2.Bölüm

611 162 50
                                    

Merhabaaa :) yeni bölümle sizlerleyim hikayemde bi kaç değişiklik yaptım kızın yaşı 14 dü o yaş büyüdü çok küçük diye yorumlar alınca sonunda ben de kânaat getirdim gerçekten çok küçük bir yaştı şimdi de fazla büyük değim 16 yaşında erkek ise 23 yaşında. Bu konu hakkında yorumlarınızı bildirirseniz memnun olurum neyse sizi hikayemle baş başa bırakayım haaa bu arada vote de bekliyorum emeğimin karşılığı olarak neyse yeni bölümde görüşmek üzere :) :)




İyi Okumalar...

Salonun girişinde gözüken kişiyle ben hariç salonda ki Aynur hanım ve kocası bakışlarını o yöne çevirdiler. Ben ise, heykel gibi donuk bir ifadeyle önüme bakıyordum. Herkesin dikkat kesildiği o kişiyi görmek yerine, okulumda olmak ve öğretmenimin sorduğu soruları cevaplamak istiyorum. Gözümü kapatıp açtığımda normal hayatıma devam etmek istiyorum. Bu yaşadıklarımsa uyuduğumda gördüğüm kötü kabusum olsun istiyorum. Doğru ya.. unutmuşum ben normal yaşantımı arabadan inerken geride bıraktım. Şimdiki yaşantım ise nefes almadan yaşamak gibi.. boğazımı sıkıyorlar ama öldürmüyorlar ölümle yaşam arasında savaş veriyordum. Ben düşüncelerim de boğulurken Aynur hanım'ın sesi beni kendime getirdi.

"Hoşgeldin oğlum. Ben de şimdi seni çağırmaya geliyordum."

"Hatice az önce söyledi. Babam çağırtmış zaten."

"Tamam oğlum. Gel otur seni karınla tanıştıracağız."

Aynur Hanım'ın cümlesi üzerine korka korka ondan tarafa baktım. Saniyesine baktığıma pişman oldum, çünkü karşımda sinirden deliye dönmüş biri var. Uzun boyu ve iri cüssesiyle, elleri yumruk olmuş vaziyette Aynur hanım'a öldürücü bakışlar atıyordu. Ben ise iç dünyamda dayıma lanetler okuyordum. Dayımın gözünü para bürümüş olmasaydı herşey daha katlanılabilir olacaktı, en azından beni öldürecekmiş gibi bakan ateş saçan gözler olmayacaktı.

"Karın mı? Bu konu hakkında düşüncemi söylemiştim size anne. 'Evlenmem' kelimesinin neyini anlamıyorsunuz! Eğer hala anlamadıysanız tekrar söyliyeyim, ben küçücük bir kızla evlenmem!"

Sanki ben istiyordum bu yaşta kendimden kaç yaş büyük biriyle evlenmek! Ama böyle adaletsiz bir dünya da neyi isteyip, neyi istemediğimiz bize sorulmuyor.
Sorgusuz suâlsiz boynuna urganı geçiriveriyorlar..
Gözlerim Aynur Hanım'a ve Kemal'e kaydığında, Kemal'in sinirli olduğu gözlerinden anlaşılıyordu yumruk olmuş ellerini de saymassak olmazdı tabi... Aynur Hanım ise aklına anneliği gelmişçesine oğluna üzgün gözlerle bakıyordu.

"Evlenmessin öyle mi Doruk bey?

Kemal'in sorduğu sorunun ardından tereddütlü yüz ifadesiyle başını salladı. Ne demek istediğini anlamaya çalışıyor gibiydi... sonra kendini toparladı ve babasına kararlılığını göstermek istercesine hem başını sallıyor hem de konuşuyordu.

"Evet baba. Evlenmem, asla evlenmem!"

İki adam da aşırı derece de öfkeliydi. Biri oğlu evlenmiyor diye öfkeliydi veya ima ettiği şey farklı bilemiyorum ama oğlu babasının zorla 'evleneceksin' demesine kesinlikle çok öfkelenmişti.

"Tamam oğlum kendin bilirsin evlenme, kusura bakma zorladık seni. Haa bu arada gireceğin o mağlum yerde her hafta seni görmeye geliriz. Annen temiz çamaşır da getirir sen hiç endişelenme!"

Kemal'in cümlesinden sonra salonun girişinde yer alan aynalı dekoratif masa Doruk tarafından büyük bir gürültüyle yere fırlatıldı. Ardından eline ne geçtiyse...
Delirmiş gibiydi hem eline geçeni kırıp döküyor hem de bağırarak aynı şeyleri tekrar ediyordu.

"Allah kahretsin, Allah kahretsin, lanet olsun, Allah kahretsin!!"

Koca salonda kırılacak bitşey kalmayınca soluk soluğa babasına döndü.

Hatanın BedeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin