Sınıfındaki omegalara baktı. İyi göründüğünden emin olmak nasıl bir duygu? Yaptığı kombinin vücuda oturması, aynaya bakarken gülümsemek...
Güneşin bile doğmak istemediği bir gündü. Taehyung alfayı görmezden geliyordu. Çünkü araya giren hafta sonu boyunca düşünmüş ve tek sorununun yakışıklı bir alfa olmadığına karar vermişti.
Bugün okul formasının üstüne bir süveter giymek istedi. Bunu okuldaki tüm omegalar yapıyordu. Hevesle kahverengi üstünü giyince hüsrana uğradı tabii. Sinir krizi geçirip oturdu ve saatlerce ağladı.
Sınıfındaki omegaları düşündü. İyi göründüğünden emin olmak nasıl bir duygu? Yaptığı kombinin vücuda oturması, aynaya bakarken gülümsemek...
Bu yüzden okula geç kaldı. Yetmezmiş gibi gözleri de şişti. Gözlerini dinlendirmek için lens takmamaya karar verdi. Gözlükle daha çirkin göründüğünü düşünüp biraz da bunun için ağladı.
Sonunda gözlüğü bir köşeye atıp çıktı. Döndüğünde dakikalarca onu aramak zorunda kalacaktı. Çünkü gözlük takmayınca göremezsin ve göremeyince gözlüğünü bulamazsın vesaire.
Şimdi en arkadaki sırasına oturmuş düşünüyordu. 'Kilolu olmak benim elimde değil mi? Neden bu duruma zorlanmış gibi davranıyorum? Midem bulanıyor.' Sabah bir yerden başlamak gerek diyerek annesinin şeker hapından yuttuğunu hatırladı. Açlık hissini bastırdığıyla ilgili bir şeyler duymuştu.
Yalnız hissetti. Jimin okula gelmemişti. Bu yüzden iki teneffüs boyunca oturdu. Arada Jungkook ile göz göze gelip hızla başını çeviriyordu. Ondan uzak durmaya çalışırken yanına gelip selam vermesi için dua ediyordu. Kendiyle çelişmekten nefret etti. Onun gibi birinden sevgi beklediği için kendinden nefret etti. Sonsuza kadar hoşlandığı herkese platonik kalacaktı.
Alfanın ayaklanmasıyla atkısını düzeltti. Yanına doğru geliyordu. Elini sırasının üstüne koyup ciddiyetle konuştu. Uzun süredir yapmak istiyormuş gibiydi. "Beni görmezden geliyorsun. Tek kelime etmedin."
Beta başını kaldırıp gözlerine baktı. Hiç utanmıyormuş, ağlamak istemiyormuş gibi davranacaktı. "Sohbet edecek kadar yakın olduğumuzu düşünmemiştim." Gerçek düşünceleriydi. Biraz da çekiniyordu tabii. Kırılmak istemiyordu.
"Taehyung, biz... Çok yakındık." Kimsenin gözlerini kaçırmaması ortamı geriyordu. Çok yumuşak bakıyordu Jungkook. Ama Tae bunun da sadece bir oyun olduğunu düşündü.
"Artık değiliz." Artık değiliz. Çünkü duygularım asla umrunda değil. Bu kadar yakın olmak bile midemi bulandırıyor. Beni yine öpecek misin?
"Peki olamaz mıyız?" Olalım, lütfen. Çünkü sevilmeye ihtiyacım var. Ama olamayız. Beni sevmeyeceğini biliyorum.
"Olamayız." Çok farklı karakterleriz demek istedi. Ama lütfen gitme. Kalırsan sadece beni sev. Sevemezsin ki. Beni neden sevesin.
Jungkook elini kalbine götürüp oyuncu bir şekilde konuştu. "Ah Tae, kalbimi kırıyorsun." Gerilen atmosferi düzeltmek için şakalaşmak istemişti. Ama çok farklı bir psikolojiye sahip olan Taehyung küçük düşürülmüş hissetti.
Ona cevap vermedi. Soğukça gülümseyip sınıftan çıktı. Ve Jungkook, o hiçbir şey demedi.
Boğazında, midesinde bir yumru vardı. Kusmak istedi. Yine de kusacağını hiç düşünmemişti. Tuvalete doğru ilerlerken sadece oturup ağlamak istiyordu. Belki de kokudandır, içeri girdiği an öğürdü. Kapılardan birini açıp klozetin önünde diz çöktü. Midesinde ne varsa boşalttı. Ki pek de yemek yememişti. Kocaman bir bardak kahve içmiş bir de muz yemişti.
Rahatlayıp zeminde küçülünce düşünebildiği tek bir şey vardı. Kusmak iyi hissettirmişti.
(。ŏ﹏ŏ)
bolum hakkinda ne dusunuyorsunuz?🤒
ŞİMDİ OKUDUĞUN
so you love me?
FanfictionGeçmişte sevdiği kişi tarafından kullanıldığını anlayan beta, sevileceğine asla inanmıyordu. tw: yeme bozukluğu