(Bir hafta sonra)
"Şaka yapıyor olmalısın! O grubun şarkılarına bayılıyorum!"
"Ne? En sevdiğin şarkı hangisi? Ya da albüm?"
"Şarkı olarak seçemem ama albüm olarak 24/7 favorim. Senin?"
"Elevate'ten vaz geçemem!"
JungWon ile 1 hafta geçirmiştik. Birkaç gün sonra anlaşmaya başlamıştık ve yolda artık susmak yerine sohbet edebiliyorduk. Hatta severek dinlediğim grubun benden başka dinleyeni yok diye üzülürken onun da dinliyor olduğunu öğrenmiştim!
Seungmin ile de hiçbir yerde karşılaşmamıştık. Kim Teyze'nin anneme söylediğine göre sınav haftasıydı. Umarım sınavları sorunsuz geçiyordur. Onu görmek çok isterdim. Çünkü çok özlemiştim. Neredeyse iki haftadır görmüyordum. Belki de o beni görmek istemiyordur? Eğer öyleyse evine gider sabahın köründe şafak operasyonu yaparım!
Şaka bir yana. Sanırım onlara gideceğim.Eve vardığımızda JungWon'un yüzü yine asıldı. "Bugün de göremedik değil mi?" diye sordu. Etrafıma baktım. Sonra tekrar ona döndüm ve başımı salladım.
"Maalesef."
"Anons yaptırıcam artık! Seungmin gel şu kızı götür!" o dalga geçerken ben onu sinirle döver gibi yapmıştım. O benden kaçarken oldukça komik görünüyorduk.
"Ama gerçekten..." diye söze başladım. "Bir hafta oldu. Daha fazla uzatmaya gerek yok sanırım."
"HeeJin'e sormadan hareket edemem. Yoksa..." derken boğazını keser gibi baş parmağını boğazına sürüp ölü taklidi yaptı. Güldüm.
"Haklısın. O zaman, sonra görüşürüz." dedim ve el salladığımda ayrıldık. Koşaradım merdivenleri çıkarken bir an önce kendimi eve atmak istedim. Annemin evde olduğunu bildiğimden anahtarlarımı çıkarmadan direk zile abandım. Kapı açıldığında gülümsedim ve ayakkabılarımı hızla çıkartıp içeri bir adım attım. Gülümsemem yerini korkuya bıraktığında dilim tutulmuş gibi hissettim. Çünkü kapıyı açan annem değil Seungmin'in ta kendisiydi. "Burada ne işi var?" diye düşünürken içeriden Kim Teyzenin sesini duymuştum.
"Orada öyle dikilecek misin Haru-sshi?" diye sorduğunda içeri yürüdüm yavaş yavaş. Görmüş müydü? Kızgın mıydı? Üzgün müydü? Tüm bunlar o saniye aklımdan geçen şeylerdi.
"Geleceğinizi bilmiyordum oppa. Kusura bakma." dedim odama yürürken. Salondan geçerken Kim Teyzeye ve anneme selam verdim. "Hoş geldin teyze."
"Hoş bulduk canım. Sende hoş geldin."
Onlar sohbete devam ederken ben odama yürümeye devam ettim. "Haru-sshi." diye seslendi Seungmin. Odamın önündeyken durdum ve ona döndüm. "Bir sorun mu var?" diye sordu. "Günlerdir görüşemiyoruz. Şimdi de sanki kabus görmüş gibi bakıyorsun." diye devam etti. Başımı salladım.
"Hayır oppa. Bir sorun yok. Sadece biraz yorgunum." dedim gülümsemeye çalışırken. O tüm stresimin ve davranışımın farkındaydı. "Üstümü değiştireyim." dedim odamı göstererek. Başıyla onayladı.
"İçerdeyim." dedi ve salona gitti. Derin bir nefes alarak odama girdim. Üzerimi değiştirdiğimde odamdan çıktım ve su içmek için mutfağa girdim. Kendime su doldururken mutfağa elindeki tepsi ile giren Seungmin'e göz ucuyla baktım. Tepsiyi bırakıp gitmesini beklerken bana döndü. Gözlerimin içine baktı.
"Bir şey mi oldu oppa?"
Başını iki yana salladı. "Sadece merak ediyorum." diye söze başladığında suyu içmeye başladım. "Bir haftadır yanında dolanan o çocuk kim?" diye sordu merakla. İçtiğim su boğazımda kaldığında ister istemez püskürttüm. Öksürük boğazımı bırakmadığında sırtıma vurarak iyi olup olmadığımı kontrol etti. "İyi misin Haru?" diye sordu sessizce. Derin nefes almaya başardığımda onu başımla onayladım. Görmüştü. Ya kızgındı ya da üzgün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Yarısına 1 Dakika || Kim Seungmin
FanfictionAynı anaokuluna gitmiştik. Aynı ilkokul. Aynı ortaokul. Tabii sen şimdi lisedesin ama oraya da geleceğime emindim. Ben başladığımda sen bitirmeye yaklaşıyorsun ama sorun değil. Aramızda 3 yaş olması sorun değil. Çok çalışacağım Seungmin oppa. Çok ça...