Sinema

44 9 3
                                    

(Hafta sonu)

"Gitmek zorunda mısınız?" diye sordum valiz hazırlayan aileme bakarken.

"Sadece iki gün şehir dışında olacağız Haru. İş yerimin toplantısı ve çocuk getirmeyi kabul etmiyorlar." dedi babam. Sözde "kaynaşma toplantısı"na ne diye gidiyorlardı anlamış değildim. Annem onların eşleriyle tanıştığında ne değişeceğini de düşünmüştüm. Daha çok para? Olabilir.

"Her şeyin hazır, yemek yapıp bıraktım, gözün de iyileşti sayılır. İlaçlarını kullanmayı unutma ve aradığımızda aç yeter." diye ekledi annem. Bıkkınlıkla onayladım. Onlar hazırlanıp kapıdan çıktıklarında eski sessizliğime geri döndüm. Hafta içi hızlı ve rahat geçmişti. Seungmin her okul çıkışı beni ziyarete geliyordu ve her başka gün başka bir abur cuburla günümü güzelleştiriyordu... Beni bu denli düşünmesi ona olan sevgimi her defasında daha çok arttırıyordu. O beni kardeşi gibi severken... benim ona aşık olmam ne kadar doğruydu? Bunu düşünmüştüm bu uzun süre. HeeJin'de bunu ima edip durmuştu ama ben bunu kendime bir türlü itiraf edemiyordum. Ama bildiğim bir şey varki bu normal bir sevgi değildi. Eğer beni biraz tanıyorsa böyle davranığında ne hissedeceğimi de önceden düşünmeliydi.

Belki de biliyordu.

Küçüklüğümüzden beri çoğu anımız birlikteydi ve ben kendimi bildim bileli onun yanında farklı hissediyordum. Acaba o da fark etmiş miydi? Birkaç dakika sonra telefonun çalmasıyla odama yürüdüm ve telefonu açtım.

"Efendim HeeJin."

"Annenleri valizlerle giderken gördüm. Seni terk mi ediyorlar?"

"Ha ha ha çok komiksin(!)"

"Tamam her neyse, kapıyı aç." Odamdan çıkıp kapıyı açtığımda elindeki jelibonla gülümseyen HeeJin'i gördüm. İçeri girdiğinde odama gittik. "İki gün ev senin ha? Ne yapacaksın?"

"Bilmem, ödev yaparım belki."

"Ya senin ödevden başka derdin yok mu kızım? Gezip görmek istediğin bir yer?"

"Yok." dediğimde biraz düşündüm. "Aslında var." dediğimde HeeJin'in gözleri parladı.

"Nereye?"

"Sinemaya!" dediğimde HeeJin yerinden sıçarı. "Hazırlanıp çıkalım. Dolabım senindir. Annemler para bırakmıştı." dedim ve kalkıp dolaba yöneldim. HeeJin bir yere gidebileceğimizi düşünmeden pijamalarıyla gelmişti. Hava serin gibiydi bu yüzden siyah kısa kollu üzerine hırka giyecektim.

Güneş gözlüğümü taktığımda hazırdım. HeeJin'e baktığımda bana benzediğini fark ettim. "Yakıştı bak." dedim onu süzerken.

"Çöpçü gibi duruyorum." dediğinde şokla ağzımı açtım.

"Sen bana çöpçü mü dedin şimdi? Hangi çöpçü böyle giyinmiş? Ha!" diye üstüne yürüdüm. Gülerek beni ittirdiğinde bende gülmeye başladım. O ve benim tarzlarımız çok farklıydı. O hep çiçekli, işlemeli zarif kıyafetler giyerdi.

"Şaka yapıyorum Haru-ah! Sende hemen inanıyorsun!"

Evden çıktık ve durağa doğru yürümeye başladık. Parkın önünden geçerken bize doğru gelen Seungmin'i gördüm. Bir saniye durakladığımda HeeJin'de görmüştü.

"Sakin ol Haru, sadece bize doğru yürüyor."

"Acaba nereye gidiyor?" diye sordum ona yakşalarak.

"Öğreniriz şimdi." dediğinde birbirimize yaklaşmıştık. Seungmin telefondan başını kaldırıp bizi gördüğünde gülümsedi.

"Nereye böyle?" diye sorduğunda benden önce HeeJin cevap verdi.

Gece Yarısına 1 Dakika || Kim SeungminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin