eleven

280 49 10
                                    

Uyanığımda bedenimi saran kolları hissettim ilk başta. Uyanmamı sağlayan mide bulantım gözlerimi doldururken hızla bu sıcak kolların arasından çıkarak banyoya koştum. Gece dayanamayıp gizlice yediğim şeyleri çıkarırken arkamdan birinin banyoya girdiğini duydum. Sırtımı okşayan el sayesinde daha kolay midemi boşalttım.

İşim bittiğinde geriye çıkıp halsizce oturdum. Kokusundan tanıdığım Chan beni kolları arasına alırken derin bir iç çektim. "İyi misin? Rahatladın mı?"

"Boğazım acıdı." Sesim kısık çıkarken beni sevmesi için saçlarımı boynuna sürttüm. Kıkırdayıp ellerinden birini saçıma attı ve tatlı tatlı sevmeye başladı. "Seungmin sen gece yemek mi yedin?"

Bir şey demeden hafifçe kafa salladım. Gülmüş ve arkamdan sarılmaya devam ederken diğer elini çoktan şişmeye başlayan karnımın üzerine koymuştu. Yavaş yavaş hem saçımı hem şişmiş karnımı okşayınca uykum gelmişti. "Gece bu minik bir şeyler yemek mi istedi?

Tekrar kafa salladım. "Çok acıkmış. Yemek ve tatlıyı görünce de dayanamadı." Gülerek söylediğime o da benimle güldü. Yanağıma kokumu içine çekerek bir öpücük bıraktı ve beni kucağına alarak ayağa kalktı. "O halde kahvaltıyı biraz geç ister, hm?"

"Evet, bir şey yiyecek hali yokmuş."

"Kendi yaptıklarını bebek yapmış gibi göstermen çok tatlı." Omuz silkip yatağa uzanmamızı sağlayınca ona doğru döndüm. Şu sıralar nedense aklıma hep babam geliyordu. Dün yine muhabbetti dönünce annem sinirlenmişti. İstemeden de olsa bana bağırınca, hamilelik hormonları sağolsun, çok üzülüp ağlamıştım. Chan da ben sakinleşesiye kadar sarılıp öpmüştü beni.

"Chan. Sence babam iyi midir?" Bana baktı o da. "Birden aklına nerden geldi güzelim?"

"Sadece babamı meram ediyorum. Annem babaları ile çok mutlu. Ama ben onu görmedim bile." Hafif tebessüm etti ve anlımı öptü. "Seungmin, merak etme baban iyi. Gelecek ve sana sarılacak aynı şimdi sana sarıldığım gibi."

Kafa salladım. Dediğine inanıp sabırla beklemeye devam edecektim. Gözlerim uykuyla kapanırken bir anda kapı açıldı. Bakmamıştım ama annemin sesini duymamla kapattığım gözlerim tekrar aralandı. "Seungmin, oğlum. Kalk hadi."

Dün bana kızmasının nedenini anlamasam bile kırılmıştım. o yüzden kafamı Chan'ın göğsüne gömdüm ve seri atan kalp atışlarını dinledim. "Seungmin'im, kalk hadi. Kahvaltı yapalım Chan ile beraber."

"Aç değil sanırım, gece yemiş. Sabah da onları çıkarttı ve midesi alacak gibi değildir anne." Chan benim yerime konuşunca uyuyormuş gibi yaptım. "Pekâlâ. Biraz daha uyusun. Sydney kraliçesini ağırlamak için kalkmalı zaten iki saat sonra. O zaman yersiniz."

"Tamam anne, o zaman yeriz biz. Sana afiyet olsun." Kısık bir teşekkür duyduktan sonra kapı kapandı. Chan kıkırdayıp saçlarımı öpünce gözlerimi açıp kafamı kaldırdım. "Annene küs müsün?"

"Kırgın hissediyorum sadece. Ama nedenini bilmiyorum. Dün bana bağırmasına bağlıyorum." Kafa salladı ve anlımı öptü tekrardan. Tam bir temas bağımlısıydı ve bu benim acayip hoşuma gidiyordu. "Biliyor musun? Normalde ben geceleri çok az uyurdum, rahatsızlığım yüzünden. Ama her gece seninle uyurken uyanmak istemiyorum."

"O zaman her gece benimle uyumaya hazırlıklı ol. Güzel uykular çekeceksin." Güldüm ve onun gülüşünü izledim. gamzeleri çok tatlıydı ve ben gamzesinden öpmek istiyordum. Yüzüne yaklaşıp küçük çukura dudağımı bastırdım hafifçe. O an düşündüm. Arkadaşlığa adım bile atmadan sevgili olacaktık nerdeyse. Bir bebeğimiz bile vardı.

Bizim bebeğimiz...

Geri çekildiğimde kara gözleri parıl parıl parlıyordu. Kalbim hızlıca atmaya başlamışken nefesimi tuttum. Sözler değil, gözler almıştı sahneyi. Gözleri gözlerimin en derinine bakarken en sonunda nefes aldım. Derin soluklar alıp verirken yüzümün her tarafını inceledi.

Mr. Lover Lover || ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin