Minho'nun başında gezinen eller sanki onun şifasıydı. Geçmiyordu belki ağrısı ama o elleri, o teması hissetmek bile iyi hissettiriyordu.
Ne kadar bilinmez sessiz odada Jisung, Minho'nun gözü kapalı başına masaj yaparak izledi onu.
~~~
~Yazarın Anlatımıyla~
Minho gelen birkaç sesten dolayı gözlerini araladı. Yatağında gerinerek kalktı ve banyoya gitti. Önceki işi kadar erken kalmasına gerek yoktu ve bu işin en iyi taraflarından da biri buydu. Hwang Hyunjin'i saymazsak...
Duşunu alıp rahatladıktan sonra üstünü giyindi. Artık belli kalıplarda giyinmesine de gerek yoktu. Serbest giyinebilirdi. Şimdiye kadar o illet yerde nasıl bu kadar dayandığını düşündü ve şimdiki haline şükretti.
Mutfaktan gelen seslerle Felix'in kahvaltı hazırladığını düşündü ama yanılmıştı. Mutfakta yalnızca Jisung vardı. Jisung suratı asık bir şekilde yemek hazırlıyordu. Minho bir gariplik olduğunu anladı ve mutfaktaki masaya oturdu.
"Günaydın"
Bir anda irkilen Jisung ona döndü. Önlüğüyle oldukça tatlı gözüküyordu. "Günaydın hyung."
"Diğerleri nerede?"
"Abim buradaki restoranı açtı. Artık yeniden burada çalışıp para kazanacak."
"Bu çok iyi bir haber Jisung. Peki Felix nerde?"
"O da orada çalışacak abimle beraber."
"Harika." dedi ancak Jisung'un yüzü bunun aksineydi. Bu yüzden anlam veremeyerek sordu.
"Bu suratının hali ne o halde? Bu habere sevinmen gerekmez miydi?"
"Evet bu çok sevindirici bir haber. Ama herkes bir şeyler yaparken ben boş boş oturuyorum. Size hiçbir yardımım dokunmuyor. Yemeklerden de pek anlamıyorum belli başlı şeylerin dışında."
"Jisung senden yardım isteyen olmadı. Sen yanımızda ol yeter."
"Hayır hyung sizin için yeterli olsa dahi ben tatmin olmuyorum." dedi dudaklarını büzerek. Minho onun bu tatlı haline gülümsedi. Tam da o an aklına bir şey gelmişti.
"Neden gülüyorsun hyung?"
"Çocuklarla aran nasıl? Sever misin?"
"Tabii ki de. Kim çocuk sevmez ki? Neden sordun?"
"Sanırım aklıma bir şey geldi."
"Ne geldi?" dedi heyecanla Jisung. Minho onu bu kadar mutlu etmesine gülümsedi.
"Kahvaltımızı yapalım. Seni bir yere götüreceğim. Şimdi asma suratını. Bana güven Jisung."
"Anlamıyorum hyung. Ben dayanamam. Hemen söylemelisin. Çatlarım meraktan."
"Lix ile Chan yemek yediler mi?"
"Evet onlar erkenden yiyip çıktılar." Jisung ona merakla bakarken Minho ona sağ gözünü kırptı. Beraber karşılıklı kahvaltılarını yaptılar. Sonunda evden çıktıklarında gitmeden önce kafeye uğradılar. Bu mekanı en son küçükken işletiyorlardı ancak Chan ve babası Avustralya'ya gidince burayı kapatmışlardı şimdi ise Chan, Minho'ya maddi yardımda bulunmak için yeniden açma fikrini aklından geçirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Face-Off//Minsung
ActionBabasının dünya yükü borcu ödeyemeyip intihar etmesi, annesinin de onları terketmesi üzerine hem kardeşine bakan hem de babası yüzünden mafyaya bulaşan Minho... Ve yıllardır Minho ile aynı mahallede yaşayıp ona aşık olan Jisung ancak bunu anlamadığı...