Aslında yazmayacaktım. Şu son 1 haftadır gerçek hayat ile yüzleşiyorum ama dün maç izledim gaza geldim okuyucum da ısrar ediyor onu üzemem hem kafa dağıtmış olurum yazayım bari, dedim. Neden böyle bi başlık yazdığımı da bilmiyorum aklıma başka bir şey gelmedi Jckdjckdjkckd
Neyse. Bu bölümü anlamak biraz basket bilgisi istiyor ama anlamıyorsanız da sorun değil.—————
(Maç günü)Bir hafta boyunca okulda koçla, parkta Jisung ile antrenman yapmıştık. Gün sonunda bitkin düşüp yemek yemeden uyuyordum ama annem her gün okulda yemem için yeterince yemek koyuyordu. Kilo bile almış olabilirdim ama hazır hissediyordum.
Şimdi ise öğle arasındaydık ve HeeJin sınıfıma gelmiş yemek kutusunu masanın üstüne koymuş kafamda dikiliyordu. "Hadi kalk da yemek yiyelim. Açım!"
"Sen her zaman açsın."
Yemek kutumu aldım ve yürümeye başladık. Kantinin önünden geçtik. Gereksiz derecede hem kalabalık hem pahalıydı. Bahçeye çıkıp masaların birinde oturduk. Yemekleri yemeğe başlarken HeeJin konuştu.
"Konuşalım." derken ellerini çırptı.
"Ne konuşalım?" dedim ağzımı doldururken.
"Bir haftadır meşguldün akşamları da erken yattın konuşamadık. Yani şimdi... aynı şeyleri o da mı hissediyor?"
"Öyle dedi." Tekrar ağzımı doldurdum. Bu konuda konuşmak hem beni utandırıyor hemde üzüyordu.
"Ama birilikte olmanız için küçük olduğunuzu söyledi ve sabretmeniz gerektiğini söyledi. Haru, çocuk resmen sana 'birbirimizi bekleyelim' demiş."
"Biliyorum." bir lokma daha. Beklemediğim bi anda HeeJin elimdeki çubuklara vurdu ve dikkatini üzerine çekti.
"Ulan gerizekalı! Burda senin için konuşuyoruz! Mutluluktan gebermen gerek!" ağzımdaki lokmayı yuttum.
"Sayın, HeeJin-ah. Analiziniz bittiyse zıkkımlanır mısınız artık? Farkında mısın bilmiyorum ama iki ders sonra benim bir maçım var. Kafamı bu hafta yeterince bu konuyla doldurdum. Rüyalarıma kadar girdi. Şimdi sadece maça odaklanmak istiyorum. Sende zıkkımlan artık."
Yemeklerimiz ve tenefüs de bittiğinde ikimiz de vedalaşıp sınıflarımıza yöneldik. Heyecanlı mıydım? Fazlasıyla. Annem, Seungmin, Kim Teyze ve Jisung da izlemeye gelecekti. Heyecanlı olmamak elde değildi. Son derste bittiğinde neredeyse koşarak soyunma odasına gittim. Erken geldiğim için kimse yoktu bu yüzden üstümü değiştirmek rahat olmuştu. Ayakkabılarımı da giydiğimde artık hazırdım. Ben çıkarken gelen diğer kızları gördüm. Beni gördüklerine şaşırmış gibilerdi.
"Selam." dedi yanımdan geçerken biri. Onu daha önce gördüğümü hatırlamıyordum ama yanında gelen kızları önceden gördüğüme emindim. Yeni olmalıydı.
"Selam." diyip aynı şekilde karşılık verdim. Tam çıkacakken o kız tekrar konuştu.
"Geçen hafta sakatlandığını duydum. Maçı mahvetme." dediğinde arkadaşları aralarında gülüşmeye başladı. İçimde kırmızı bir kıvılcımın yandığını hissettim. Sinirlenmeye başlamıştım. Tuttuğum kulbu bıraktım. Yüzüm tamamiyle değil ama eski haline dönmüştü. Çok fazla çalışmıştım kendimden emindim.
Hiçbir şey demeden çıktım soyunma odasından. Tiribünde oturan HeeJin'i gördüm. Yanına gidip oturdum.
"Ne oldu?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Yarısına 1 Dakika || Kim Seungmin
FanfictionAynı anaokuluna gitmiştik. Aynı ilkokul. Aynı ortaokul. Tabii sen şimdi lisedesin ama oraya da geleceğime emindim. Ben başladığımda sen bitirmeye yaklaşıyorsun ama sorun değil. Aramızda 3 yaş olması sorun değil. Çok çalışacağım Seungmin oppa. Çok ça...