ろく

163 27 12
                                    

Sözleşmeyi imzalamasının üzerinden bir buçuk hafta geçmişti ama hâlâ Wooyoung'a Hongjoong'un evinde yaşamaya karar verdiğini söylemek için uygun bir neden bulamamıştı.

Wooyoung'a gidip "Hey Woo, kendime bir dom buldum, bundan sonra onunla yaşayacağım." demesine imkan yoktu.

Hayır.

Kesinlikle olmazdı.

Hongjoong ile imzaladığı sözleşmeyi öğrenirse Wooyoung'un nasıl tepki vereceğini bilmiyordu.

Bunu düşünmek bile istemiyordu.

Wooyoung kalp krizi geçirebilirdi (kesinlikle geçirirdi) ve her şey karmakarışık olurdu.

Hongjoong'un sabırla onu beklemesini ve bir kez bile taşınma planını sormamasını çılgınca buluyordu.

Akşam yemeği için randevuları vardı ve Hongjoong ona hala iyi davranıyordu hatta onu asla şu anki kaplumbağa hızından daha hızlı gitmeye zorlamıyordu. Bu da onu suçlu hissettiriyordu.

Hongjoong sadece sabırla onu beklemekle kalmıyor, aynı zamanda ilişkilerini canlı bir atmosferde yürütüyordu. Seonghwa'yı rahatsız edecek her şeyi engelliyordu.

Bir adam daha ne kadar mükemmel olabilirdi ki?

"Seni endişelendiren bir şey mi var bebeğim?"

Seonghwa daldığı düşüncelerden sıyrıldı ve Hongjoong'un ona biraz yaklaşarak soruya cevap vermesini beklediğini gördü.

Bir an için avukat olanla yemek yediğini neredeyse unutmuştu.

Hongdae civarında bir kafedeydiler ama kimse onlara bakmıyordu. Bu yüzden Hongjoong, Seonghwa'nın davranışlarını kontrol etmek için lakabı özgürce kullanmıştı.

"Ah, hayır." Seonghwa başını olumsuz anlamda salladı ve çatalını dikkatlice tabağının kenarına bıraktı.

"Hey." diye seslendi Hongjoong, parmağıyla Seonghwa'nın eline dokundu. "Benimle her şeyi paylaşabileceğini biliyorsun, değil mi?"

Alt dudağını ısırarak kucağına baktı ve içini çekti. "Özür dilerim Hongjoong. Ve evet, beni rahatsız eden bir şey var."

"Bunun hakkında konuşmak ister misin?"

"Taşınma meselesiyle ilgili." dedi Seonghwa.

"Wooyoung'a nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Seninle bir sözleşme imzaladığımı söylersem bunu iyi karşılayacağını sanmıyorum. Ama öte yandan, onun evinden bir an önce taşınmayı gerçekten istiyorum."

"Neden bu kadar acele ediyorsun? Orada kendini evinde gibi hissetmiyor musun?"

"Hayır, hayır! Onun evi çok güzel! Ama... Neredeyse iki aydır onun evinde yaşıyorum ve senin yanına taşınacağım diye anlaştık. Ona daha fazla yük olmak istemiyorum ve yaptığımız anlaşmayı geciktirmek istemiyorum. Ama ona nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum!" Seonghwa usulca inledi. "Bu beni deli ediyor."

"Böyle yapma." Hongjoong kıkırdayarak masanın altından Seonghwa'nın dizini okşadı.

"Eminim arkadaşların seni evlerinde bir süre daha ağırlamaktan rahatsız olmazlar. Anlaşmamız konusunda da endişelenmene gerek yok bebeğim. Sana yavaş gidebileceğimizi söylemiştim. Seni hemen yanıma taşınman için zorlamıyorum. Sadece rahatla ve bunu onlara söylemen için doğru zamanı bekle. Ama istersen onlara yanıma taşınacağını ben söyleyebilirim."

"Gelirsen ne bahane uyduracaksın?" Seonghwa karşılık verdi.

"Bunu hiç düşünmemiştim." Hongjoong düşünceli bir şekilde dudaklarını büzdü.

tamed | seongjoongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin