an gelmeyeceksin sanmıştım Jungkook. İçimde kötü bir his var hiç gitmek istemiyorum"
Çantamı kollarımdan çıkarıp dizlerimin üstüne bırakarak sıkıntıyla ofladım.
"Geçen yıl da sen istemediğin için gitmedik zaten Jimin! Gelecek yıl kafamızı kaşıyacak zamanımız bile olmayacak. Hem bence eğlenceli geçecek neden somurtuyorsun?"
"Somurtmuyorum ben. Sadece korkuyorum orman falan ayı, kurt, tilki, kirpi, boz ayı bile vardır şimdi! Tanrım.."
"Abart biraz daha Jimin. Evdeki durumu biliyorsun 1 hafta tatilde ben evde kalırsam deliririm o yüzden ben gidiyorsam sen de gidiyorsun demektir! Ormanda resim çizmek için çok heyecanlıyım!"
Jimin yüzünü ekşitmiş göz devirerek yanındaki çocuklarla sohbete başlamıştı.
Arka cebimden telefonumu çıkarıp kulaklıklarımı takarak en sevdiğim şarkıyı açtım. Kolumu pencereye yaslararak gözlerimi kapatıp şarkının ritmine daldım.
_________
Kolumun çimdiklenmesiyle yerimden sıçrayıp kulaklıkarı çıkardım.
"Lan kalksana oğlum iki saattir seni çağırmaktan adını ezberledim. Geldik kamp yerine herkes indi"
Kolumu okşayarak Jimin'e sinirle bakıp çantamı alarak ayağa kalktım.
"Herşeyi anladım kolumu niye çimdikliyorsun Jimin!"
"Uyanmadın çünkü açlıktan midem kazınıyor. Çadırları kurup bir an önce yemek yiyelim. Yoksa ormanda ne bulursam pişirip yiyeceğim"
Yüzümü buruşturarak otobüsten inip kamp alanına doğru yürüdük. Öğretmen 2 kişiyle sohbet ediyor diğerleri ise çadırlarını kurmaya başlamışlardı. Jiminle boş bir alana ilerleyip çantalarımızdan çadırları çıkarıp yere bıraktık.
"Burası bence iyi Jungkook. Fazla uzaklaşmayalım diğerlerinden. Ölürsem en azından sesimi duysunlar"
Gözlerimi devirip çadırın parçalarını açarak kuracağım yeri hesapladım.
"Ne korkak adamsın Jimin! Eğlenmeye geldik buraya senin göt korkun beni de etkiliyor!"
"Tamam be birşey demiyorum! Gece seni kurtlar yerse ne ben seni tanıyorum ne sen beni"
İkimizde çadırları kurmaya başladık. Geçen birkaç saatin ardından hava kararmaya başlayınca yuvarlak şeklinde sıralanan çadırların ortasında ateş yaktık. Herkes alevin çevresine toplanmış gülerek sohbet edip konuşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUREBRED VAMPIRE • TAEKOOK
Fanfiction11. sınıf öğrencisi olan Jeon Jungkook geldikleri okul gezisinde ormanın içinde kaybolup, gece olduğunda eski bir eve sığınır. Ormanın içindeki eve asılardır lanetlenerek kapatılan Kim Taehyung ise taze kana susayan Safkan bir vampirdir. •Semetae/Uk...