Mitsuo

80 10 15
                                    

  "Bu da çok kötü oldu Chuuya! Sen bunu hiç beceremiyosun!"

  Chuuya, eşiğinde olduğu sinir krizine girmemek için şakalarını ovaladı.

  Bu çocuk.

  Bu lanet olası çocuk. Yaptığı on ikinci helikopteri de beğenmemişti ve Pinterest bile model konusunda artık ümitsizdi.

  "Bana bak seni küçük-"

  Sakin ol Chuuya. Sakin ol.

  Boğazını temizleyip odadaki bütün oksijeni çekmek istercesine derin bir nefes aldı. Sesini yükseltmemesi gerektiğini sürekli unutuyordu ve ne zaman biraz sinirlenir gibi olsa iki çocuğun da gözleri hemen korkuyla parlıyordu.

  "Tamam. Daha dokunmayacağım, tamam mı? Sen nasıl istiyorsan öyle yap." yaptığı şeyi yere koyup ayağa kalktı hışımla.

  Çocuk bakmak onluk değildi ve hiçbirini travmatize etmek istemiyordu.

  Akutagawa ve Tachihara'dan gelen birkaç mesaja yanıt vermek için telefonunun tuş kilidini açtığı sıra, çocukların da sessizleştiğini fark etti. İkisinin gözlerini de üzerinde hissediyordu.

  Telefonunun ekranında Akutagawa'nın adı belirince korkudan zıpladı.

  Akutagawa'nın birini aradığı görülmüş şey değildi.

  Hayırlara vesile olsun.

  "Alo?"

  Akutagawa'nın gürültülü bir ortamdan uzaklaştığını duyabiliyordu bu nedenle biraz bekledi. Telefonun diğer ucundan kısık bir öksürük sesi geldi.

  "Chuuya?"

  "Ryuu?"

  "Bana şöyle seslenme demiştim." gelen sesten somurtkan yüz ifadesini hayal edebiliyordu. Hafifçe gülümsedi. "Bir sorun mu var?"

  Akutagawa biraz sessiz kaldı, sonra mırıldandı. "Ne yapıyorsun?"

  Chuuya gözlerini süt dökmüş kedi gibi duran iki çocukta gezdirdi. "Çocuk bakıcılığı."

  "Ne?"

  Kızıl saçlı oğlan kendini sandalyeye bıraktı. "Rimbaud, abimin ona sürprizi olduğunu bilmeden ailelere çocuklara bu gece için göz kulak olabileceğini söylemiş. Gidebilsinler diye çocuklara bakmak bana düştü. Yuvadayım."

  "Sıkıcı olmalı."

  "Sorma," Chuuya gözlerini devirdiğinde sandalyede gerindi. "Yılbaşını böyle geçirdiğime inanamıyorum. Dizi izlemek bile daha iyi bir plandı. Henüz sadece iki kişiler ve şimdiden bana kafayı yediriyorlar," oflayarak gözlerini tavana dikti. "Sen ne yapıyorsun?"

"Gin beni saçma bir partiye getirdi, sesten başım çatlıyor.."

   Chuuya orada olmak için neler verebileceğini oturup bir saat sayabilirdi ama Akutagawa'nın insan alerjili bünyesinin bundan motive olacağını sanmıyordu. Bu yüzden hafifçe kıkırdadı. "Gel ve çocuk bakmama yardım et o halde."

  "İsterdim. Gerçekten. Ama.. Gin'e söz verdim Chuuya, üzgünüm."

  "Saçmalama," o göremese bile elini savurdu havaya öylesine. "Sadece dalga geçiyorum. Benim yerime de eğlenmeye çalış."

"Ben.. Telefonumun şarjı ne kadar dayanır emin olamadım.."

Kısa bir sessizlik oluştu.

Little Flags •BSD Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin