Ali Dağıstanlı
Sabah Dündar'ın aramasıyla uyanmış ve hazırlanmıştım.
Hemen aşağı inip tam kapıdan çıkacakken annem seslendi ;
+"Oğlum çıkıyor musun bir şeyler yeseydin" dedi. Dönüp;
-"Sağol anne sabah kahvaltı etmiyorum biliyorsun merak etme bişeyler atıştırırım." dedim ve elini öpüp evden çıktım.
Korumalardan biri hemen arabanın arka kapısını açıp içeri geçmem için bekledi. Arabaya bindiğimde hemen araba çalıştı ve yola çıktık.
Telefonumu açıp mesaj ve maillere şöyle bir göz attım. Bugün işlerle ilgilenmeyecektim. Çünkü halletmem gereken Dündar'ın deyimiyle "sorunumuz" vardı.
Dün istediğim bilgiler gelmişti. Dündar sıkı bir araştırma yapmış gibiydi.
Tam bilgilere odaklanmıştım ki bilgilerin altında beliren bir fotoğraf dikkatimi çekmişti.
Fotoğrafın üzerine tıkladım ,yüklenmesi için biraz bekledim ve evet bir kız.
17 yaşında ki küçük buydu demek ki. Uzun kumral saçları dikkatimi çeken ilk şeydi. Beyaz yüzü , ufak burnu burnuna göre daha büyük yani dolgun yüzünün beyazlığına yakışmış kırmızı dudaklar .
Bu kız... gerçekten hayal gibiydi. Telefonun çalmasıyla fotoğraftan çektim gözlerimi ve cevapladım arayan Dündar 'dı ;
+"Abi bilgileri attım ben kasabadayım. Etraftaki insanlarla da biraz konuştum bilgi almak için ama duyacakların hoşuna gitmeyecek" dedi.
-" Noldu Dündar ne duydun ? " diye sordum. Ne olmuş olabilirdi ki?
+"Abi adam şerefsizin teki , kızı dövüyormuş , kimse evlerine gidip gelmezmiş adam ayyaşın teki. Kızında kimsesi yok " dedi sinirle.
"Dövüyormuş" dediğinde benim algılar kapanmıştı.
Kansız pislik hele bi elime geçireyim anasından emdiği sütü burnundan getirecektim.
Az önce baktığım fotoğraf gözümün önüne geldi. Hayal gibi dediğim kıza el kaldırmıştı.
O güzelliğe el kaldırmıştı. Sinirle yumruklarımı sıktım.
Kim olursa olsun kadına , çocuğa, yaşlıya el kaldırmak benim kitabımda yoktu.
El kaldıranında her zaman elini bir tarafına monte etmişimdir.
Hak edene hak ettiği dilden ...
Şoföre biraz daha hızlanmasını söyleyerek neler yapabileceğimi planlamaya başladım.
Aslında o adam için işkencelerim çoktan hazırdı ama o kız için ne yapabilirim bilmiyordum.
Dündar kimseleri yok demişti. O piç babasını alıkoyduktan sonra kız ne yapacaktı. Kimsesi yoktu o evde bir başına ne yapardı.
Henüz 17 yaşında ve savunmasız bırakmak benlik bir durum değildi.
Biraz gözlerimi kapattım. Bu işin içinden nasıl çıkacağımı düşünmem gerekiyordu.
Tabii kızla da konuşmam lazım. Kendisi ne istiyor ?
Ona zorla bir şey yaptıramazdım. Ama ne isterse desteklemekten de vazgeçmezdim.
Benimde kardeşlerim vardı. Elif'im vardı. Başına böyle bişey gelse ...
Düşünmesi bile kafama ağrılar sokuyordu .
Bu işi kendim halletmem iyi olacaktı. İçim rahat edecekti.
Kız okumak isterse eğitimini, iş kurmak isterse maddi manevi desteğimi üzerinden eksik etmeyecektim.
Bu güne kadar adı babasından görmediği şefkati benden görmesini istiyordum .
Koşulsuzca ona yardım etmek istiyordum çünkü hem küçük hem kimsesi yok hem aile sevgisi görmemiş.
Evet böylesi iyi olacaktı. Bakalım o teklifimi kabul edecek miydi ?
Umarım beni çok uğraştırmazdı. Bu düşüncelerle gözlerimi biraz kapattım yolumuz uzundu. Kasabaya vardığımda da yorulacaktım.
Biraz kestirsem iyi olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜMEYRA
RomanceHümeyra & Ali Genç kız henüz 17 yaşındaydı ; savunmasız, çocukluk görmemiş bilmemişti. Ali Dağıstanlı Gözü kara , rakipleri için dişli bir iş adamı, ailesi için kimseyi gözü görmeyen adam . "Her imkânsız hayallerde mi olur sahi ?" dedi genç kız, ken...