『Şampiyon』

107 14 22
                                    

---

İyi okumalar😘

---

Derek, Peter'la gittiğinden belli pek bir şey yapmadım.
Çoğunluk dersler, lakros ve ödevlerle geçti. Aslında o kadar zaman da geçmedi ama ne kadar ona ulaşmayı denediysem de olmadı, bende ulaşmayı denemeyi bıraktım.

Eğer bir planı varsa ben buna dahil olmak istiyor muyum? Emin değildim.

Lydia en son en yakın arkadaşımı öpmüş olsa da hala onu seviyordum ve bu çok garipti. Allison'nun da bundan haberi yok gibiydi, hala çok samimilerdi.
Odak noktam şuan Scott ve onun tatlı, küçük sevimli(!) alfası olan Peter'daydı.

Çünkü Scott onu öldürünce iğileşeceğini sanıyordu, Derek öyle bir ihtimalin olacağını söylemiş bu saftiriğe bu da sazan gibi atlamış.

Kararım planları benim yapma yönümdeydi ama bu sefer Scott devraldı.
Bende mola verdim, lakros dışında Scott hala derslerinde berbattı yardım etmeye çalıştım ama kafası Allison da olunca pek bir fayda etmedi.

Ve şuan ben neredeyim? Elbette koç'un yanında, tek değilim o ayrı bir konu tabi bütün takımı saymazsak..

Şuan akşam ki maçımıza dakikalar kaldı ve ben ne yapacağımı bilmiyorum çünkü adamlar benim iki katım, koç düdüğünü çalarak bizi sahaya doğru yolladığın da gözüm Scott'a ilişti. Şansa bakın yine dolunay var neyse ki kontrol edebiliyor biraz da olsa, göz göze geldiğimiz de 'sakin ol' dedim sessiz bir şekilde..

Kurt adam güçleri..

Maç başladığın da ben geri de kaldım Jackson önde topla birlikte koşan Scott'a çelme taktı ve olaya bakın bütün herkes resmen Scott'a top vermemeye çalışıyordu.
Elimi uzatarak onu kaldırdım ve geri oyuna döndük ama sanırım Scott onların konuşmalarını duymuştu.

Tribünler de babam, Lydia, Allison ve onun babası vardı. Bay Argent resmen gözlerini Scott'a dikmişti.

Eğer Scott kontrolü kaybederse bitmiştik, top birden lakros sopamın filesine takılınca bütün gözler bana döndü buna karşı takım oyuncuları da dahildi.
İri yarı benden iki kat uzun ve yapılı adamlar üstüme koşmaya başladı.

Koş Stiles koş!

Ben koşarken arkamdan oyuncular geliyordu, koç bana bağırarak topu atmamı söylüyordu ama ben dinlemeden kaleye koşmaya devam ettim şuan iki-iki eşittik eğer şansım yaver gider ve atarsam durumu kurtarmış olurduk ve bende Lydia'nın gözünde gözükmüş olurdum hayatta bu fırsatı kaçıramazdım.

Kaleye yaklaştığım da lakros sopamı kavradım ve tüm gücümle topu kaleye gönderdim. Maçın bitmesine saliseler kala top kaleye girdi ve herkes bağırarak kutlamaya başladı bizim takımdakiler beni omuzlarına aldı ve bir aşağı bir yukarı beni omuzların da zıplattılar benim gözüm trübünler de babam ve Lydia'ya kaydı.

Babam herkesi 'o benim oğlum' diyerek olduğu yer de sarsıyordu.

Lydia'ysa, Allison'la sarılmış zıplıyordu. Beni yere indirdiklerin de gözüm Scott'ı aradı sonunda göz göze geldiğimizde yanıma geldi ve bana sarıldı.

Sarılmamız bittiğinde ondan ayrıldım ve koç'un yanına gitmeye başladık, koç zafer konuşması yapıp beni takıma dahil etmişti.
Sonunda soyunma odalarına gidecekken gözüm karanlıkta ki silüet'e takıldı.

Derek Hale gelmişti, benim maçımı izlemeye gelmişti.

Mutluluktan elimi ayağımı nereye koyacağımı bilememiştim, ona gülümseyerek başımla selam verdim ve babamın yanına gittim.

Yaşanmışlıklar/SterekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin