Tim ile ilk görev

167 21 5
                                    

Altan komutanla beraber harekat merkezine girmiştik ve yerlerimize oturmuştuk kısa süre sonra Kartal komutan geldi ve bize projeksiyondan bi kaç adam resmi gösterdi terörist di bunlar
Kartal komutan konuşmaya başladı

"Evet çocuklar bu şerefsizler sivilleri alarak içlerine kimyasal yerleştiriyorlar hedef köyün bilgisini aldık istihbarattan o köye gidiyorsunuz hazırlanın"

Hep bir ağızdan ayağa kalkıp "emredersiniz komutanım "
Dedik ve hazırlanmak için silahlarımızın olduğu odaya ilerledik ..
Nerdeyse hazır sayılırdım tim kendi arasında sohbet ediyordu ben pek katılmamıştım Altan komutan da pek katılmamıştı ben tam önümdeki Altan komutana bakacakken onun bana baktığını farkettim ve kafamı çevirdim gözlerinde çözemediğim bi ifade vardı çokta umursamadan çantamı takıp time doğru döndüm onlarda hazırdı
Hep beraber helikopter pistine doğru yürümeye başladık kimse konuşmuyordu
Garip bi sessizlik almıştı ortamı
Helikopter gelmişti hepimiz bindik en son Altan komutan binmişti sanki hiç boş yer yokmuş gibi benim yanıma oturmuş beni iyice duvara sıkıştırmıştı sessiz bi şekilde "tövbe estağfurullah" dedim Altan komutan bana bakıp bişey mi dedin üsteğmenim dedi "yok komutanım" dedim ve önüme döndüm yol boyunca hiç konuşmadık

Sonunda bölgeye gelebilmiştik sınır dışı olduğu için uzun sürmüştü gelmemiz ve daha yürüyerek de bi çok yol katedecektik
Herkes helikopterden indikten sonra helikopter uzaklaştı ve biz bize kaldık
Dağda ilerlemeye başladık tim kendi arasında konuşuyordu

Mert:
"lan agalar gidince güzel bi içsek mi özledim ortam yapmayı be"

Serdar:
"Komutanım  bence pavyona gidelim pavyonlarıyla meşhur olan Ankara'dayız ama denizlidekiler bizden daha çok pavyon görüyordur amk"

Emirhan:
"Harbiden komutanım ya az eğlenirdik"

Mert:
"Tamam lan gidince sana güzel bi ortam yapacam emir senin ömründe karı kız olmadan abininki gibi çürümeyecek "

Serdar:
"Ya komutanım şimdi ne alaka benim için ölüp biten çok ama ben istemiyorum yani o işler benlik değil"

Galip:
"Yaw komutanım napacanız karı kızı çıkın dağa işkence ederek bi kaç terörist öldürün alın size eğlence"

Altan:
"Galip abi haklı beyler ne ortamı bizim işimiz dağ da dağ da"

Ben bu konuyu değiştirmezsem eğer cidden erkeklerden soğuyacaktım hepsini ortamcı olur ya tam bişey söyleyeceğim sıra Altan komutanın bana baktığını farkettim göz göze geldik ve bu fikirden vazgeçtim önüme döndüm galip abinin bana sorduğu şeyle geri o tarafa döndüm
"Komutanım görev dönüşü eşim tüm timi yemeğe bekliyor gelir misiniz "
"eğer sağlam dönersem gelirim galip abi" dedim Altan'la göz göze geldik bi süre sonrasında yol sessiz geçti arada Altanı bana bakarken yakalıyordum sebebini bilmediğim şekilde sürekli gözleri üstümdeydi 1 saat 10 dakika falan geçmişti ve köye çok yaklaşmıştık köyün önündeydik nerdeyse içeriye girmeden önce bizi bi çocuk karşıladı 5 6 yaşlarındaydı asker geldi asker geldi diyerek buraya koşuyordu Altan beklemediğim bir şekilde çocuğa kollarını açtı ve sarıldılar ne yani tanışıyorlar mıydı
Kafamdaki düşünceleri bi kenara atarak gelem köy halkıyla selamlaştım küçük bi erkek çocuğuyla tanışmıştım ismi Tahaydı 7 yaşında çok akıllı ve tatlıydı ben onla oynarken Altan komutanın bağırmasıyla dikkatim o tarafa kaydı
"TİM TOPLAN"
Hemen oraya doğru gitmeye başladım hepimiz gelmiştik Altan komutan konuşmaya başladı
"4-2 nöbetini uygulayacağız Serhat galip abi mert emir siz sabah nöbette duracaksınız bende Gökçe ve köy halkından bize katılacak olan kişilerle gece tutacağım"

