~Minho'nun Anlatımıyla~
Gözlerimi yavaşça araladığımda kendimi hiç bu kadar halsiz ve yorgun hissetmemiştim. İlk defa işe gitmek istemiyordum, hem de hiç. Gözlerimi ovarak bu düşüncelerime engel olmaya çalıştım. Oldukça yavaş hareketlerle banyoya ilerleyip duşa girdim.
Aklım dün geceye gittikçe tiksiniyordum. Eminim ki Hwang'ın saçmaladığı bir şeydi. Ciddiye alınacak bir şey olmadığına inanmak istiyordu aklım. Doğru olma düşüncesi ise öğürmeme sebep oluyordu.
O halimle eve geldiğimde yolda ağlamaktan gözlerim kan çanağına dönmüş, Felix'in yüzüne dahi bakmadan yorulduğumu söyleyip yatmıştım ama uyuyamamış ve yine ağlamıştım. Ona açıklama yapmadığım için ve de üstüne eve geç geldiğim için üzgün hissediyordum ona karşı kendimi.
Duştan çıkınca kurulanıp üstümü giydim. İçeriden gülme sesleri geliyordu. Jisung gelmişti sanırım. O da olmasaydı acaba sürekli üzdüğüm kardeşimi kim mutlu edecekti?
Bugün doğum günümdü ve sanırım doğum günüm en iğrenç doğum günü olma yolunda gidiyordu. Küçükken annem ve babam doğum günümü kutlamaz, hatırlamazlardı bile ama civcivim sürekli hatırlar ve gücü yettiğince bir şeyler hazırlardı bana. O anlar gülümsememe sebebiyet verirken adımlarımı bugün hafta sonu olduğu için okula gitmeyen ve arkaşıyla gülüşen Felix'in bulunduğu odaya ilerlettim.
İçeriye girmemle ikisinin de gözleri beni bulurken ağladığım için şişmiş ve kızarmış yüzüm belli olmasın diye makyaj yaptığım için çok dikkat çektiğimi düşünmüştüm, Felix'in gülümseyen yüzü ağladığımın belli olmadığının kanıtıydı. Bu gülümsememe sebebiyet vermişti. Aynı zamanda dün gecenin verdiği mahcubiyet de vardı.
"Günaydın abiii." neşesi kimsede olmayacak kadar olan büyük gülümsemesi beni mest ediyordu. Gözlerimi Felix'ten ayırmayıp eğilerek ona sarıldım.
"Özür dilerim Felix."
"Abiii ne için özür diliyorsun?"
"Dün gece için çok özür dilerim. Sana bir şey demeden yattım. Bir şey söylemedim. Merak ettin herhalde sen de."
"Hayır abii özür dileme. Ben anlıyorum seni. Yorgun olabilirsin. Bu gayet doğal."
"Teşekkür ederim Lix. İyi ki varsınn."
"Sen de abi. Bu duygusallık nereden çıktı şimdi yaa? Ben akşam Jisunglarda kalacağım. Haberin olsun. Tamam mı?"
~Yazarın Anlatımıyla~
"Tamam, ben çıkıyorum o zaman artık." gözü Jisung'a ilk defa değerken onun endişeli bakışlarıyla karşılaşmıştı. Gülümsedi ona da.
"Görüşürüz sana da Jisung."
Jisung da ona anlamlandıramadığı kadar derin ve yumuşak bir şekilde gülümserken konuştu. Konuşurken çıkan az sesi ve yumuşak ses tonuyla oldukça rahatlatıcıydı.
"Sana da görüşürüz Minho hyung."
Minho evden ayrılırken Felix ile Jisung da onu kapıdan geçirdi. Jisung uzunca bir süre arkasından bakakaldığını kapı kapanınca farketti ve çıkan ses ile bir anda irkildi.
"Çok aşıksın Han Jisung."
Jisung, kendine seslenen arkadaşıyla kaşlarını hafifçe çatarak konuştu.
"Ne diyorsun sen Felix yaa? Yok öyle bir şey."
"Hıhımm. Tabii ki de yoktur. Ben uyduruyorumdur."
"Feliiiixx."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Face-Off//Minsung
ActionBabasının dünya yükü borcu ödeyemeyip intihar etmesi, annesinin de onları terketmesi üzerine hem kardeşine bakan hem de babası yüzünden mafyaya bulaşan Minho... Ve yıllardır Minho ile aynı mahallede yaşayıp ona aşık olan Jisung ancak bunu anlamadığı...