Bölüm 2

1 0 0
                                    

Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu bile.

Ve sessizliğe bakılırsa babam olacak adam evde değildi.
Gitsindi zaten cehenneme kadar yolu vardı.

Doğrulup kalktım olduğum yerden. Üstüme baktım şöyle bir ; altımda eskimiş soluk mavi pantolon, üzerimde kol uçları pulçuklanmış bisiklet yaka kazak.

Saçlarım birbirine girmiş ,tenim solmuş tek renkli yer gözlerim ve yer yer oluşan morluklar ..
Banyo yapmam lazımdı . Hemen dışarı kapıyı kilitledim kapı çok sağlammış gibi.

Banyoya girdim kovaya suyu doldurmaya başladım. Çekmeceden yarım kalmış erimiş sabunumu çıkarttım.
Bu yeşil sabunu çok seviyordum. Saçlarım bunun sayesinde güzeldi bence .

Üstümü çıkarıp buz gibi suyu başımdan aşağı döktüm. Biraz soğuktan olsa gerek irkildim . Ama çok iyi gelmişti yenilenmişim gibi.

Morluk olan yerlere çok el değdirmeden banyomu yaptım ve eski ama temiz olan kıyafetlerimi giydim üzerime. Saçlarımı toplamadım kuruması için .

Dışarı çıktım Nazlı ma baktıktan sonra dereye inmeye başladım.

Derenin kenarında yeni yeni çıkan papatyalar dikkatimi çekti. Hemen bı kaç dal toplayıp kendime taç yapmaya karar verdim.

Hem tacı yapmaya çalışıyor hemde yine hayal kuruyordum yüzümden silemediğim gülümsememle.

Tacım bittiğinde baya zaman geçtiğini çok oyalandığımı fark ettim tacımı saçlarıma yerleştirip yola koyuldum.

Tam evin önüne geldiğimde evin önünde siyah takımlı bizim buralardan olmadığı belli olan uzun boylu 2 adam gördüm . Tam bizim kapının önünde bekliyorlardı.

Bu adamların burda ne işi olduklarını çok merak etsemde adamların yanına gitmedim ve herkes gibi bende uzaktan izlemeye devam ettim.

Az sonra babam göründü yine içmiş bir şekilde eve doğru yürümeye çalışıyordu.

Daha sonra oda adamları fark etmiş olacak ki adımları durdu ve karşısındaki adamlara baktı.

Sonra korkmuş bi ifadeyle
"Abi yalvarırım biraz daha zaman verin " diye yalvardı.
Adamlardan biri babamın yanına yaklaşıp kulağına bir şeyler söyleyip çekildi ve o 2 adam gitti.

Babamsa hala öylece dikiliyordu kapının önünde. Burada durmanın faydasız olacağını düşünüp babama doğru adımladım.

Tam önünde durduğumda hala beni fark etmemiş öylece kalmış gibiydi.
Koluna dokununca hemen irkildi ve beni itekleyip içeri girdi.

Kasabadakiler de dağılmıştı o adamlar gittikten sonra bende içeri girdim.

Yemek yapmamıştım bu babamın beni dövmesi için bir sebepti . Ben huzursuzca yerimde kıpırdanırken babam öylece koltuğa bırakmıştı kendini.

Fırsat bu fırsat diyip hemen mutfağa geçtim. Biraz oyalandım. Tam yemek yapmaya başladığım sırada kapının çarpma sesini duydum.

Mutfaktan çıktığımda babam içeride yoktu. Nereye gitmişti bilmiyorum.

Aman neyse bunları düşünemeyecek kadar açtım. Hem belki dayaktan da kurtulmuştum. Yemekten sonra güzel bir uyku çekebilirdim.

HÜMEYRA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin