Jungkook eski fotoğraflarını kurcaladı. Betaya ait bir fotoğrafı bulup yatağına uzandı. Ona bakıp iç çekti. Her gördüğünde daha güzeli olabilir mi diye düşündüğü Beta görünüşünü sevmiyor, kendine zarar veriyordu.
"Kimse söylemedi mi sana ne kadar güzel olduğunu? Kendin de mi anlayamıyorsun?"
Ona çirkin hissettiren şey her neyse ya da kimse canını yakmak istedi. Oysa bu sağlıksız düşünceyi aklına sokan ilk kişi kendisiydi. Aynaya bakıp benim sorunum ne dediği ilk gün ona sevgilisinden bahsettiği gündü. Bir bilseydi eğer... Ağlardı, bir kez daha nefret ederdi çocukluğundan.
Bir sorun olursa araması için numarasını vermişti betaya. Bu yüzden aylar sonra telefonunu sessizden çıkartmıştı. Dakika başı kontrol ediyordu. Bir sorun olmasını istediğinden değil tabii. Sesini duymak istemişti.
Dayanamayıp sınıf grubuna girdi. Betanın numarasını bulup kaydetti.
Mesajlaşmayı hiç sevmezdi. Telefonda konuşmayı da pek sevmezdi ama...
Arama tuşuna basıp bekledi. Dudaklarını kemiriyordu. Acaba beta onu ne diye kaydetmişti?Telefon açıldı. Kalın ama yorgun bir ses yükseldi. "Jeon..?"
"Tae, sen aramayınca..."
"Bir sorun olmadığı için aramadım. Yeterince utanıyorum zaten. Beni o halde görmemeliydin." Beta, onun sesini kesip konuşmuştu. Biraz agresifti. Zor bir dönemden geçtiğini hatırlattı kendine. Alttan almaya hazırdı.
"Kalmak benim kararımdı. Yanında olmayı ben seçtim güzelim." Ona hep güzelim demek istedi. Güzel olduğunu anlayana kadar, hatta sonsuza kadar.
"Jeon, yapma." Sesi titredi. Alfa, onun yüzünün aldığı şekli hayal edebiliyordu. Güzel gözleri kapanmış ve dudakları kızarmış ağlıyordu.
"Lütfen beni itme Tae." O bu durumdayken konuştuğumuz şeye bak, diye düşündü. Bambaşka sorunları varken güzelini ağlattığı için bencil herifin tekiydi.
"Tekrar gitmeni kaldıramam. Bu haldeyken nefes almak bile ağır geliyor." Alfa çoktan oturur pozisyona gelmişti. Ergenliğinde yaptıkları yüzünden dibine kadar pişmandı. İki yıldır hataları zihnini bırakmıyordu.
Çocuktum demek istedi. Sonra sustu. Çünkü betanın da çocuk olduğunu biliyordu.
"Söyleyecek sözün yok değil mi? Neden bana gelince bu kadar korkak oluyorsun?"
Taehyung geçmişi anımsayıp konuştu. O omegaya ne kadar çabuk açıldığını, gelip ona anlattığını hatırladı.
"Adı neydi şu çocuğun? Dudakları çok öpülesi diye bahsettiğin." Kimi kastettiğini anladı. Adını unutmuştu, yaptıkları saçmalıklar hâlâ zihninde taptazeydi.
"Hatırlamıyorum." Tae onaylayan mırıltılar çıkardı. Acıyla gülümsüyordu. Keşke burada olsa da görse halimi, diye düşündü.
"Dudaklarından ayrılmadığın çocuğu... Hayır hayır, sen herkesle öpüşürdün. Pek özel değil ne de olsa."
Alfa deli gibiydi, düşünüyordu. İki saat içinde ne değişti? Az önce kucağımdaydın, saçlarını okşuyordum.
"Fakat onu çok sevdiğini söylerdin. Şimdi adını bile unutmuşsun."
Beta iki saat boyunca sadece eskileri düşünmüştü. 'Bunu son kez yapıp onu sileceğim.' diye plan yapmıştı. Öpüşürkenki, neredeyse sevişirkenki anıları fazlasıyla canını yaktı. Aynı zamanda ona olan nefretini körükledi.
Zayıf anından yararlanıp yaklaşmasıysa mide bulandırıcıydı.
"Onu bile unuttun. Şimdi lütfen beni de unut, biraz bile sevdiysen eğer."
ᕦ(ò_óˇ)ᕤ
E niye boyle oldu bunlar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
so you love me?
FanfictionGeçmişte sevdiği kişi tarafından kullanıldığını anlayan beta, sevileceğine asla inanmıyordu. tw: yeme bozukluğu