Dusan Tadic

744 16 3
                                    

Kahretsin yine geç kalmıştım. Ne vardı gece 3 de yatacağıma 2 de yatsaydım. O filmi izlemeyecektim. Bu sefer kesin kovulacağım. 8 de orada olmam gerekiyor şu an ise saat 7:20. İlk bulduğum eteği ve önceden ütüleyip koyduğum gömleğimi giyinip saçlarımı enseme getirip topuz yaptım. Gözlerime rimel ve dudağıma hafif bir ruj sürdükten sonra telefonla iş arkadaşım Emir'i arayıp beni idare etmesi gerektiğini yarım saat sonra orada olacağımı söyledim. Biraz sitem etse akşam onun için mesaiye kalacağımı duyduğunda hemen kabul etmişti hain. Hızlıca arabama binmiştim. Trafiğin sıkıntılı olduğu saatlerdi. Normalde araba ile 10 dk süren yer bana 30'a patlamıştı. Sonunda yola çıkmışken gerçekten trafiğin çok yoğun olduğunu görüp kestirmelerden gidecektim. Telefon çalma sesi ile çantamı kurcalarken bir anda bir şey oldu önümde bir araba vardı. Anneciğim beni kesin Allahın sevmediği bir günde doğurdun. Çünkü şanssızlığımın tek açıklaması bu olabilir.

Karşı arabadan bir adam inince bende indim. Adam ingilizce bağırınca anladım ki bir turiste çarpmıştım.

( Diyalog ingilizce bir şekilde )

-Kör müsünüz hanımefendi? Niye dikkat etmiyorsunuz?!!

-Öncelikle sesinizin seviyesini indirin. Bana bağıramazsınız! Ayrıca yanlış yola giren sizsiniz.

-Ben mi? Siz Türkler ne diyordu 'ehliyeti  kasaptan almak siz'

- Bakın beyfendi yabancı olduğunuz için karıştırmış olabilirsiniz. İsterseniz tabelaya beraber bakalım.

-Benim için uygun. Kendimden eminim ben.

Keşke bakmaz olaydık adam haklıydı. İşe yetişeceğim diye tabelaya hiç dikkat etmemiştim.

-Özür dilerim beyfendi. Bakın şuan işe geç kalıyorum. Size telefonumu vereyim siz beni yarın arayın arabanızda ki hasarı karşılayayım ama şimdi vaktim yok. Polisi de karıştırmasak bizim i.in daha hızlı ve güzel olur.

- Normalde kabul etmezdim ama dua edin antremana geç kalıyorum.

-La havle la havle

-Küfür mü ettiniz?

-Yok beyfendi  kendi kendime konuşuyorum. Verin telefonunuzu da işlerimize gidelim.

-Aaa peki .....................






Sonunda mesaimde bitmişti ama bende bitmiştim. Bu gün ucuz yırtmıştım. Şu çarptığım adamı da halledersem deymeyin keyfime. Arabalarımızı tamire gönderdikten sonra hızlıca taksi çağırıp ayrılmıştık. Adam biraz yakışıklıydı sanki. Birde antreman falan demişti galiba sporcuydu ama maalesef spor ile ilgilenmiyordum. Sadece aileden gelen bir BJK'lik vardı. Say deseniz 2 kişiyi sayabilirim. Necip Uysal ve Cenk Tosun. Onlarda uzun süre BJK'de oynadıkları için.


Sonunda eve gelip kendimi yatağa atabilmiştim. Tam uykuma dalacakken yabancı bir numara beni aramıştı. Kesin bugün ki adam. Telefonu bekletmeden açtım ve bingo sabah ki adam.

-Merhaba ben sabah çarptığınız adam 

-Ahh evet hatırladım rica etsem isminizi öğrenebilir miyim?

-Ne yani beni tanımıyor musunuz?

-Hayır tanımam mi gerekiyor.

-Yani Türkiyenin en büyük spor kulübünde futbolcuyum.

-Aaaa yani Beşiktaşın oyuncusu musunuz?

-Beşiktaş mı? Üzgünüm Fenerbahçe'de oynuyorum ben.

-Siz büyük deyince bende BJK sandım ama siz Türkiyenin en küçük spor kulubünde oynuyormuşsunuz.

Bunu dedikten sonra sert bir nefes bırakmıştı. Bende sırıttım. Adamı dellendirmeden olayı çözmek istiyordum ama elimde değildi sabah baya gıcık olmuştum.

- Ben Dusan Tadic sizin isminiz nedir?

-Memnun oldum Dusan bey bende Eda Taşkın

-Bende memnun oldum Eda :)

-Tanışma faslını geçip asıl konumuza gelelim. Yarın  işimden izin adım sizde müsaitseniz arabalar hakkında bilgi ve fiyat almaya gidelim.

-Peki benim için de uygun Edacığım belki sonra bana kahve ısmarlarsın.

Bu adam galiba bana yürüyor. -cığım  falan 

-O zaman yarın görüşmek üzere Dusan bey iyi geceler:)

-İyi geceler Edacığım:)

(Ertesi gün)

Sabaha güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra sarı çiçekli bir elbise giymiştim. Hazırlanıp taksi çağırdım. Sözleştiğimiz yerde lacivert kot gömlek giymiş karizmatik bir şekilde beni bekleyen Dusan beklemiyordum. O da beni süzüp serseri bir gülüş takınmıştı.

-Sarı  giymişsin.

- Ne var bunda

-Bence lacivert giydim yani Fenerbahçe gibi olduk çokta yakıştık.

-Sen bana mı yürüyorsun.

-YOO yürümüyorum sana 

-Yaa şapşal ya:)))  Öyle demek istemedim yani sen benimle flört mü etmeye çalışıyorsun.

-Evet desem ne yaparsın.

-Öyle mi?

Yavaş yavaş yüzüme doğru yaklaştı. Heyecanlandım hatta kalbim bunu çok fazla belli etti.

Yaklaştı, yaklaştı ve dudaklarımızı birleşti. 

Bizim hikayemiz böyle başladi ve daha hala devam ediyorum. İyiki o'na çarpmışım. İyiki hayatıma girmiş.

SENİ SEVİYORUM DUSAN TADİC:)







İyi okumalar. Desteklerinizi bekliyorum.





Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Futbolcular İle Hayal Et / One ShotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin