Datura

751 57 68
                                    

-hadi hayırlısı!! Ne zaman okumaya başladınız :D

Aralığın son günlerinde soğuk rüzgarlar, sokak lambalarıyla aydınlatılmış İstanbul'da hiç acımadan esiyordu. Asef'in gözleri bulutlu gece de bile göz alıcı biçimde parıldayabilen aya takılmıştı. Bir çift ela gözün üstünde olduğunu bilmeden aya odaklanmış düşünüyordu. Ay, gece, bulutlar vesayre bunların hiçbiri Asef kadar göz alıcı değildi Korel için. Saatlerce günlerce hatta yıllarca izleyebilirdi bu güzel çocuğu. Asef'in yavaşca iç çekişini izledi. Zihninin bulanık olduğu belli oluyordu.

Ne oldu diye sormaktan çekinmişti Korel. Bazen bir şeyler sorulmamalıydı. Bunun da öyle bir şey olduğunu düşünmüştü. Gözlerini Asef'inden ayırıp sokağın uzunluğuna odaklandı. Nereye gidiyorlardı? Büyük ihtimalle sadece ayaklarının onları götürdüğü yere. Çünkü ne kendisi ne de yanındaki genç yolun onları nereye götürdüğüne odaklanmamıştı. 

Gözleri yavaştan yanındaki gence geri dönmüştü. Gözleri her ayrıntısını inceliyordu. Ne kadar bakarsa baksın doyamıyordu. Ellerine döndüğünde içinden bir ses ellerini tutmak için yalvarıyordu. Bunu yapamayacağını kendine hatırlattı ve onun yerine omzunu yanındaki dalgın gence doladı. Sonunda dalgın kahverengi gözlerin ela gözlerle buluşmuştu.

"Hayırdır aşık mı oldun yiğidim?" Korel kıkırdayarak Asef'in yüzüne baktı. En küçük detayını bilmesine rağmen her seferinde tekrardan inceliyordu bu güzel yüzü. Asef'in yüzünde küçük bir tebessüm oluşmuştu sadece. "He ya. Var mı bir iki tavsiyen Korel bey?" Dalga geçen bir tonda yanıt vermişti ela gözlerin içine dalarken. "Valla bir randevuda bu kadar dalgın olursan kızları kaçırırsın" diye durumu fark ettiğini belli etti Korel. Asef'in yüzüne hafif bir ciddiyet geldi. Sonrasında küçük bir gülümsemeyle geçiştirdi bu göndermeyi.

"Nereye gidiyoruz?" Asef biraz duraksadı ve etrafa baktı. Boşlukta yürür gibi etrafa bakmadan yürüdüklerini yeni fark etmişti. "Günaydın. Sen yürüdün ben de seni takip ettim ve şu an kendimizi ıssız bir sokakta bulduk." Kimse görmeden güzel vakit geçirebilecekleri bir sokak. Eğer aralarında romantik bir ilişki olsaydı... Korel sonrasını düşünmemek için dikkatini bir kaldırım taşına odakladı.

"Hani böyle bir yeri istesek bulamadık sanırım" dedi Asef gülerek. Korel iç çekip tebessüm etti. Sonrasında ise Arif'in omzuna attığı elinde bir sıcaklık hissetti. Asef'in eli kendininkinin üstündeydi. "Elin niye bu kadar soğuk lan? Üşüyorsan elini cebine koysana." Hafif endişeli bir tonda azarladı Korel'ı Asef.

"Gerek yok elim olduğu yerde rahat şu an. Hem benim elim soğuk değil seninki aşırı sıcak." Korel göz devirdi. Asef Korel'ın kolunu üstünden attı. Korel anlam veremeyen bakışlarla ne yapacağını izliyordu. Elinde tekrardan hissettiği sıcaklık ile yüzüne de bir sıcaklık basmıştı. "İyi o zaman böyle yürürüz hem elin ısınır hem de elin  'olduğu yerde rahat' olur"

"Bana uyar valla. Böyle güzel şans mi var?" Diye sırıttı Korel. Yaşadığı ani şoku ve heyecanı saklamaya çalışıyordu. Az önce düşündüğü şeylerden biri gerçek olmuştu. Yoksa hayal mi kuruyordu? Bunların bir rüya olma ihtimali de vardı. Bir nefes aldı ve gizlice kendini çimdikledi. Evet acıyı hissetmişti. Bu bir rüya değildi.

"Paralel evrenlere inanır mısın Korel?"

Ela gözler Asefin her hareketini izlerken bir an duraksadı. Gözünü bir süreliğine Asefin'den ayırıp gece karanlığına dalıp düşündü. Paralel evrenlerin olması muhtemel bir ihtimaldi ama daha tam olarak kanıtlanmamıştı. Sadece bir teoriye inanmak biraz mantıksız gelmişti ona. Başka bir Korel'ın Asefiyle mutlu olduğu bir evren mi vardı? Saçmalık. İnsanların sadece bu hayatında yaşayamadığı ihtimalleri hayal etmesiydi tüm bu teori. En azından ona göre öyleydi.

Her Evrende Sen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin