5. Bölüm: Yanındayım.

22 5 2
                                    

"endişe etme ve korkma anlıyor musun? " dedi Tolga

"Ben senin yanındayım, korkma" dedi.

Yanımdaydı.

Korkmamamı istemeyecek kadar yanımda ve yakınımdaydı beni görüyordu. Beni duyuyordu. Korkmamı istemiyordu.


"Uykuyla dinlenemeyecek kadar yorgunum artık."

John Steinbeck




5. Bölüm:Yanındayım.

*O anı ne unutmak mümkün olacak ne de alışmak*


Tolga elini elimden çektiği sırada yavaş adımlarla önümde duran polise doğru adım atmaya başladım. Adımlarımı oldukça yavaş ve dikkatli atıyordum.

Polisin yüzünde ki öfke sanki beni içeride öldürmek gibi bir niyeti varmışçasına nefret doluydu.

Nefret doluydu bakışları...

Ben bu bakışları kaldıramıyordum. Bu suçluluk bakışıydı. Bu sen yaptın demekti. Bu biraz erken gidebilirdin demekti. Evet bu demekti. "Biraz daha erken gitseydin Allah'ın belası Asena" demekti.

Polisin beklediği odanın kapısının yanına ulaşmıştım. Odaya adım atmak için polisin bana yol vermesini bekliyordum. Eliyle geç der gibi yapınca içeriye adım attım.

İçerisi oldukça ürkütücüydü. *pembe oda mı bekliyordun Asii*  Şu durumda bile mi gerçekten bu durumda bile bu aptal iç sesim benimle mi uğraşacaktı.

Dört duvarı gri boyayla boyanmış sağ duvarda koskocaman siyah bir cam ve ardında belki görünmeyen kaç insan vardı. Şu anda beni izleyen. Ne diyeceğimi merak eden.

Odanın tam ortasında bir masa ve her iki yanında iki sandalye vardı. Masanın ortasında iki yana kıvrılmış masanın içine geçirilmiş demirler vardı. Kelepçeyi demire bağlamak için. O an bi duraksadım.

Neden beni bu odaya getirdiler. Yoksa elimi kelepçeleyip öyle mi konuşmamı isteyeceklerdi?

Polisin konuşmasını beklemeden sandalyeyi çektim ve oturdum. Ellerimi göğsümün altında bağdaş kurdum.

Polisin yüzüne anlam veremeyerek bakıyordum. Gencecik bir kız öldürülmüştü. Ve şu anda katile herşeyi itiraf ettirmek için ellerinden gelenin en fazlasını yapacaklarını hatta ve hatta belki de şiddet bile uygulayacak kadar ileriye gidebileceklerini düşünüyorum.

Çünkü hayattan koparılmış bir insan var.

Ve onun katilinin bulunması için herkes elinden geleni yapacaktı. Yapacaktık.

"Neden oraya gittin?" Evet, tek bir soru soruyordu. Sandalyeyi çevirip ters oturdu sağ elinde tuttuğu pembe dosya sol eli sağ elinin altında sallanıyordu. Tek bir soru soruyordu ve ben o sorunun cevabını ona söyleyecektim. "Neden gittin oraya diye sordum sana" dedi sesini yükselterek.
"cevap ver!" diye bağırdı elini masaya vurarak.
"Sen mi öldürdün." dedi gözlerinden ateş sıçrarken.

Onun gözleri ateş saçıyordu ama ben o gözlerde donmuştum.

"spor dersinde gö-gör-görevli benim" dedim kekeliye kekeliye. Korkudan söyleyeceğim herşeyi unutmuştum. Korkudan o an olanları unutmuştum. Bu gözlerde ki ateş, gözlerde ki öfke bana o anları unutturmuş yerine korku sarmıştı.

ÖLÜMÜN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin