04.

11 6 28
                                    

~Minho'nun Anlatımıyla~

Yine her sabah olduğu gibi bu sabah da erkenden kalkmış hazırlanıyordum. Üstüm hazır olunca kapıya doğru yönelmiştim ki mutfaktan gelen sesle durdum.

"Abiii, kahvaltı yapmadın!"

"Gerek yok Felix, çıkıyorum ben." dememle ses gelmedi ve mutfaktan yanıma gelip bir eli belinde konuştu.

"Hayır hiç bir yere çıkmıyorsun. Kahvaltı yapmadan gitmek yok. Artık yeter. Şimdiye kadar sustum diye cesaret alıyorsun belki ama olmaz. Aç gidip onca işe ardı ardına gidiyorsun. Bir yerde bayılıp kalacaksın diye korkuyorum."

Sessizce yüzüne bakarken bu sefer dayanamadığım o sevimli bakışları attı bana. "LÜTFENNN sırf senin için kalkıyorum bu kadar erken. Biraz anlayış göster."

Ben de daha fazla dayanamayarak başımla onayladım. Beni nasıl ikna edeceğini iyi biliyordu. Zayıf noktamı yakalaması saniyelerini alırdı. Beni en iyi tanıyan kişiydi. Masaya oturup birkaç bir şey atıştırırken bana sorularını yöneltti.

"Dünkü o adam kimdi? Ne istiyormuş senden? Neden kapımıza kadar gelmişler? Pek tekin tiplere benzemiyorlardı."

"Yok ya önemli bir mesele yok. İş yerinden patronumun oğlu işimde aksaklıklar olduğunu bu yüzden biraz daha asılmamı söylediler."

"Ne? Sana mı? Yok artık. Hayatımda senin kadar çalışkan birini ne duydum ne de gördüm. Çok saçma. Üstelik bunun için neden bu kadar yol gelmiş? Sen gittiğinde söyleseymiş."

"Felix önemli bir mesele olmadığını söylemiştim sana. Ne diye uzatıyorsun ki şimdi?"

"Umarım bana yalan söylemiyorsundur hyung."

"Bunu da nereden çıkardın ya. Yok öyle bir şey. Neyse ben doydum. Çıkıyorum. Akşam görüşürüz."

"Ama daha tabağını bitirmedin."

"Doyduuum. Geç kalacağım. Hadi görüşürüz küçük civcivim." dedim ve yanaklarına öpücük kondurarak kapıyı açtım. Tam o anda karşımdaki iki bedenle göz göze geldim.

"Günaydın Minho hyung."

"Günaydın Jeongin. Nasılsın?"

"İyiyim teşekkürler."

"Girin içeriye bekletmeyim ben sizi." tam kapıdan çıktım gidecektim ki kolumdaki temasla arkamı döndüm yeniden. Ben arkamı dönmemle beraber anında elini çekti tutan kişi.

"Şey Minho hyung iyi misin?"

"Evet Jisung neden sordun?"

"Dün için merak etmiştim. O adamlar seni rahatsız mı etti?"

"Yok hayır. Bir sıkıntı yok. Merak etme." dememle gülümsedi ve başıyla selam verdi.

"Tamam o zaman. Ben tutmayım seni. Geç kalma işine. Kolay gelsin."

"Teşekkür ederim." dedim ve arkamı dönüp tamirhaneye yürümeye başladım.

~~~

"Minhooo, iş bitiminde kulübe gideceğiz arkadaşlarla gelsene sen de."

Araba tamirini bitirmiş camlarını yıkarken alnımdan akan teri elimin tersiyle sildim ve bana seslenen adama doğru dönüp konuştum.

"Yok abi. Oralar bana göre değil. Hem akşam kardeşim evde tek başına kalmasın."

"Yaa niye oyunbozanlık yapıyorsun. Gel işte. Ne abarttın yaaa."

Face-Off//Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin