35.Bölüm

25 2 5
                                    

İyi okumalar

Çağrı


Karşımdaki adam canımı istese daha az yanardı o , o sadece para istiyordu sadece para .

Gözüne öyle bir perde inmişti ki , kalbi o kadar buzdu ki yıllardır görmediği kardeşinin yanına sadece annesi vefat ettiğinde alacağı mirası için gelmişti.

Tıpkı babam gibi.......

Ona abi demek dilime zarardı o ise alaycı bir tavır ile " eee imzalamayacak mısın" dedi o an zihnimde bütün parçalar oturduğunda birleşen yap boza baktım.

Eğer imzalarsam Annemi öldürecekti .
Artık her şeyi yapabilirdi ki daha önce sırf beni evden göndermek için annemi zehirleyip suçu üstüme atmıştı.

Bana geldiğine göre Beril'in de haklarını çoktan almıştı .

Peki ya o nasıldı beril . Benim sarı papatyam kardeşim . Yüzümde duvarı andıran bir ciddiyetle " hayır imzalamayacağım şimdi siktir git buradan" dudaklarımda dökülen kelimeler ile alnında beliren damar sinirlendiğini gösteriyordu.

Bir anda ellerini masaya vurarak ayaklandı havada salladığı işaret parmağı ile beni bir çocuk edası ile tehtit edeceğini anlamıştım ama ben geride bıraktı o çocuk değildim artık .

Bağrışmalar ile restoran da sadece bize hizmet etmekle görevli olan bir kaç garsonun baktığını gördüm.

"Yıllardır Annem ve Beril ile ilgilenmedin bir kere bile yanlarında durmadın şimdi birde şirket hisselerine mi göz diktin " söylemekte emin olamasada son sözcük ağzından çıktı " hemde ben varken orası senin hakkın değil " .

" Bu imzayı attığımda annemi öldüreceğini ikimizde biliyoruz bunu neden yapayım " yüzünde çarpık bir gülümseme beydah olduğunda görmeye tahammül edemediğim o yüzünü dağıtmak istiyordum.

" O yaşlı kadına daha ne kadar bakabilirim ki çağrı benimde bir ailem var elbet ölecek zaten benim nefesini iki ay erken kesmemin hiç bir zararı olmayacak" burnumdan soluyordum hızla ayağa kalktığımda sert yumruğumu yüzüne indirmem ile geriye sendeledi.

Başı önüne düştüğünde dudağının patlamış olduğunu ve çenesine doğru süzülen kanı fark ettim hâlâ bir sırıtiş vardı yüzünde hâlâ benim kalbim kaynarken .

Başını kaldırarak " abine ha bana "
ondan tiksindiğimi belli edercesine
" Sen kimsin ki ,para için kuduran bir pezeveng, aynı babam gibi seninde yerin belli ya mapus ya mezar "

Ona doğru usulca adımladığımda
" İsterim ki babam gibi güç gösterisi yaparken dört duvar arasına kapan ama öl "

İyice öfkelendiğini fark ettiğimde buradan gitmesi için içimden yalvarıyordum yoksa katil olacaktım
" Ben sana kim olduğumu söylemedim belliki böyle konuşuyorsun " .

Garsonlar dan birini başı ile işaret verdiğinde 7 kişinin mutfaktan çıktığını fark ettim adamlarda ikisi bana doğru gelerek hızla kollarımdan tuttuğunda diğerleri çağatay dan emir almak için kenarda dizilmişlerdi.

Ceketinin ön cebinde duran beyaz bir mendil alarak çenesinde yol alan kanı sildiğinde öfkeyle bağırdım
" Beni nasıl buldun kim , kim yardım etti sana "

Mendili öylece yere bıraktığında
Elini saçlarına daldırdı
" Neydi adı ya çok zarif bir isimdi " hatırladığını belirten bir ses çıkararak
" Şahsu , Şahsu Arın " .

Kehribarlarımdaki asılı harelerimin koyulaştığını hissettiğimde inanmadım o , o yapmazdı biliyordu abimden nefret ettiğimi biliyordu bile bile yapmazdı .

SON KIYAMET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin