!!!Başladığınız tarihi atmayı unutmayın!!!
~Yazarın Anlatımıyla~
Yağlı arabaların altında üstü başı tüm egzoz dumanı kokarken tamir yapıyordu. Vıcır vıcır terlemişti. Yorgundu ancak bu işi bittikten sonra gitmesi gereken bir başka iş daha vardı. Dayanmalıydı. Sabretmeliydi.
"Minhoooo! Bir araba daha geldi. Şunu da hallet hadi. Acelesi varmış. Bu son olsun."
"Usta, iyi de bu son dediğin 17. araç."
"Sen benim lafımın üstüne laf mı söylüyorsun? Usta ne derse o. Hadi şimdi devam et. Kaç sene oldu çalışmaya başlayalı halen öğrenemedin şunu bir."
Sonunda şu andaki uğraştığı aracın tamirini bitirince arabanın altından çıktı. Burada hep mavi tulumunu giyerdi. Şimdi omzundaki sapları kollarına doğru düşmüştü. Terden yapışmış saçlarını geriye attı ve mükemmel bir görünüm sundu kendinde.
"Sana benim verdiğim emirlere cevap vererek onayla, demedim mi? Bu yakışıklı ayakları sökmez bana haberin olsun."
"Peki usta. Bu gerçekten son olsun ama. Lütfen. Diğer işime geç kalacağım."
Ustası ne kadar ondan şikayet etse de onun çalışkanlığını hayrandı. Bütün işleri onu enayi olarak düşündüğü için ona yıkıyordu. O anlamadığı için de üstüne fazladan para vermiyordu. Üstelik müşteriler onun tamirinden oldukça memnundu. Diğer çalışanlar yaşça daha büyük oldukları için daha da gözü açıklardı.
Daha fazla konuşmak istemedi ve başıyla onaylayıp her zamanki yaptığını yapıp bütün çalışanları çalışırken keyif kahvesini yudumlamak adına odasına geçti. Hep böyle yapıyordu. Hiç çalışmıyor, çalışanların kazandığı paranın en az yüzde yirmi beşini kendine saklıyordu.
Minho son arabayı da hallettikten sonra tüm tamircilerin bulunduğu odaya girdi. Tamiri açık bir alanda yapıyorlardı. Küçük bir kulübe vardı, üç odalı. Bir ustanın odası bir tamircilerin odası ve bir de tamir eşyalarının bulunduğu oda.
Tamircilerin odasında herkesin kendi eşyalarını koyduğu bir dolabı vardı. Yemek vakti için ise odada birkaç sandalye ve küçük bir masa vardı. Sandalye yetişmediği için ise bir kişi genelde ayakta kalırdı. O kişi de kendisiydi çünkü o kadar çalışanın içinde en küçüğüydü. Bugün araya kadar arabayı bitiremediği için ceza almış ve yemek yememişti.
Bir de duş almak için küçük bir bölüm vardı. Sırasıyla girerlerdi oraya ancak geriye bir tek o kaldığı için şimdi rahatlıkla girecekti. Tişörtünü çıkardı. Vücudundan terler akıyordu. Nefes nefese kalmıştı. Kaslarının sırf bu işlerde çalışmaktan çıktığına yemin edebilirdi.
Kıyafetlerini bir poşete koydu. Sıcak suyla bir duş alıp çıktı ve dolabındaki yeni ve temiz kıyafetlerini giydi. Felix yıkayıp ütülemişti. O olmasaydı ne yapardı bilmiyordu. Onun için katlanıyordu bu zor işlere. Kendisi olsa bu kadar uğraşmazdı. Kendisi bu kadar işte çalıştığı için ise Felix de ev işlerini yapıp ona yardımcı oluyordu.
Kıravatını bağlamak gerçekten dünyanın en zor işiydi. Hep Felix bağlardı ona ancak kendi işini kendi halletmeyi bilmeliydi.
Şimdi şöforlük yapacaktı. Bu yüzden güzel kokmalıydı. Terli kokmamalıydı. Duş almıştı ama bu yetmezdi. Aynı arabaya bineceği insanlar ondan tiksinmemeliydi. İki üç fıs yıllardır kullandığı tek parfümü sıktı ve koşa koşa yetişmeye çalıştı durağa.
~~~
Felix yemek hazırlıyordu abisi için. Kendisi hep erken yerdi yemeklerini. Abisi ise sürekli bir yerlerde çalıştığı için ona göre hep geç gelirdi. Abisi onun için bu kadar çalışıyorken ona bu küçük yardımları hiçbir şeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Face-Off//Minsung
ActionBabasının dünya yükü borcu ödeyemeyip intihar etmesi, annesinin de onları terketmesi üzerine hem kardeşine bakan hem de babası yüzünden mafyaya bulaşan Minho... Ve yıllardır Minho ile aynı mahallede yaşayıp ona aşık olan Jisung ancak bunu anlamadığı...