"Emredersin komutanım "
Dedik hep bir ağızda

keskin timi nöbet yerlerini alırken bizde Altan komutanla muhtarın evinde oturmuş yemek yiyorduk Altan komutanla göz göze geldik bakışmamızı bölen şey ise muhtarın karısı yani Zöhre teyzenin bana sorduğu soru oldu
"Yavrum yavuklun varmudur senin söyle hele bana bakem"
Şaşırmıştım yok teyzecim demekle yetindim
"e bulalim sana o zaman emi köyde bi sürü Uşak vardur benim oğlanada bak hele sen boyu boyunadur tanışın siz hele bi gelsinde"
Teyze şuan bana baya birini ayarlamaya çalışıyordu Altan komutanla göz göze geldik suratında garip bi ifade vardı bakışmamızı bölen şey gene Zöhre teyzenin sorusu oldu
"ne diyesin dilemin baş göz edelim seni"ona döndü bakışlarım
"yok sağolasın Zöhre teyzecim ben evlilik düşünmüyorum" kadın ters ters baktı bana sonra Altan'a döndü
"senin yavuklun varmudur yavrum sana da bulalım köyden birini" dedi Altan komutana baktım bakışlarımız birleşti "yok teyze benim sevdiğim var "dedi gözlerime bakarak kimdi acaba ya merak etmiştim bu kadar soğuk bi adamın sevdiği kızı biraz sinir olmuştum neden sinir oluyordum ki beni ilgilendirmez di ister sevgilisi olur ister evli olur Altan'la bakışırken birden ayağa kalktım "komutanım gece oldu çocuklarla görev değişikliği yapayım mı"
"Bekle Gökçe beraber gidelim"
dedi ve ayağa kalktı beraber timin yanına gittik onlara gidip dinlenmelerini söyledik arka tarafta Altan la ikimiz duruyorduk diğer tarafta ise eski jandarma olan köy halkından 3 kişi duruyordu Altan komutan konuşmaya başladı

"Ailen nasıl vefat etti eğer özel değilse dosyanda okumuştum ama senden dinlemek isterim"

Dosyamımı incelemişti ayrıca onaneydi
"Dosyamda okuduklarınız doğru komutanım babam önce annemi öldürüp sonrada kendini öldürdü"dedim değişmeyen ses tonumla

"Başın sağolsun tekrardan özür dilerim sormamam lazım dı sanırım"

"Sorun yok komutanım alıştım artık ben bianda nerden aklınıza geldi komutanım "
Dedim
"Çıkmıyorsunki aklımdan"dedi sessizce "efendim komutanım" dedim
"yok birşey öyle aklıma takılmıştı" dedi ama ben duymuştum kafamda bi ton soru işareti bıraktın gene yüzbaşım ya niye aklına ben geliyodum ki hemde sevdiği olan bi adamın aklına saçmaydı dengesiz herifin teki işte nolucak diye geçirdim içimden ve sonrada zaten nadiren konuştuk gece bi sorun çıkmamıştı sabah olmuştu ve nöbet değiştirecektik tam mertle yer değiştirecekken silah sesi duyuldu herşey çok ani oldu duyulan silah sesiyle eş zamanlı karnımda da bi acı hissettim aynı anda Altanın bana bağırmasınıda işittim ama toplamalıydım kendimi hemen siper aldım kanamam vardı çok fazla yüksek ihtimalle keskin nişancı vardı tepede yoksa bunu keleşle itin biri tutturamazdı galip abinin "iyimisin komutanım"diye bağırmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım iyiyim dedim ama değildim çok kan kaybediyordum keskin nişancı bize dillik vermiyordu yaşlandığım yerden kalktım ve bana ateş edilen yere doğru sıktım Altan komutan hemen"GÖKÇE ÇIKARMA KAFANI" diye bağırmıştı çok kanamam vardı keskin nişancıyı biran önce bulmamız lazım dı telsizimden ses geldi mert konuşuyordu
"Komutanım koruyun beni Gökçe'nin yanına gideyim" dedi
"Komutanım çıkarmayın kafanızı ama biran önce bulmamız lazım adamı çok kan kaybediyorum" dedim
Altan komutan "koruyun beni " dedi ve koşmaya başladı hepimiz bi yanda sıkıyorduk yanıma gelebilmişti hemen geldi ve yanıma siper aldı
"iyimisin" diye sordu
"iyiyim komutanım " dedim omzunda kan vardı vurulmuş muydu
"Komutanım vurulmuşsunuz" dedim
"Sıyırdı bişey olmaz senin yarana bakalım"dedi
"çok kan kaybediyorsun Gökçe hemen çıkması lazım merminin" dedi ama benim bilincim iyice bulanmıştı bayılacaktım

"Mert bulun o herifi Gökçe çok kan kaybediyor çıkarmamız lazım burdan"

"Gökçe uyuma hadi nolur bak uyuma"

"Bilinci kapanıyor hadi lan sikicem şimdi bulun şu herifi"

"Gökçe hadi uyuma lütfen hadi güzelim "

"Hadi amınakoyim hadi bulun"

Yarı baygınken Kendimi birinin kollarında hissetmeden önce En son duyduğum uğultu şeklinde gelen sesler bunlardı


Evett bu bölümde bitti lütfen yorum yazmayı unutmayın sizce nasıldı ?bölüm güzel ilerliyor mu ?karakterler hakkındaki düşünceleriniz neler ?
sizce Altan Gökçe'den hoşlandı mı?

DağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin