"Kelebeğimi vurdular, kanatları yaralı. Çok mu umursarsın sanki sen, yaşadığı sürece kan kaybını?"
.
.
.
"Hani beni sadece sen öldürecektin? Neredesin abi?"
...
- Hayati tehlikeyi atlattı efendim. Yoğun bir ağrı kesici verdik bir kaç gün baş ağrıları olabilir ve uyandığında vücudunu hissedemeyecek. Fazla elektriğin yan etkileri maalesef.
- Ne zaman uyanır?
- Yarım saate uyanır efendim. Lütfen en azından iyileşene kadar canını yakmayın, daha küçük ve tüm hayatını etkileyecek yaraları var.
Hyunjin yavaşça kafasıyla onaylamış ve doktora çıkması için işaret vermişti. Bu çocuğu bulmak için 2 gündür uyumuyordu, bu gecede uyumazsa yorgunluktan öleceğini hissediyordu. Ama buradan ayrılamazdı kelebek çocuk için planları vardı. Onun öleceği düşüncesi bile öfkeden deliye dönmesine yetiyorken ölümden dönmesi, ve bunu yapanın kendisi olduğunu hatırladıkça kendinden nefret ediyordu.
Hyunjin'in çift kişilik bozukluğu vardı ve iki karaktere sahipti. Sam, ölümden ve acıdan zevk alan acımasız bir katilken Hyunjin, sessiz ve sakin olan kişiliğiydi. Sam, sinirli stresli ve aksiyon dolu anlarda ortaya çıkıyorken Hyunjin, sakin ve huzurlu olduğu anlarda vardı. Hayatında pek huzur olmadığı için çoğunlukla Sam oluyor ve işini yapıyordu. Bildiğiniz üzere bir seri katildi.
Telefonunu açmış ve yarım saatlik bir alarm kurmuştu. Uyandığı zaman yanında olmak istiyordu. Yarım saatlik bir uykudan zarar gelmezdi değil mi?
(30 mintures later)
Hyunjin çalan alarma yüzünü buruşturmuş ve telefonunu alıp hızla alarmı kapatmıştı. Ayağı kalkmış ve üzerini düzeltip sarışının yattığı odanın kapısına yönelmişti. Dakikti ve tam zamanında olan işler onun için mükemmeldi.
Kapıyı sessizce açmış ve yavaşça sedyede yatan yaralı çocuğun yanına adımlamıştı. Sedyenin başına dikilmiş her tarafı sargıyla kaplı sarışın çocuğu izlemeye başlamıştı. Yaralarına baktıkça içi acıyormuş gibi yüzünü buruşturuyordu.
Bunları kendi yapmamıştı belki ama yapılmasının emrini veren oydu üstelik kendi elleriyle elektrik vermişti. Küçük çocuğun acı çığlıkları kulaklarını dolduruyor ve dolan gözlerine hakim olamıyordu. Yanağından süzülen ıslaklıkla hızla aklının derinliklerinden çıkıp gözlerinden akan sıvıya bakmıştı. Ağlıyordu ve bu onun için şaşırılacak bir şeydi ,en son ne zaman ağladığını bile hatırlamıyordu.
Evet, bu çocukta bir şeyler vardı. Daha önce hissetmediği şeyleri bu çocukta hissetmesinin bir anlamı olmalıydı. Sanki çözebilecekmiş gibi çocuğun sargılarla kaplı yüzüne eğilmişti. Gittikçe daha fazla yaklaşıyordu sanki mıknatısla çekiliyormuş gibi karşı koyamıyordu bu hisse.
Çocuğun yüzünde çok fazla yara yoktu ama vücuduna vücut demeye bin şahit gerekirdi. Hyunjin çocuğun uyumasını fırsat bilerek morluklarla dolu küçük elini avucunun içine almıştı. Bu morlukların nasıl oluştuğunu hatırlamıştı. AYAKKABISIYLA PARMAKLARINI EZEN OYDU!
Aklına doluşan görüntülerle kanı donmuş bir şekilde avucundaki ele bakıyordu. Sam'ın yaptığı şeyler kan dondurucuydu. Ellerinin titremesini geçirmek için çocuğun elini en yumuşak şekilde yatağa bırakmıştı. Titreyen ellerini küçüğün sarı saçlarına atmış ve yavaşça okşamaya başlamıştı. Yumuşacıktı saçları... Nereden geldiğini bilmediği bir istekle çocuğun saçlarına eğilmiş ve koklamıştı.
YOU ARE READING
KAVANOZDAKİ KELEBEK -hyunlix- *askıda*
FanfictionSeri katil ve onun sıradaki ajan kurbanı Lee Felix... Yıllarca ağır eğitimlerden geçmiş Felix mi yoksa küçük yaşta insan öldürmeye başlamış acımasız Hyunjin mi? Bu savaşta en çok kim yara alacak ve savaşı kim kazanacak? . "Bir tırtıl çiz, kozayı s...