Ölmeyeceksin kelebek 0.5

199 69 118
                                    

."Kelebeği vur, kavanoza koy, kapağını kapatma. Öleceğini sansın, içi yansın ama nefes alsın."

.

Yazardan;

Büyük bir acıyla aralamıştı gözlerini sarışın çocuk. Ama gözlerini açmasına rağmen hala karanlıktı?  Uzun zaman sonra sesli bir şekilde verdi nefesini... Bu da hissettiği ikinci acıyla olmuştu. Yattığı yerden doğrulmayı denedi ve başarısız oldu. Doğrulmayı bırak kıpırdayamıyordu bile. Her hareketinde canı yanıyordu. 

Neredeydi? Neden bu haldeydi? Konuşmayı denedi bağırmayı... Ama onu da yapamadı sadece boğuk bir kaç inilti çıkarabilmişti. Gözyaşları ağzındaki bezi ıslatıyordu yetmezmiş gibi nefes alması da zorlaşıyordu. Can havliyle tekrar denemişti hareket etmeyi ve bileğinde dayanamayacağı kadar büyük bir acı hissetmesiyle boğuk bir çığlık atıp denemeyi bırakmıştı. *Ölmek istiyordu... boğuluyordu çünkü.

Yanında duyduğu sesin bir kıkırtı olduğuna yemin edebilirdi. O burada acıdan kıvranırken yanında biri kahkaha atıyordu. Kimdi bu? Artık acıdan karanlık gören gözleri kapanırken yanında hissettiği beden hareketlenmişti.

- Ölmeyeceksin kelebek... yani şu anlık. Tabii dayanamazsan işler değişir. 

Duyduğu sesle kapanan gözleri yeniden açılmıştı. Biliyordu yanında gerçekten biri vardı hayal değildi. Ayrıca ne demişti o? Ölmeyeceksin mi? Buna saniyelikte olsa sevinmiş ve aynı anda tekrar çırpınmaya çalışmıştı. Dayanabilirsen demişti? Hafızasını zorladı en son hatırladığı şey kendinden geçene kadar dayak yediğiydi. Tabii ya yakalanmıştı. 

Üzerindeki ipler o kadar sıkıydı ki kırılan kaburgasını zorluyorlardı. Nefes alamaması bu yüzdendi değil mi? Kırılan bileğini hatırladı... Aynı zamanda belinden aşağısını hissetmiyordu. Hissetmiyordu! Acıdan bulanık beyni ona küçük kesitler sunuyor ve o hatırladıkça daha çok ağlıyordu. 

- Ah, o mu? Merak etme bacakların yerinde. Biz uyuşturduk, ikisi de kırıldığı için bu kadar acıyı kaldıramazdın. Ama merak etme biraz kendine gelince uyuşukluğu geçecek ve onların acısını da hissedeceksin. 

Sarışın çocuk duyduklarıyla boğuk çığlıklar atıyor ve kıpırdamak için kendini zorluyordu. Tabii pek bir ilerleme gösterememişti. Kendine küfürler yağdırıyordu o bankayı patlattığı için. Ya da patronu onu aradığı anda bileklerini kesmediği için. 

- Bir şey mi söyleyeceksin? 

Ağzına sarılan bez yavaşça çıkarıldığında sesli bir nefes vermiş ve hissettiği yanma hissiyle çığlık atmıştı. 

- L-lütfen... lütfen

- Ne lütfen bebeğim? Ne istediğini söyle.

- Yapma...

- Neyi?

- Aç... ipi aç.

- Neden? 

- Acıtıyor orospu çocuğu!

Kulağının dibinden gelen kahkaha sesiyle deliye dönmek üzereydi. Bu sadistin işkencelerine katlanmak imkansızdı. 

- Benimde istediğim bu değil mi zaten kelebek?

Dişlerini sıkmaktan kırmak üzereydi ve ağzına gelen kan tadı ona hiç yardımcı olmuyordu.

- Öldür b-beni! 

- O günlerde gelecek sarışın, o günlerde gelecek. 

Çocuğun gözleri kapanırken geçmişinden küçük kesitler aklını dolduruyordu. 

- Sikeyim lix, silah öyle mi tutulur? 

- Ya ben nereden bileyim silahın nasıl tutulduğunu? Filmlerde böyleydi!

Kulağını dolduran kahkaha sesleri ona abim dediği çocuğun gülüşünü andırıyordu. Dudaklarında küçük bir tebessümle ölmeyi bekliyordu. 

- Abi! 

- Aynı yaştayız lix! 

- Benden 3 ay büyüksün ama.

- Ne büyük fark aman tanrım! 

Yeşil salıncaktan atlamış ve koşmaya başlamıştı.

- Beni bekle köpek!

- Benden daha güçlüsün o kasları boşuna mı yaptın? Yetiş hadi!

- Seni öldüreceğim!

- Yakalarsan denersin Changbin!

Felix Changbine izini kaybettirip bir çöp kovasının altına saklanmıştı. 

- Ayakların görünüyor gerizekalı. 

Hızla ağzına kapanan elle çırpınmış, ağzına kapanan elin Changbine ait olduğunu anlayınca kendini serbest bırakıp bayılma numarası yapmıştı. 

- Lan it öldün mü? 

- Senin yüzünden çöp kovasına kafamı çarptım! Beyin kanamasından ölüyorum!

- Seni sadece ben öldürebilirim zaten kalk şimdi yoksa seni çöp kovasına atıp kaçarım.

- Ya of!

- Abiye oflanmaz.

- Benden sadece 3 ay büyüksün.

- Hani abindim lan oç?

Güzel anılarını tiz bir kadın sesi bölmüştü.

- Efendim kalp atışları yavaşlıyor! Elektriği kapatmamız gerek ölüyor!

- Ne demek ölüyor? 

- Eğer daha fazla devam edersen iç kanamadan ölecek. 

Çocuğun bilinci yavaşça kapanırken içinden sayıklıyordu.

"Hani beni sadece sen öldürecektin? Neredesin abi?"

 .

.

.

asko bir bölüm yazmısım olayy QJUHEIUHGAĞULIGSAUIYH

W.

KAVANOZDAKİ KELEBEK -hyunlix-   *askıda*Where stories live. Discover now