-Bölüm 4-

24 6 0
                                    


Buz


Telefon ekrana gelen bildirim ile parladı. Yerimden kalkmadan ayaklarımla sandalyeyi kaydırarak koltuğun üzerindeki telefona uzandım.

Luther-"Endişelenme, şimdiden çantama koydum :)" 

Sondaki gülücük işareti onu rahatsız edip etmediğime dair kendimi sorgulamama sebep oldu.

Üzerine çok fazla düşünmemeye çalışarak sadece mesajını beğendim ve çalışmaya kaldığım yerden devam ettim.Kısa bir süre sonra yarına dair duydyuğum karşıkonulamaz heyecan yüzünden, bir türlü çalıştığım şeyleri anlayamadığımı fark ettim. Bu gibi durumlarda kendime daha fazla işkence etmemek için çalışmayı bırakıyordum.

Yarın sadece öğleden sonra üç saatlik blok bir dersim vardı fakat yemekhanede buluşup önce yemek yiyip sonrasında kızlarla derse geçecektik. Kısacası yine de erken yatmamı gerektiren bir durum yoktu. Saate baktığımda henüz on olmuştu. Kendime oyalanacak bir şeyler bulmak için hala vaktim vardı.Ben de Luther gibi kitabı unutmamak için şimdiden çantama attım ve yarın götüreceğim diğer araç gereçleri de toparladım.

Bir süre düşündükten sonra yarın ne giyeceğimi karar vermek adına dolabımı karıştırmaya başladım. Yarın hava bugüne göre birkaç derece daha soğuk olacaktı hatta yağmur yağma ihtimali bile vardı. Koyu yeşil yünlü bir kazağı, üstüne de baklava desenleri olan bir hırka ile eşleştirip baş ucumdaki küçük komodinin üzerine katlı bir şekilde koydum.Altına koyu mavi boru paça bir pantolon giyecektim.

Düşündüğümden daha kısa sürmüştü. Bu gibi soğuk havalarda insanın çokta bir seçeneği olmuyordu zaten.Son olarak alarmımı kurup uykuya daldım.


--------------------

Bir yandan yemek tepsilerimiz ile ayakta dikilirken diğer yandan gözlerimiz ile boş masa arıyorduk.Laura "Buldum!" diye seslendi.Cait ve ben  hemen onun peşine takıldık. Şansımıza bulduğu yer cam kenarında, yemek verilen bölümden uzaktaydı.

"Bak anlatacağına söz verdin. Hadi artık" Laura yemek paketlerini açmaya başlamamıştı bile. Şuan  ilgilendiği tek şey Luther ile olan proje ödevimin detaylarıydı.

Ona kısa bir özet geçemedim çünkü her zaman olduğu gibi kelime kelimesine anlatamamı istiyor ve  "O ne söyledi?","Sen ne karşılık verdin" gibi detay isteyen sorular ile ancak tatmin oluyordu.

"Ona dair bir dedikodu duymuştum. İnsanlar diyor ki; onunlayken kendini 'Acaba benden nefret mi ediyor' diye sorguluyormuşsun. Bu doğru mu?".

Bu dedikoduların nereden ve nasıl çıktığını asla anlayamıyordum. Özellikle söz konusu o olunca...

Çünkü hakkında dedikodu çıkacak kadar insanlarala yakınlık  bile kurmuyordu.

"Kısacası soğuk yani." diye geçiştirdim. Bu konuda onun tarafında olacaktım.

"Hemde buzzz gibi" Dedi Cait kıkırdıyarak.

Ardından konu dağıldı.Bu sefer biz Laura'yı vizeler sonrasında yaşadığı bunalım hakkında biraz sıkıştırdık. Bu durum dış görünüşüne bile yantımıştı. Saçlarını omuz hizasında kestirmiş, siyah saçlarının iç kısmlarına biber kırmızısı renk geçişleri ekletmişti. Bu asi ergen kız havaları tam onn karakterini yansıtıyordu.

Göz ucuyla saate baktıme ve kızları derse gitmemiz konusunda uyardım.Sınıfa girdiğimizde her zaman ki yerlerimize yerşeltik.

Ders ilgi çekiciydi ve zaman su gibi akıp gitmişti.Dersin bitimine yarım saat kaldığını görünce hemen Luther'a bunu bildiren bir mesaj attım.

Vampirin GözdesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin