Hurts like hell

51 5 0
                                    

Uzun bir süre annemi oyaladıktan sonra sonunda odama geçip hazırlanmaya başladım. Her çarşamba en yakın arkadaşımla buluşur, bu şehirdeki en güzel barlardan birine giderdik. Yüksek sesli müzik beni düşüncelerimden koparmaya hep yardımcı olmuştur. Yaşanmamış gibi davransamda en son yaşanan olaylar her gece uyumadan önce kafamı kurcalayıp duruyordu. Hatta son günlerde korkunç kabuslarla birlikte kendini hatırlatmaya devam ediyor, akıl sağlığımı yitirmeme sebep oluyordu.

Üzerimdeki eteği düzelterek son dokunuşlarımı yaptım montumu ve çantamı alarak odamın kapısına doğru ilerledim. Evden çıkma gibi bir iznim olmadığı için arkadaşımla buluşacağım günler önceden annemin içtiği ve ya yediği şeylere ilaç atar sorunsuz bir halde evden çıkardım. Bir taksiye atlayarak buluşacağımız barın önünde indim, soğuk hava yüzüme tokat gibi çarptığı için yüzümü buruşturarak hemen içeri girdim. Yaşadığım şeyleri Earth'e anlatıp anlatmamak arasında kalmışken onu görmemle çok mutlu hissettim. Gülümseyerek yanaklarını öperek boynuna sarıldım.

"Çok özlemişim seni" Earth kafasını geri çekerek beni gözleriyle süzdükten hemen sonra sırıttı "çokta güzel gözüküyorsun"

Bir süre kendi üniversite hayatından, erkek arkadaşlarından konuştuk. Sıra bana geldiğindeyse hiç bir şey konuşmak istemediğimden üsteleyerek kendi hayatıyla ilgili sorular vermeye çalıştım ama sanırım beceriksizce bir hamle olmuştu.

"Davina, benden gizlediğin bir şeyler mi var yoksa bana mı öyle geliyor?"

"Hayır, senden bir şey gizlemek mümkün mü?"

"Asla."

Kahkaha atarak yanağıma ufak bir öpücük kondurdu, biraz daha konuştuktan sonra lavaboya gideceğini söyleyerek yanımdan ayrıldı. Karşımdakı barmenden bir içki istedikten sonra  arkama yaslanıp gözlerimi kapatarak içkimin hazırlanmasını bekledim.

"Davina.."

Bedenimi ürperti sararken yine o korkunç sesi duymuştum fakat bu ilk duyduğum ses gibi zihnimde değildi, sesi capcanlı duyduğumu anladığımda gözlerimi açarak kafamı sesin geldiği yöne doğru çevirdim. Günlerdir beni rüyalarımda rahat bırakmayan kabuslarımın başlama nedeni olan o şey karşımda duruyordu. Bedenimin korkudan titrediğini hissedebiliyordum.

"Benden bu kadar korkuyor musun?"

Bunu söylerken elini saçlarıma doğru uzatmış, saçıma dokunmaya çalışmıştı. Oturduğum yerden kalkarak koşmaya başladım. Kendimi dışarıya atarak bardan uzaklaşabileceğim kadar uzaklaştım. Bacaklarım sızlamaya başladığı için gördüğüm ilk banka oturarak derin nefesler aldım. Az önce olanların hepsinin sebebi çok içmemden kaynaklanıyor, bunların hiç biri gerçek değil. Tanrım yalvarırım bana yardım et.

"Tabii ki korkuyorsun."

Duyduğum tanıdık sesle hıçkırarak ağlamaya başladım. Buradan hemen uzaklaşmak istiyordum, yerimden kalkmaya çaba göstersem bile bir şeyler beni burada zorla tutuyordu sanki.
Korkudan ve soğuktan titrerken ensemde nefesini hissettim. Bedenimin buz kestiğini hissediyordum ama elimden hiç bir şey gelmiyordu, korkudan midem bulanmaya başlamıştı.

Korkarak kafamı arkaya doğru çevirdiğimde artık orada olmadığını görerek derin bir nefes aldım. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Montum, cep telefonum, çantam her şeyim barda kalmıştı. Ayağa kalkıp bara doğru gidecekken eşyalarımın hepsinin bankta olduğunu gördüm . Ağlamam şiddetlenirken Earth'un bana doğru koştuğunu fark ettim.

10 vote, 10 yorum🤍

Disappeared Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin