142 32 27
                                    

Önündeki bina o kadar büyük ve göz korkutucuydu ki... Ancak boğazında oluşan yumruyu yutmak zorunda kalmıştı.

Seonghwa, baldırlarına kadar inen bej rengi oversize hırkasının altındaki buruşuk beyaz düğmeli gömleğiyle ve siyah kot pantolonuyla lobiye adım attığında tüm gözlerin üzerinde olduğundan emindi.

Böyle bir yere göre sade ve yetersiz giyindiğinin farkındaydı ama gardırobunda kapüşonlular, gömlekler, eşofman altları ve yırtık kotlar olduğu için sahip olduğu en resmi kıyafetler bunlardı.

Dikkatlice resepsiyondaki kadına doğru yürüdü ve biraz dikkat çekmek için boğazını temizledi.

Kadın ona yargılayıcı bir şekilde bakmıştı ama yine de gülümsedi.

"Yardımcı olabilir miyim, efendim?" Diye sordu.

"Ah... Kim Chaewon adı altında Kim Hongjoong ile bir görüşmem var." dedi Seonghwa.

"Kim Chaewon... Lütfen bir dakika bekleyin efendim." Genç kadın bilgisayarında bir şeyler yazdı ve ardından arkasındaki yazıcıdan bir ses geldi.

İnce kartı almak için arkasını döndü, hemen klavyenin yanındaki düz yüzeyli silindire vurdu ve ona kartı vermek için ayağa kalktı.

"Bu ziyaretçi kartı. Bunu ofis alanına girmek için kapıya, gideceğiniz kata basmadan önce de asansöre dokundurmanız gerekiyor. Gideceğiniz yer on birinci katta. Sizi Kim Hongjoong'un ofisine yönlendirecek olan sekreteri tarafından karşılanacaksınız. Yardımcı olabileceğim başka bir konu var mı efendim?"

"Hayır, teşekkür ederim." Seonghwa, lobinin diğer tarafındaki küçük kapıların sırasına yönelmeden önce kadına küçük bir gülümseme sundu.

Ziyaretçi kartını yanıp sönen kırmızı yüzeye maviye dönene kadar dokundurdu ve ardından artık açık olan kapıdan geçti.

Mesai saatiydi ancak etrafta çok fazla insan görmemişti, çoğunun kabinlerinde çalışıyor olabileceğini düşündü.

Asansöre adımını attığında yapayalnızdı.

Kartını ekrana dokundurduktan sonra on bir yazan düğmeye bastı.

Seonghwa yukarı çıkarken stresten yerinde duramıyordu ve topuklarının üzerinde ileri geri sallanmaya başlamıştı.

Kalp atışları gittikçe hızlanıyordu.

Seonghwa nihayet on birinci kata ulaştığında ve kapılar açıldığında şaşkın bir ses çıkardı. Derin bir nefes alıp asansörden indi.

Geniş ahşap bir masanın arkasındaki kadın dudaklarında bir gülümsemeyle ayağa kalktı ve "Kim Chaewon?" diye sordu.

Aslında adım Park Seonghwa ama- "Evet."

"Bu taraftan lütfen." Eliyle işaret etti ve Seonghwa, ikisi de görkemli kapıya ulaşana kadar sessizce onu takip etti.

Kadın kapıyı çaldı ve "Kim Hongjoong-ssi, Kim Chaewon geldi." dedi.

Kapının diğer tarafından belli belirsiz bir "İçeri gel." sesi duyulduğunda Seonghwa kendini jöle gibi hissetmişti.

Kadın ondan uzaklaştı ve ardından kapıyı iterek açtı.

"İçeri geçin lütfen."

Çantasının kemerini sıkıca kavrayan Seonghwa içeri girdi.

İçeri girdiğinde kapı arkasından yumuşak bir gümbürtüyle kapandı ve Seonghwa sesi duyunca olduğu yerde hafifçe sıçradı.

Gözlerini odaya çevirip etrafı süzdü. Epey genişti, ve de lüks.

tamed | seongjoongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin