İyi Okumalar...
"N'olur uyan.... gitme! Babam gibi sen de bırakma beni."
Hıçkırarak ağlıyordum, yakarışlarım çare olmamıştı gözümün önünde annem tekrar ölmüştü.
Annem belki geri gelir ümidiyle bağırıyor, gerçek gözümün önüne geldiğinde ise hıçkırıklara boğuluyordum. Sonra.... çok yakınımdan hatta kulağımın dibinden bir ses duydum."Zeynep? Hadi uyan kabus görüyorsun."
Kabus mu? Ne yani tekrar yangın çıkmamış mıydı? Yada şuan gözümün önünde yığılıp kalmış annemin yanmış cesedi sadece kabustan ibaret miydi?
Hayır, kabus değil.
Annemin yanmış bedeni kabus olamaz!
Tüm sesleri duymazlıktan gelerek annemi uyandırma çabalarıma geri döndüm. Kollarından tutup sarsıyor, bir ümit uyanması için yanan boğazımın izin verdiği kadar bağırıyordum.Uyan!... Lütfen uyan beni bi başıma bırakma anne."
O kadar çok ağlıyordum ki önümü göermez hale gelmiştim ama ağlayarak da olsa tüm gücümle annemin beni duyması için bağırıyordum.
"UYAN! N'olursun uyan..."
Ben yalvarışlarıma devam ederken yanağımda çok şiddetli bir sızı hissettim. Biri bana tokat atmıştı. Böylelikle gerçek hayatımla tekrar yüzleşmiş oldum.
"Hayıır! " Bana atılan tokat acı dolu haykırışla yataktan sıçramamı sağladı. Gerçek değildi, sadece kabus görmüştüm. Annem tekrar ölmemişti. Hem ölü insan nasıl yeniden ölür? Sadece geçmiş yakamı bırakmamıştı, kendini unutturmak yerine yeniden zihnimin çökmesine sebep oluyordu. Korkmuş ve dehşete düşmüş şekilde gözlerimi açtığımda yatağımın kenarına oturmuş, hafiften üzerime eğilmiş benim yaşlarımda Doruk'un gözlerinin tıpkısına sahip güzel bir kız buldum.
"İyi misin? Geldiğimde sayıklıyordun."
Değildim. Başıma gelen son olaylardan sonra hiç iyi olmamıştım. Ne geçmişimle iyidim ne de geleceğimle, çünkü gözlerimi kapadığım an önüme annemin yanmış bedeni geliyor, açtığım an ise sinirli bir koca yada evli bir Zeynep...
"Değilim. Hiç iyi değilim, yaşadığım son olaylardan sonra hiç iyi olamadım zaten."
İçimdeki düşüncelerimi hiç tanımadığım bu kıza söylerken O'da bana üzgün gözlerle bakmaya devam ediyordu, sahi bu kız kim? Yada herkes bana emirler verirken niye benim için üzülmüş gibi duruyordu?
"Hem sen kimsin? Ne istiyorsun benden?" Dedikten sonra panikle yatakta geriye gittim. Böylelikle kendimden az da olsa uzaklaştırmıştım.
Paniklemiş halimi görünce, sakinleşmem için yumuşak bir ses tonuyla konuşmaya başladı."Sakin ol. Ben Doruk'un kardeşiyim, ismim Deniz. Bana güvenebilirsin ben babam yada annem gibi düşünmüyorum, tam tersi babam sizi evlendirme düşüncesinden vazgeçsin diye çok dil döktüm. Ama ne dediysem inadından vazgeçiremedim."
Gerçekten bu kız benim yada abisinin evlenmesini istemiyor muydu? Benim gibi düşünen bir Allah'ın kulu çıkmış mıydı?
"S...sen? Gerçekten bu lanet evliliğe karşı mı çıkıyorsun?"
Gözlerini, yaşlarla ıslanmış gözlerime diktikten sonra samimiyetle konuşmaya başladı.
"Tabiki karşı çıkıyorum. Bu evliliği hiç biriniz hak etmedi, hele sen... daha yeni ergenliğe girmiş kız olarak bu evlilik olanaksız! Birde aynı yaştaymışız Hatice abla söyledi, senin yerine kendimi düşünüyorum da iğrenç bir duygu."
Sevinmiştim. Durumum içler acısı olsa da benim gibi düşünen biri olduğu için sevindim. Bir kişi de olsa beni anlayan biri var artık. Uyku mahmurluğundan çıktıktan sonra belime kadar örtülü olan pikeyi ayaklarımın ucuna tekmeledim ve bacaklarımı yataktan sarkıttım. Doğrulmamla karşımda ki duvarda asılı olan uzun aynada kendimi görmüş oldum. Fazla uyumuştum herhalde gözlerimin altı şişti ağlayarak uyandığım için kirpiklerim ıslak, yanaklarım ise kurumuş göz yaşlarıyla doluyudu. At kuyruğuyla topladığım saçlarımın bir kaç tutamı dışarı çıkmıştı, son olarak da üzerimi değiştirmeden uyuduğum için vücudum durumdan rahatsızdı. Yatağın yanına oturmuş beni izleyen Deniz ise beni anlamış olacak ki, "Duş al istersen, rahatlarsın. - yattığım yatağın sağındaki benim yeni fark ettiğim kapıyı işaret ederek - Banyo burası havlu gibi ihtiyacın olacak tüm eşyalar banyonun dolaplarında var. Sen duş al ben yine yanına gelirim, sonra da beraber akşam yemeğine ineriz" Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hatanın Bedeli
RomanceBaşına gelen olaylar yüzünden oksijen çekmiyordu ciğerlerine küçük kız, çünkü annesi öldüğü gün oksijen yerine acı çekmeye başlamıştı... Ölüydü aslında O, canlı rolü yapan bir ölüydü... O'nun sahibi acımasız insanlardı. Satın aldılar küçük kızı. Baş...