Bu bölümü bu şarkıyı dinleyerek yazdım
Saçma olmuş olabilir
🥲👍🏻
"Lütfen böyle yapmayı bırakır mısın? Kaç defa özür dilemem gerek?" Sonunda yemeğinden kafasını kaldırıp bana baktığında yutkundum. Eli bana doğru uzandı ve gözlüğümü aldı. Onu filmden sonra tekrar takmıştım. İnsanlar bu sefer de akşam vakti güneş gözlüğü taktığım için bakıyordu. Kapatıp masanın üstüne koyduğunda kollarını masaya yasladı ve yüzüme baktı.
"Madem açık açık konuşuyoruz... Bende konuşayım." dedi kaşlarını "değil mi?" dercesine kaldırdı. Başımı salladım. "Senin başkalarının görüşlerini bu kadar dikkate almayı bırakıp ne zaman kendini önemseyeceğini merak ediyorum. Ve evet, sabahki sözünden dolayı hâlâ kırgınım ama affediyorum."
"Oppa... dayak yemiş gibi dörünüyorum. Başka birinde görsem bende aynı şeyi düşünürüm. Hatta madem dürüst oluyoru. 'Ezik, dayak yemiş' diye düşünürdüm."
"Peki.. bu konuda haklı olabilirsin. Sanırım bende fazla büyüttüm ama Haru... zaten yeterince suçlu hissediyorum. Senin böyle yapman beni üzmekten başka bir şey yapmıyor. Kaç gündür seni düşünüyorum haberin var mı? Her okul çıkışı nasıl koşarak geldiğimi bir annem bir Jisung biliyor."
Duyduklarımı sindirmeye çalışıyordum. Bunun kardeşlik olduğunu düşünmemeye başlamıştım. Belki yanlış düşünüyordum ama elimde değildi. Dizim sallanmaya başladığında kendimi durduramadım. Aşırı stres altında hissediyordum. Kafamın içindeki uğultu aniden sustuğunda ağzıma geleni söyledim.
"Ben seni her zaman düşünüyorum..." dedim işte. Bu resmen itiraftı. Söyledim işte.
"Ne?" dedi anlamayarak. Bence anlamıştı ama anlamamazlıktan geliyordu. Birkaç saniye cevap vermediğimde bacağım tekrar sallanmaya başladı. "Haru bu ne de-"
"Lütfen söylediğimi unut oppa. Lütfen." dedim ve ayağa kalktım. "Lavaboya gideceğim." dediğimde hâlâ sesi çıkmıyordu. Yanaklarım, avuç içlerim kısacası her yerim yanıyordu. Hızla lavaboya gitmiş elimi yüzümü yıkamıştım. Derin nefes alıp son bir kez aynadan morarmış gözüme baktım. "Geçecek." dedim kendi kendime. Yoksa başka türlü kendimi berbat hissediyordum.
Dışarı çıktığımda Seungmin çoktan hesabı ödemiş köşede beni bekliyordu. Yanına vardığımda gözlüğü uzattı. "Teşekkür ederim." dedim sessizce ama gözlüğü takmayıp cebime koydum. Haklıydı. İnsanların ne düşündüğünü bu kadar önemsememem gerekirdi.
Lokantadan çıkıp yürümeye başladık. Rüzgar fazla esiyordu. Yine sessizleşmiştik. Ne o ne de ben konuşuyorduk. Sokağı dönüp caddeye çıktığımızda kalabalık karşılamıştı bizi. Yanında yürümek güçtü. Ters taraftan gelen büyük vücut bana çarptığında geriledim.
"Haru." diye seslendi Seungmin. "İyi misin?" ben onu onaylarken omzuma çarpan adama baktı. "Önüne baksana!" Adam yüzündeki alaycı ifade ile arkasını döndüğünde korkmuştum. İyi birine benzemiyordu. Bir süre bana ve Seungmin'e baktı.
"Özür dilerim cici kız. İyi misin?" diye sordu alayla. Gözlerimi kaçırdım ve kafamla onayladım. Bu tepkimden keyif almış gibi Seungmin'e döndü. "Bak. Kız iyi olduğunu söylüyor. Hem yiyeceği kadar dayak yemiş." Duyduklarımla gözlerim dolmuştu ama tek kelime edememiştim. "Uzatma." dedi ciddiyetle ve arkasını döndü.
"Seni-" Seungmin öne atıldığında kolundan hızla tuttum. Bu gece daha fazla olay yaşansın istemiyordum.
"Oppa! İyiyim dedim." gözlerine korku ile baktım. "Gidelim. Lütfen." Gözlerimin içine baktığında yine siniri tuzla buz olmuştu. Adama son bir kez daha bakıp beni onayladı, elimi tutup yürümeye başladı. Az önceki bakışlarında öfke yoktu ama yine de hızlı yürüyüşüne ve elimi sıkı tutuşuna bakılırsa sakin de sayılmazdı. Tek kelime etmek istemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Yarısına 1 Dakika || Kim Seungmin
FanficAynı anaokuluna gitmiştik. Aynı ilkokul. Aynı ortaokul. Tabii sen şimdi lisedesin ama oraya da geleceğime emindim. Ben başladığımda sen bitirmeye yaklaşıyorsun ama sorun değil. Aramızda 3 yaş olması sorun değil. Çok çalışacağım Seungmin oppa. Çok ça...